15 Mayıs 2021 00:55

Peker ‘pandora’nın kutusu’nu açtı; Cumhur İttifakı topyekün ‘kaleye’ geçti!

Sedat Peker

Ekran görüntüsü Sedat Peker'in Youtube videosundan ekran görüntüsü alınmıştır.

Paylaş

Mafya Lideri Sedat Peker, “itiraflar dizisi”nin dördüncü bölümünü de önceki gün gösterime soktu! 

Sedat Peker bu videosunda, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, yanıtı da içinde olan ve eski Adalet Bakanı ve halen Cumhurbaşkanlığı YİK Üyesi Cemil Çiçek’in “Binde biri bile doğruysa felaket ve sıkıntıdır. Savcılar resen soruşturma başlatmalıdır” dediği soruların başlıcaları şunlar:

  • Sedat Peker’e dosya hazırlıyorlar, tehlikeli bir durum olursa haber vereceğim’ dedin mi?
  • Benim akrabam gelip ‘Reis’in kulağına bir şeyler geliyor, İstanbul’da sorunlar var’ dediğinde, ‘İstanbul’u ben yönetmiyorum, Berat yönetiyor’ ‘O yaptırıyor her şeyi’ demedin mi; Berat Bey’e sen beni düşman etmedin mi?
  • Benim koruma polisimi sen vermedin mi; Sen uzatmadın mı ondan sonraki sene de?
  • DYP’nin başına ulaşman için yapılan kongrelerde yanında olan benim arkadaşlarım değil miydi?
  • Silivri’de intihar eden emniyet müdürünün, emniyet müdürü arkadaşları onun neden intihar ettiğini biliyorlar, neden söylemiyorlar?

‘KALE’YE SADECE SOYLU DEĞİL CUMHUR İTTİFAKI GEÇTİ

İçişleri Bakanı Soylu, kamuoyunda Susurluk skandalının en yüksek makamdaki kahramanı Mehmet Ağar’ın, Peker tarafından Bodrum-Yalıkavak Marinasına “çökmek”le suçlanmasıyla tartışma Susurluk skandalına da bağlanmıştı.

Gelişmeler böylesi dallanıp budaklanmışken, İçişleri Bakanı Soylu’nun Peker’in iddialarına yanıtı; “Müptezel operasyon elemanına sesleniyorum: İddianı, iftiranı, her şeyin açığa çıkması için yargıya taşıyorum... İddialar ispatlanırsa idama razıyım” diye yanıt veriyor. 

Bu kadarla kalsa yine de, “Eh, herhalde bundan sonra iddialara ayrıntılı bir yanıt gelecek” denebilirdi. Ama, Soylu burada kalmadı. Bütün bu rezilliklerden ve Peker’in ortaya attığı iddiaların sorumlusu ve muhatabı, yıllar boyunca Peker’le sarmaş dolaş olan Cumhur İttifakı partilerinin yüksek sorumluları değilmiş gibi Soylu; “Tüm iftira ve ithamlarına mal bulmuş mağribi gibi sarılan ve ‘şereflice’ siyaset malzemesi haline getiren...” diyerek, Kılıçdaroğlu ve öteki muhalefet  partilerinin liderlerini ve tartışmayı, gerçeği bulmak için gelişmelerin izini takip eden gazetecileri ve gazeteleri hedefe koydu.

Eğer sadece Soylu’yla kalsa, bu Soylu’nun tutumu deyip geçilebilirdi. Ama öyle olmadı. Soylu’nun söylediklerinin yeterince etkili olmadığını düşündükleri için olacak “kaleye”; Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP Sözcüsü Ömer Çelik birlikte geçti. Muhtemelen önümüzdeki günlerde bunların da yetmeyeceği görüldüğünde daha önemli “kaleciler” de oyuna girecek!

Böylece Peker’in sorularının asıl muhatabının kimler olduğu da ortaya çıkmış oldu!

YOKSA PEKER’İN İDDİALARI GERÇEK Mİ? 

Sanki; geçtiğimiz yıllar boyunca, bırakalım kimi günlük-kişisel sorunlarını, seçimlerde bir eliyle “kurt” öteki eliyle “Rabia” işareti yaparak pek çok ilde düzenlediği mitingleri, gösterileri Peker, AKP ve Cumhur İttifakını değil de muhalefeti desteklemek için yapmış gibi!

Sanki; akademisyenleri, aydınları kendi kanlarında boğacağını ilan etmesini, muhalefeti desteklemiş olmak için yapmış gibi!

Sanki; Peker, boy boy fotoğrafları Erdoğan, Bahçeli, Soylu... Cumhur İttifakının önde gelenleriyle değil muhalefetin liderleriyle çektirmiş gibi!

Oluşan tabloyu tamamlayan ise, Susurluk skandalı kahramanı olarak, “Organize suç örgütü yönetmek”ten ceza alıp hapis yatmış, en kıdemli şahsiyet olarak Eski Emniyet Genel Müdürü, Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar oldu!

Peker’in “Yalıkavak Marinaya çökmek”le suçladığı ve bu suçlama karşısında “Ben olmasam marinaya mafya çökerdi” diyen Mehmet Ağar’a sert biçimde karşı çıkan Soylu, “Herhalde dili sürçtü” diyerek manevra yolunu da gösterdi.

Soylu’nun açıklamasından birkaç saat sonra kameralar karşısına çıkan Mehmet Ağar, söylediklerini derhal geri aldı. 

Hem de; Soylu’ya ve devletin organize suç örgütleriyle mücadelesine övgüler dizerek; dahası tam da Soylu’nun yol gösterdiği gibi, “Sürçü lisan ettim. Kızgınlıkla söyledim” diyerek!

Ağar’ın kendisini fazlaca yerlere atan bu açıklamasını görenler, “Hey gidi koca kurt Ağar, ne hallere düştü” derken, ayını zamanda; “Yoksa Peker’in söyledikleri gerçek mi” demeden de kedilerini alamadı!

Tıpkı, Soylu’nun Peker’in soruları karşısında verdiği yanıtı ve daha en baştan muhalefeti suçlamaya varan panik havasında da yaptığı savunmasında olduğu gibi! 

İKTİDARI PANDORA’NIN KUTUSU’NUN AÇILMIŞ OLMASI KORKUTUYOR

İşin içinde Mehmet Ağar’ın adının geçmesiyle birlikte, tartışmalar, ister istemez ya Susurluk’tan başlamakta, ya da Susurluk’tan öğrenilenlerle ilerlemektedir. 

Ortaya atılan iddialar ve ortalığa dökülen ilişkiler, bir yanıyla Susurluk skandalıyla bağlantılara işaret ederken, öte yanıyla da Susurluk skandalına “çocuk oyuncağı”ymış dedirtecek yeni ilişkilerle karşı karşıya olacağımızı gösteriyor.

Sedat Peker hiç kuşkusuz itiraflarıyla, “mafya-devlet-siyaset-sermaye, uluslararası ilişkiler” boyutu olan bir organize suç örgütünün açığa çıkmasını istemiyor. Tersine onun amacı, kendisini kurtaracak bir uzlaşma için iktidar sahiplerini sıkıştırmak. Ama açtığı “Pandora’nın Kutusu”, onun amaçlarını aşan gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacak gelişmelerin önünü açmış görünmektedir. 

Bu da Peker karşısında; Soylu’dan Bahçeli’ye, Kalın’dan Ömer Çelik’e cümle “as oyuncular”ın “kaleye” böyle hızlı bir biçimde geçerken, savcıları da, konuya yönelik soruşturmadan uzak tutmaları, kutudan çıkacak olan “kötülüklerin” ne kadar büyük olabileceğini gösteriyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa