Sınıf atlamak isterken düşmek(3) dinle aldatılmak…
Banker Bilo filminin afişi
Sınıf atlama arzusu yaratıp özendirmenin, kışkırtmanın başlangıç noktalarından olan Menderes iktidarının “Her mahallede bir milyoner yetiştireceğiz” vaadiyle başlayan süreç, aynı zamanda insanlarımızın genleriyle oynayıp çözme, insani değerlerden uzaklaştırıp düşlerinin kirletilmesinin de başlangıcı ve tarihidir.
Metin Erksan buna anlayışa karşı yaptığı “Gecelerin Ötesi” filminden önceki hafta söz etmiştik. Metin Erksan bu filmi yapma düşüncesinin nasıl oluştuğunu bir söyleşisinde şöyle anlatır:
“O sıralar politik yetkenin ağzına bir laf takılmıştı: “Her mahallede bir milyoner yetiştireceğiz”. Kendi kendime dedim ki evet böyle bir düşünce olabilir, ama her mahallede bir milyoner yetiştirilirken, aynı mahallede başka şeyler de yetişir. Bir grup çocuğu aldım ve filmi çektim. O zamana kadar böyle bir film yoktu. Bu filme çok dikkatli bakmak lazım, o zaman sezdiğim ve düşündüğüm mesele 1970’lere doğru anarşiyle gündeme gelmeye başladı. O çocuklar yetişmeye başladı. O gün atılan tohumları ben o filmde gördüm. O filmin temelinde 65 sonrası vardır. Ben bunu sinemacı sezgimle 1959’da görmüştüm”
İnsanların sınıf atlama, kısa yoldan zengin olma, lüks yaşama kavuşma arzularından, ihtiraslarından, bu yolda oluşan zaaflarından sadece mafyanın, bankerin, tefecinin, üçkâğıtçı, kurnaz, dolandırıcı bireylerin yararlanmadığını gördük, yaşadık.
Bu toplumsal bir sorundu, yoksulluk ve sosyal adaletsizlik sürdükçe arkasına devleti de alan kurumsal yapılanmaların da insanlara “cenneti”, cennette gibi yaşamayı vadederek, onların lüks yaşama, lüks tüketime özenen sınıf atlama isteklerinden yararlanarak dolandırdıklarını da gördük. Hayatlarını, geleceklerini kararttıklarına, yuvalarını dağıttıklarına tanık olduk. Üstelik bu dolandırıcı yapıların birçoğu dini kullanarak daha çok yurtdışında çalışan Müslümanların alın terini, iyi bir gelecek kurmak için biriktirdikleri paraları alan Kombassan, Yimpaş, Jet-Pa, Endüstri Holding gibi “yeşil sermayenin” kontrolündeki şirketlerdi.
İNSANLARIN “DİNİ VE MİLLİ DUYGULARI” İSTİSMAR EDİLDİ
İslami kesimlerin “trilyon”larla ilgisi, buharlaştırması yeni bir durum değildi. Yeşil sermaye ve sermayedarın kontrolündeki şirketler üzerinden binlerce gurbetçinin dini ve milli hassasiyetlerinden yararlanarak, yalan vaatlerle toplanan trilyonlarca liralık birikimleri yok edildi, “iç edildi”, buharlaştırıldı.
90’ların sonlarında 2000’lerin başlarında uzunca bir süre, binlerce insanın hayatını söndüren bu dolandırıcı, sömürgen, kan emici şirketleri de anımsatmak isterim.
Hekim, sinemacı yazar değerli Ercan Kesal, geçtiğimiz günlerde okuduğum bir söyleşisinde “Belleğin evi insanın kalbidir ve unutmak vicdansızlıktır” diyordu. Öyleyse iyisiyle, kötüsüyle unutmayalım, unutturmayalım yaşanmışlıkları; güzellikleri de, acıları da…
Zamanında Sülün Osman’ları tanımış, banker furyasında büyük para kazandırma vaatleriyle karşılarına çıkan gencecik adamlara, saadet zincirlerinde titanlara, dolandırıcılara paralarını kaptırmış, daha yakın bir zaman önce Çiftlik Bank vurgununda çocukları yaşındaki “tosuncuk”a inanıp sınıf atlamayı beklerken dolandırıldığını anlayan binlerce insan bir dönem de “müslüman-dindar” diye inanıp güvendiği Kombassan, Yimpaş, Endüstri Holding, Jet-Pa gibi holdingler tarafından da dolandırılır.
PARALARINIZ BATTI BİR BARDAK SU İÇİN
Türkiye’de çok ortaklı holdingler Haşim Bayram’ın Kombassan şirketiyle başlar. Onun ardından Konya’da 80, Avrupa’dakiler de dâhil edildiğinde 150 civarında çok ortaklı holding ortaya çıkar. Bu şirketler topladıkları paraları hortumlar, buharlaştırır.
Kombassan
1990’lı yıllarda özellikle Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan on binlerce kişinin dini hassasiyetlerini kullanarak ortaklık adı altında para toplayıp faizsiz kazanç vadeden, Kombassan Holding kimya yüksek mühendisi olan Karaman doğumlu Haşim Bayram’ın 1989 yılından itibaren, başlattığı çalışmalarla kurulur. Haşim Bayram, 2007’ye kadar Kombassan Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı yapar.
Almanya’da, Avusturya’da gibi ülkelerde çalışan, yıllarca maaşlarından arttırarak biriktirdikleri paraları bu şirkete yatıran ve bir daha geri alamayan on binlerce aile olur. “İslami holdinglerin en ünlüsü olan Kombassan, kâr payı karşılığı en fazla para yatırılan ve yatırımlarının sayısı en fazla olan holdinglerden biridir”. (Milliyet)
Şirkete yatırdıkları paraları geri alamayanların davalar açmaya başlamasıyla toplanan paraların hortumlandığı, buharlaştırıldığı ortaya çıkınca oluşan piramitler zincirlemeye çökmeye başladı.
Yimpaş
Dursun Uyar’ın öncülüğünde bir grup iş insanının Yozgat’ta, kurduğu ve 1990’lı yıllarda İslami sermayenin devleri arasına giren Yimpaş, 2001’den itibaren Avrupa’daki Türkiye vatandaşları arasında ‘helal kazanç’ adı altında 120 bin kişiden 180 milyon avro para toplamıştı. Battığı, paraların buharlaştığı anlaşılıp, davalar açıldığında toplanan paranın 39 milyon avroluk kısmı geri ödenirken, Yimpaş Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Uyar, milyonlarca avroyu zimmetine geçirmekle suçlanır. Fabrika ve mağaza zincirleri dâhil bazı varlıklarını kaybeder.
Jet-Pa
Fadıl Akgündüz, Siirt’te bir otomobil fabrikası kurma vaadiyle 300 milyon dolar toplar. Şirketine “Allah’ın da ortak olduğunu” ileri süren Akgünüz, projesini hayata geçirmez. Dokunulmazlık zırhından yararlanmak için 3 Kasım seçimlerinde Siirt’ten milletvekili olur. Seçimler iptal edilince de dokunulmazlığı kalktığı için tutuklanır. İki yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onaylansa da topladığı paralar buharlaşmıştır. Akgündüz Jetpa’nın batışından sonra da sahneden çekilmez, farklı projelerle para toplamayı sürdürür.
Endüstri Holding
1997 yılında, binlerce kişiden yüz milyonlarca mark toplayan Endüstri Holding’de yapılan yönetim değişikliğinden sonra yeni yöneticilerden Başkanvekili İsmail Cömert ve Genel Koordinatör Ramazan Arıkan, düzenledikleri basın toplantısında holding kasanının boşaldığını ve batırıldığını duyurur.
Bu tür holdinglerin listesi oldukça uzundur. Söz konusu holdinglerin Avrupa'da bir milyon civarında Türkiyeli’den topladıkları paranın 30 milyar Euro civarında olduğu söyleniyor.
Haftaya; Sınıf atlamak üzerine yapılan filmler…
- Düşen yapraklar (1) 27 Mart 2024 04:15
- Nihat Ziyalan: Yılmaz Güney’in kan kardeşi, filmlerin kötü, gönlümüzün ve edebiyatın iyi insanı (2) 13 Mart 2024 04:20
- Nihat Ziyalan: Yılmaz Güney’in kan kardeşi, filmlerin kötü, gönlümüzün ve edebiyatın iyi insanı (1) 06 Mart 2024 04:15
- Bilal İnci: Zalim, gaddar, acımasız kötü adam 28 Şubat 2024 04:20
- Geleneksel Türk tiyatrosunun son temsilcisi: İsmail Dümbüllü 21 Şubat 2024 04:00
- Atatürk, ‘Ben Bir İnkılap Çocuğuyum’ filmi ve Münir Hayri Egeli (3) 14 Şubat 2024 04:15
- Atatürk, “Ben Bir İnkılap Çocuğuyum” filmi ve Münir Hayri Egeli (2) 09 Şubat 2024 04:20
- Atatürk, ‘Ben Bir İnkılap Çocuğuyum’ filmi ve Münir Hayri Egeli (1) 04 Şubat 2024 04:35
- Jönlükten kötü adamlığa bir sinema sevdalısı: Hüseyin Peyda 28 Ocak 2024 04:33
- Şerafettin Kaya: Ben İyi Biri Olmadan Önce 21 Ocak 2024 05:10
- Yeşilçam’ın Çınarları (6): Vedat Örfi Bengü: ‘Mısır’da sinemayı kuran Türk’ 14 Ocak 2024 04:43
- Yeşilçam’ın Çınarları (4): Aziz Basmacı, Vahi Öz 07 Ocak 2024 04:04