Barbarları beklerken
Fotoğraf: Evrensel
Geçtiğimiz hafta yine ilginç olaylar yaşadık ülkede. Ramazan ayında içki yasağı buyuruldu. Dayandığı yasal bir kaynak yok. Dolayısıyla içki yasağı genelgesi en az üç kez değişikliğe uğradı. Şimdi düşünüyor insan. İnsan hakları için eylem projesi hazırlamaya uğraşan bir iktidar insanların kıyafetiyle, içkisiyle neden uğraşır. Bu insan haklarıyla ilgili belgelerin hangisinde var. Tabii insan hakları sözü bizim ülkede sadece bir varsayım olarak kullanılır. Gerçekte hak, gücün odaklandığı yerdedir. Yani iktidardadır. Ramazanda içki meselesine gelince bir Bektaşi fıkrası gelir aklıma:
Bektaşi’yi şarap içerken yakalar dönemin zaptiyesi, doğru kadının huzuruna çıkarır. Kadı Efendi sakalını sıvazlayarak kara kaplı kitabını açar sonra da Bektaşi’ye döner:
-Bre zındık utanmıyor musun ramazanda içki içmeye.
Ondan sonra da kararını bildirir.
-100 değnek vurula
Bektaşi kafasını kaldırarak bakar Kadı’ya
-Kadı Efendi Kadı Efendi der,
-Sen ya sayı saymasını bilmiyorsun ya da hiç dayak yemedin.
Evet, az gittik uz gittik ama geçmişle aramızdaki bağ günümüzde de sürdürülmeye çalışılıyor. Kimilerine göre komik, kimilerine göre ise trajik. Yine geçen hafta 1 Mayıs’tı. Pek inandırıcı olamasa da pandemi dolayısıyla sokağa çıkma yasağı vardı. Oysa bir gün önce trafik yükünü almış, insanlar yollarda yasağı kendi bildiklerince evirip çeviriyorlardı. Bazı yollarda yasaksız günleri anımsatırcasına yoğun bir trafik gözleniyordu.
Bu arada gazetecilerin fotoğraf almalarını yasaklayan yeni bir buyruk geldi. Gazeteciler polis tarafından şiddet gördü, çektikleri fotoğraflar kameralarından zorla sildirildi. Görüntüleri yasaklandı. Hadi şimdi gelin buradan yakın. Siz kimi kimden koruyorsunuz? Halkın haber alma hakkını tümüyle ortadan kaldırmak mı istiyorsunuz? Elbette bütün bu buyrukları fazlaca düşünmeden, irdelemeden yapmak adet oldu iktidarımızda. 3 Mayıs da Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ydü. Bütün dünyada gazetecilerin pandemi konuları da dahil, ne denli zor koşullarda görev yaptıkları konuşulurken bizim ülkemizde habercilik görevini yerine getirmeye çalışan gazeteciler baskı altında görev yapmaya çalışıyorlardı.
Tarih boyunca insanlık emperyalistlerle emekçilerin karşı karşıya kaldığı bir süreci yaşamıştır. Emperyalistlerin halkları korkutmak için ve kendilerine biat etmelerini sağlamak için seçtikleri yollardan biri dinse öteki de düşman yaratmaktır. Sermayeyle gücünü birleştiren iktidarlar, rejimin adı ne olursa olsun halklarını yarattıkları düşmanlarla korkuturlar. Karşı çıkan, aykırı düşünen yurttaşları ise vatan hainliğiyle suçlarlar. Çünkü onlara göre vatan iktidar güçlerinin de malıdır. Dün gece Konstantinos Kavafis’in şiirlerini okuyordum. “Barbarları Beklerken” adlı o muhteşem şiirinde bu gerçeği özetleyivermişti büyük şair. Gelin bu yazıyı da, yalnız Yunanistan’ın değil dünya edebiyatının da usta şairi, Konstantinos Kavafis’in dizeleriyle sonlayalım. Barbarları Beklerken şiirini dilimize Erdal Alova çevirmiş.
Neyi bekliyoruz böyle toplanmış pazar yerine? / Bugün barbarlar geliyormuş buraya.
Neden hiç kıpırtı yok senatoda? / Senatörler neden yasa yapmadan oturuyorlar?
Çünkü barbarlar geliyormuş bugün./ Senatörler neden yasa yapsınlar? / Barbarlar geldi mi bir kez, yasaları onlar yapacaklar.
Neden öyle erken kalkmış imparatorumuz, / şehrin en büyük kapısında neden kurulmuş tahtına, / başında tacı, törene hazır?
Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, / onların başbuğunu karşılamaya çıkmış imparatorumuz. / Bir de koca ferman hazırlatmış / ona rütbeler, unvanlar bağışlayan.
İki konsülümüzle yargıçlarımız neden böyle / işlemeli, kırmızı kaftanlar giyinip gelmişler? / Neden böyle yakut bilezikler, parlak, / görkemli zümrüt yüzükler takınmışlar? / Ellerinde neden böyle altın, / gümüş kakmalı asalar var?
Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, / onların gözlerini kamaştırırmış böyle takılar.
Ünlü konuşmacılarımız nerde peki, / neden her zamanki gibi söylev çekmiyorlar?
Çünkü barbarlar geliyormuş bugün, / onlar pek aldırmazlarmış güzel sözlere.
Neden bu beklenmedik şaşkınlık, bu kargaşa? / (Nasıl da asıldı yüzü herkesin!) / Neden böyle hızla boşalıyor sokaklarla alanlar, / neden herkes dalgın dönüyor evine?
Çünkü hava karardı, barbarlar gelmedi. / ve sınır boyundan dönen habercilere göre, / barbarlar diye kimseler yokmuş artık.
Peki, biz ne yapacağız şimdi barbarlar olmadan? / Bir çeşit çözümdü onlar sorunlarımıza.
- Anılara dönmek 22 Ocak 2025 04:01
- Hayata bir de buradan bakalım 15 Ocak 2025 04:31
- Gemici Islığı 01 Ocak 2025 03:00
- Dünden bugüne 25 Aralık 2024 04:04
- Ellerinize ve yalana dair 18 Aralık 2024 03:18
- Eski dostlar 11 Aralık 2024 04:29
- Acılı ve ayıplı günler 04 Aralık 2024 06:35
- Korku üzerine 27 Kasım 2024 04:35
- Sabah esintileri 20 Kasım 2024 04:25
- Kayıp ülkem 13 Kasım 2024 04:05
- Samimiyetinizi sevsinler! 06 Kasım 2024 04:40
- Umut yaprakları 23 Ekim 2024 03:07