07 Mayıs 2021 00:21

Kripto balonu

Çeşitli kripto paralar

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Pandemiyle birlikte gelişmiş ekonomilerde para musluklarının ardına kadar açılmasının ardından varlık fiyatlarında rekor seviyelere şahit oluyoruz. İleride bu dönemi karakterize edecek varlık balonu ise kuşkusuz kripto para balonu olacak.

Kritpo paraların öncüsü Bitcoin’in doğumu 2008 krizinin hemen ardından 2009 yılında gerçekleşti. İlk dönemlerde temkinle karşılanan Bitcoin Fed’in izlediği genişlemeci para politikası karşısında dolara alternatif arayan yatırımcıların giderek ilgisini çekmeye başladı. 2010 yılında 10 cent seviyesindeyken 2017 yılının sonlarında 14 bin dolar sınırına yaklaştı. Bu arada alternatif kripto paralar a piyasaya sürülmeye başlanmış ve kripto para sayısı 1500’e yaklaşmıştı.

Ancak aynı dönemde Fed de para politikasında dönüş sinyalleri vermekteydi. Art arda gelen faiz artırımlarıyla birlikte dolar güç kazanırken alternatif varlık fiyatları da baskıyla karşılaştı. Bu gelişmeler spekülasyonun en üst seviyeye vardığı kripto para piyasasını da sert vurdu. 2018 ocak şubat ayları arasında Bitcoin yüzde 65’e varan bir değer kaybı yaşadı, Eylül ayı itibariyle kripto para endeksinde kayıp yüze 80’i buldu.

Pandemiyle birlikte yaşanan dolar bolluğu ve finans piyasalarında artan spekülatif hareketler bir kez daha kripto paralara yaradı. Bitcoin 2020 nisanından sonraki bir yıl içerisinde 6 bin dolardan 58 bin dolar seviyelerine tırmandı. Bugün değeri sık ve sert dalgalanmakla birlikte Bitcoinlerin piyasa değeri 1 trilyon doları aşıyor. İkinci büyük Ethereum’un  piyasa değeri 400 milyar dolayında. Kripto para piyasasının toplam değeri ise 2.4 trilyonun üzerinde.

Bitcoin’in ilk popülerlik kazandığı dönemde arzı sınırlı kripto paraların değişim aracı olarak kullanımasının deflasyonist bir sonuç yaratabileceği üzerine durulmaktaydı. Burada temel sorun para kriz dönemlerinde para arzının genişletilmesinin  olanaksızlığı olarak gösterilmekteydi. Ancak bugün karşılaşılan sorun çok daha farklı. Bitcoin arzı sınırlı olabilir ancak her geçen gün altcoin adı verilen onlarca yeni kripto para piyasaya sürülüyor.

Coinmarketcap sitesine göre  halihazırda 9609 kripto para mevcut ve bu sayı gün geçtikçe hızla artıyor. Öte yandan varlığı fiilen sona ermiş “ölü kipto para” sayısı da 2 bine yakın. Bunların bir bölümü dolandırıcılık amaçlı piyasaya sürülürken,  diğerleri ise beklenen ilgiyi görmediği için sonlandırılan projelerden ya da işlem hacmi giderek düşerek unutulan paralardan oluşuyor.

Peki kripto para piyasındaki bu hızlı büyüme ekonominin geneli açısından ne ifade ediyor? Öncelikle, bu alternatif kripto paraların artan oranda değişim oracı olarak kabul edilmesi para arzındaki büyümenin benzersiz bir şekilde hız kazanması anlamına gelecektir. Bunun yaratacağı enflasyonist etkilere karşılık Merkez Bankası’nın  müdahale yetisi de sınırlı olacaktır. Zira para arzının önemli bir bölümü üzerinde kontrolünü yitirecektir. 

İkincisi başlangıçta ifade edilenin aksine kripto paraların fon transferi amacıyla kullanımının maliyetli ve yavaş olması nedeniyle çok tercih edilmediği ve daha ziyade servet biriktirme ve spekülasyon amacıyla kullanıldığı görülüyor. Kripto para piyasasının dayandığı işlemsel altyapının çervreye maliyeti de oldukça yüksek. Cambridge Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada piyasanın yarattığı karbon ayak izinin Arjantin ekonomisininkine eşit olduğu ifade ediliyor. Kara para aklama, terör faaliyetlerinin finansmanı gibi alanlarda kripto paraların işlevsel rolü de hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların bu alanda regülasyon arayışlarının arkasındaki önemli etkenlerden.

Diğer yandan hükümetlerin bu piyasaya dönük açıktan bir mücadeleye girişmesi kolay bir tercih değil.  Ulaştıkları büyüklük itibariyle kripto para piyasasındaki çöküşün mevcut sistemde önemli dalgalanmalar yaratacağı bir gerçek. Bank of America’nın Nisan ayında fon yöneticileriyle yaptığı anket katılımcıların yüzde 74’ünün Bitcoin’in sert yükselişini bir balon olarak nitelendirdiklerini gösteriyor. Bu balonun patlaması servet etkisi dolayısıyla ekonominin talep tarafında önemli sorunlara yol açacaktır.

Burada Türkiye ekonomisi açısından da bir parantez açmakta fayda var. Kripto para yatırımcı sayısı açısından Türkiye yüzde 4.8’lik bir pay ile bir çok ekonomi devini geride bırakarak İngiltere ile birlikte 4. sırada yer alıyor. Bu tablo işsizlik ve yoksullukla boğuşan bir ekonomide özellikle gençlerin sınırlı birikimlerini daha iyi bir gelecek arayışı içerisinde bu piyasalara yönlendirdiğini gösteriyor. Bu nedenle Türkiye ekonomisinin kripto para piyasasındaki gelişmelere dönük kırılganlığının oldukça yüksek olduğunu söylemek mümkün.

Önümüzdeki haftalarda fırsat buldukça bu piyasalardaki gelişmeleri tartışmayı sürdüreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa