Apartheid rejimi

Fotoğraf: Evrensel
Yeni sistemi çözmeye başladım. Kanunlara uymadıkları ve uyguladıkları sistemin yazılı kaynakları da olmadığı için sistemi yaptıklarını izleyerek ve anlamaya çalışarak çözebiliyoruz ancak.
Bu sisteme göre suçlar ve suçlular yasalar ve yargı tarafından belirlenmiyor. İktidar kimin suçlu olup olmadığına karar veriyor. Eğer iktidarın bir parçası ya hizmetinde iseniz, mevcut yasalara göre ne yaparsanız yapın suç işlemiş olmuyorsunuz, suçlu olmuyorsunuz. Kimse sizi yargılayamıyor. Eğer iktidar ile aranız bozuldu ise suçlu oluyorsunuz. Hain, suç örgütü lideri, FETÖ’cü, terörist vd. sizin sıfatınız oluyor. Suçunuza göre cezalandırılıyorsunuz. Suçlu ilan edilmeden önce, suçlu ilan edildikten sonraki işinizi, yaptıklarınızı aynen yapsanız da, ancak onlar sizi suçlu ilan ettikten sonra suç işlemiş oluyorsunuz.
Sedat Peker bir süre önce suç örgütü lideri ilan edildi. Oysa iki sene civarında yurt dışında yaşadığı söyleniyor. Karadağ, Arnavutluk, Makedonya, Ukrayna’ya gitmiş. Şimdi de Dubai’de. Suç örgütü lideri ise lideri olduğu örgütle bu suçları iki sene önceye kadar Türkiye’de işlemiş olmalı. O suç işlediği söylenen zamanlarda kendine polis koruma verilmiş. Hem de galiba iki tane. Üstelik bu korumalar kendisiyle birlikte yurt dışına da çıkıyormuş. Ve böyle bir koruma ancak üst düzey devlet görevlilerine veriliyormuş. Plakasız araç verilmiş. Ne olduğunu bilmiyorum ama değişik plakalar takıp dolaşabildiğini ve polis çevirmesinde ismini söylediğinde hiçbir trafik kuralından sorumlu tutulmadığı anlaşılıyor. Arabası ve korumalarının arabaları çakarlı imiş. Hani trafikte bize kendilerine ambulans muamelesi yapmamızı dayatan, sürekli emniyet şeritlerinde seyahat eden arabalardan kullanıyormuş. Telefon konuşmaları dinlenmesin, uzaktan kumandalı bomba vs. ile suikast yapılmasın diye iki tane jammer vermişler Peker’e. Böyle bir ihtimam çoğu bakana dahi gösterilmez. Kendisine ve adamlarına verilen pasaportları falan yazmıyorum artık. Ayıp olur. Muhtemelen VİP salonlarını da kullanıyordu. Bir bakan muamelesi gören Peker şimdi çete şefi ve müptezel oldu. 2015’ten önce iktidar ortağı olan Gülenciler de bir günde çete olmuştu.
Yeni sistemde suç ve suçluların durumu böyle. Bir de vatandaşlık meselesi var. Vatandaşlar eşit değil. Daha doğrusu memlekette yaşayanların bir kısmı vatandaş, diğerleri değil. Tıpkı Filistin’de olduğu gibi, ABD’de siyahların durumu gibi, bir zamanlar Güney Afrika’da olduğu gibi. Apartheid Rejimi.
İktidar yanlısı değilsen, iktidara muhalif isen parti kurman yasak. Örnek Yeşiller Partisi. Parti kurma prosedürü mevcut mevzuata göre şöyle. Otuz küsur kurucunun isim ve evraklarını İçişleri Bakanlığına veriyorsun. Onlar da belgeleri aldık diye bir belge veriyor size. Parti kurulmuş oluyor. Partinin program ve tüzüğü, kurucuları ile ilgili bir sorun varsa bu konuda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı işlem yapıyor. Düzeltin diye uyarıyor, düzeltmezsen dava açıyor vs. Yeşiller Partisi geçen sene eylül ayında İçişleri Bakanlığına belgelerini vermiş ama yedi aydan fazla bir zamandır Bakanlık belgeleri aldım demiyor. Garip bir şey.
Sözcü televizyonunun durumu ortada.
İktidar yandaşı değilseniz basın açıklaması, miting-yürüyüş yapamıyorsunuz.
Yasaklar sadece muhaliflere. Muhalifler ölülerini üç, beş kişi ile gömüyor. İktidar yanlıları binlerle. Muhalifler kapalı salonlarda toplantı yapamıyor, iktidar yanlıları on binlerle lebalep toplantılar yapıyor. Siz aşı bekliyorsunuz, onlar aşılarını olup sosyal medyada görüntülerini paylaşıyorlar. Onlar gazetelerde istediklerini yazıyor, televizyonlarda istediklerine küfrediyor, siz basın yoluyla onları eleştirseniz savcılar, RTÜK, Basın İlan Kurumu harekete geçiyor. Hiçbir şey demeseniz bile iktidara göre sizin cezalandırılmanız gerekiyorsa altı sene önceki sosyal medya paylaşımınız, elinizi arkada kenetlemeniz, yargılanmanıza yetiyor.
Bırakın sömürülmeden, baskı görmeden yaşayacağımız bir ülke özlemini; belki ilk olarak yurttaş olma hakkını, bütün yurttaşların eşit olması durumunu kazanmamız gerekiyor. Yazılı kanunlarla güvencelere kavuşma hakkını kazanmamız gerekiyor. İki yüz sene önceki haklarımızı yeniden kazanmak için mücadele etmemiz gerekiyor.
Ne duruma düştük.
Evrensel'i Takip Et