Çalışmak: Ama nasıl?
Fotoğraf: AA
“Kendi Çin’imizi yaratmalıyız” sözü AKP’li yıllarımızdan bize miras. Yine aynı yıllarda “bölgesel asgari ücret” başlığı da gündem kılınmıştı. Söylenen şuydu aslında; aynı ücrete bazı illerde daha uzun süre çalışarak ulaşabilmek...
Oysa gerek Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gerekse Dünya Çalışma Örgütü (ILO) uzun yıllardır çalışma sürelerinin fazlalığının ölüm ve hastalıklara yol açtığını duyurmakta. “Dünya genelinde yaklaşık 750 bin kişi her yıl yaşamını yitirmekte” demektedir. Bu bağlamda yakın zamanlı bilimsel bir araştırma hafta içi basın organlarına da yansıdı: “Haftada 55 saat üzeri çalışmak sadece 35-40 saat çalışanlara oranla kalp hastalığı riskini yüzde 17, felç görülme oranını ise yüzde 35 artırmakta”.
Uzun çalışma saatleri sağlık iş kolunda diğer sektörlere göre daha eski bir başlık. Asistan hekimler başta olmak üzere hâlâ aslında nöbet olmayan ama nöbet olarak gösterilen uzun çalışma saatleri söz konusu. Akıl dışı bu uygulama ile Dünya Sağlık Örgütünün ‘Haftada 55 saatin üzeri kalp riskini artıyor’ demesine karşın, asistan hekimler normal mesailerine ilaveten bazen ayın on günü aralıksız 32 saat kesintisiz çalıştırılmakta.
DSÖ ve ILO pandemi koşullarında uzun süreli tam kapanma sonraları zorunlu fazla mesai konusunda şimdiden uyarıyor. Üstelik zaten fazla çalışılan ülkelerde bu risk diğerlerine göre daha fazla. Uzak Doğu ülkeleri bu konuda daha sıkıntılı olmakla birlikte Avrupa’da en uzun çalışma süresi olan ülkelerin başında Türkiye gelmekte.
Sorun şu ki obezite de aynen uzun çalışma süreleri gibi kalp hastalığı ve felç riskini artırmakta. 2019’da Avrupa’nın en obez ülkesi olmuş bir Türkiye’den söz ediyoruz. Üstelik pandemi koşullarının yarattığı hareketsizlikle kilolarına kilo kattı insanlar. Doğası gereği ülkede obezite oranı daha da arttı.
Denebilir ki obez bir ülkede uzatılmış zorunlu çalışma süreleri bu anlamda pandemi sonrası çifte kavrulmuş etki yapar. DSÖ ve ILO’nun tanımladığı risk daha da yükselir.
Türkiye sosyal güvenlik kurumları için obezite ve ilintili hastalıklar önümüzdeki çeyrek yüzyılda ciddi bir sorun teşkil edecek. COVID-19 pandemisi bu yükü daha da artırmakta. Üstelik bu süreçte evden internet üzeri eğitim hareketsizliği ve obeziteyi daha da tetikledi. Eğitim sisteminin dünü ve bugünü çocuk ve gençlerdeki obezitenin temel kolaylaştırıcılarından.
Ne için eğitim ne için ve nasıl çalışma? Bu sorulara doğru yanıtlar üretemediğimizde ölüm ve hastalıklar yanı başımızda...
Sağlıcakla kalın.
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29