Kürt onurunu temsil eden kadınlar
Fotoğraf: MA
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Ermeni soykırımının tam 100. yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunduğu Ermeni Soykırımı’nın tanınması ve 24 Nisan’ın ulusal yas günü olarak ilan edilmesini talep eden yasa teklifi sunmuştu.
Daha sonra aynı partiden milletvekili olan Garo Paylan aynı mealde bir kanun teklifinde bulundu. Onun kendi halkı adına hem de TBMM’de kanun teklifinde bulunabilmesi, aslında bütün yaşananlara karşın, Türkiye’de demokratikleşmeden umut kesilmemesinin bir kanıtı oldu.
Ama Sebahat Tuncel’in bu teklifi sunmasının bambaşka bir anlamı vardı. Tıpkı Osmanlı devletinin 1. Dünya Savaşı’nda müttefiki olan Almanya’nın parlamentosunda bütün partilerin katılımı ile sadece 1915 olgusunu değil, Almanya’nın da payını kabul etmesi gibi.
Kürtlüğün onurunu temsil etti Sebahat Tuncel. Hapiste olan bütün diğer Kürt kadın belediye başkanları, milletvekilleri, siyasetçileri gibi. Zaten bundan dolayı hapiste hepsi.
Suriye’de DAEŞ kıyımcılığına karşı direnen Kürt kadın partizanları gibi, Gezi’nin kırmızı atkılı Türk kızı gibi. Madem kimliklerden konuşuyoruz. Kimliklerin onurunu onlar temsil ediyor..
Buna yönelik olarak, tam da çözüm sürecinde, şimdi bunun sırası mıydı diye bir soru yöneltilmişti. Ben, evet, tam zamanı demiş ve “Tarihi ile yüzleşmekten kaçınan, ‘bir daha asla’ demeyi beceremeyen bir Türkiye’nin kalıcı bir barışa ulaşması asla mümkün olmayacaktır. Çözüm sürecinin en önemli ayaklarından biri de tarihimizle yüzleşmektir” diye yazmıştım, 2016 yılında kapatılan ve şirketine el konulan Özgür Gündem Gazetesinde ve şöyle devam etmiştim:
[Sebahat Tuncel, tarihi bir önem taşıyan teklifinde “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mecliste Ermeni soykırımı için özür dilesini” de istedi. Cumhurbaşkanının, TBMM’de resmi olarak özür dilemesinden sonra, Cumhurbaşkanı olayın yaşandığı yerde halka hitaben özür metnini okuması teklifi de son derece anlamlı.]
Erdoğan, hiç olmazsa, her 24 Nisan’da Ermeni toplumunun acısını paylaşan bir mesaj yayımlıyor, olguyu kabul etmese bile. ABD başkanlarının geçmişte yaptığı gibi.
Ana muhalefet partisinden bugüne değin hiçbir kısmi acıyı paylaşma mesajı duymadık. EDF ile CHP’nin Sosyalist Enternasyonalin kadim üyelerinden olmasına karşın!
[ HDP’li Sebahat Tuncel, kanunun gerekçesinde söylediklerine katılmamak mümkün değil:
“Türkiye’de toplumsal barışın sağlanmasının ve devlet ile toplumun yeni bir toplumsal sözleşme ile bir gelecek tahayyülü sunmasının önünde, son zamanlarda gündeme 38 Dersim Katliamı yanı sıra yaşanmış pek çok insanlığa karşı işlenen suç bulunmaktadır. Dersim dışında Maraş, Sivas, Çorum katliamları, Ermenilerin soykırıma uğratılması, 12 Eylül askeri darbesi ile tüm muhalif kesimlere yönelik devlet teröründen kaynaklı işlenen insanlık suçları gibi pek çok yaşanmış olay bulunmaktadır.”
Özür dilemeyi ve cezasızlığa son vermeyi beceremeyen Türkiye, devresel olarak her 10 yılda bir farklı kesimleri kurbanlaştırmıştır. Devlet adeta, “iç” ve “dış” düşman olamadan yaşayamaz bir ağıta dönüşmüştür.
Teklifin gerekçesinde 1937-38 Dersim, Maraş, Sivas, Çorum Katliamları, 12 Eylül askeri darbesinin “devlet teröründen kaynaklı işlenen insanlık suçu” olarak değerlendirilmesi de son derece tutarlı.]
Direnen Kürt kadını Kürtlüğün onuru. Ayşe Nur’un cenazesini omuzlayan da kadınlar olmuştu. 2002 yılında.
- Vatansızlığı vatan eylemek 05 Aralık 2023 04:29
- Uzun mesafe koşucusuydu Osman 04 Kasım 2023 03:50
- Kitap yakmanın dayanılmaz ayıbı 02 Temmuz 2023 03:14
- İsveç’in de ATY’si var artık! 05 Mayıs 2023 04:14
- İhsan Doğan (Sinan Oza) ve Niyazi Dalyancı için 11 Nisan 2023 04:00
- Dünya Anadil Günü vesilesiyle 09 Mart 2023 04:15
- Soykırımı tartışmak 19 Ocak 2023 03:19
- Mahmut Baksi anısına 14 Aralık 2022 04:32
- Kendi kutsalına bomba koyan 06 Aralık 2022 04:10
- Yorum yetmez! 28 Kasım 2022 04:00
- Kesişen yollar 15 Kasım 2022 04:16
- Seyfo ya da kılıçtan geçirilmek 08 Kasım 2022 04:10