21 Mayıs 2021 01:00

Sedat Peker’in aynasından kuvayı yerli ve milliye!

Sedat Peker

Fotoğraf: Sedat Peker'in paylaştığı videodan ekran alıntısı

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her şeyin ‘yerli ve milli’sini seviyor. Ekonomi, eğitim, sanat, hukuk, silah, uydu, araba ve hatta muhalefet ‘yerli ve milli’ olsun istiyor. Ülkeyi MHP lideri Bahçeli’yle kurduğu ‘yerli ve milli’ ittifakla yönetiyor. Cumhuriyetin yüzüncü yılı 2023 için de hedefini ‘yerli ve milli anayasa’ ve bu anayasanın üzerine inşa edilecek yeni bir rejim olarak ortaya koyuyor. Bu anayasa ve rejimle 2053 ve 2071 vizyonunu gerçekleştirip ülkeyi dünyanın lider gücü yapmayı vadediyor.

Kim ki bu yerli ve milli iktidarı eleştiriyor ya da bir hak talebinde bulunuyor, hemen “kökü dışarıda”, “millete yabancı” ilan ediliyor. Bu yüzden Erdoğan iktidarına ‘kuvayı yerli ve milliye’ desek yeridir. Yerli ve milli güçlerin iktidarı!

Organize Suç Örgütü Lideri Sedat Peker, bilindiği gibi bir süredir bu yerli ve milli iktidarın arkasındaki güçleri ve bu güçler arasındaki karanlık ilişkileri ifşa eden videolar yayımlıyor.

Sedat Peker’in bu ifşa videolarının ülke gündemini belirleyecek kadar etkili olabilmesinin nedeni, yakın zamana kadar kendisinin de bu karanlık ilişkilerin bir parçası olması gerçekliğine dayanıyor. Peker’in anlattıklarına dikkatli bakınca bugün bu yerli ve milli iktidarın arkasında duran ve yeni rejimin kurucusu olması hedeflenen kuvayı yerli ve milliyenin hangi güçlerden oluştuğu da görülüyor.

Kimler yok ki bu gizli ilişkiler ve bağlantılar üzerinden birbirleriyle iç içe geçmiş ve kader birliği yapmış olan bu kuvayı yerli ve milliyenin içinde?

Bakanlar ve milletvekilleri var.

Emniyet ve jandarmanın üst düzey yöneticileri var.

Sonra Kürtlere karşı ‘özel savaş’ın başında yer almış kontrgerilla şefleri ve istihbaratçılar var.

Uyuşturucu ticaretinden ihale kovalamaya, adam vurdurmaktan medya kuruluşu basmaya ve siyasi parti kongrelerine müdahaleden yerli ve milli iktidara destek için mitingler yapmaya kadar her yerde hazır ve nazır ülkücü mafya şefleri yani organize suç örgütü liderleri var.

İhaleleri kovalanıp desteklenmekle kalınmayıp palazlandırılmaları için başka patronların mallarına da çökülen patronlar, sermaye grupları var.  

Medya kuruluşları ve gazeteciler var.

Ayrıca FETÖ’den doğan boşluğu doldurup bakanlıklardan yargı, emniyet ve orduya kadar devlet kurumlarını yeniden paylaşan cemaat ve tarikatlar var.

Bir de Peker’in notlarında şahit göstererek belirttiği Suriye savaşında desteklenip daha sonra Erdoğan’ın Suriye’nin “kuvayımilliyesi” (milli güçleri) ilan ettiği cihatçı gruplara gönderilen silahlar var. Öyle bir kuvayımilliye ki bu, sadece Suriye Kürtlerine yönelik müdahalelerde değil; Libya ve Dağlık Karabağ’da, yani Erdoğan iktidarı nereye müdahale ettiyse o müdahalelerin de askeri gücü olarak kullanılmıştı.

Sedat Peker, Mehmet Ağar’ın Azeri İş İnsanı Mansimov’un Yalıkavak Marinasına nasıl çöktüğünü anlatıyor. Ağar “Ben olmazsam mafya çökecekti” diyerek savunmaya geçiyor.

Peker, Ağar’ın oğlu Tolga Ağar’ı tecavüz ve öldürmeyle suçluyor. Jandarma Genel Komutanlığı savunmaya geçip açıklama yapıyor.Peker, her videosunda kendisinin de bir dönem içinde yer aldığı iktidarı sarmalayan kirli ilişkiler ağı ile ilgili iddialarda bulunuyor; Devlet Bahçeli’ye “Türkiye’nin bel kemiği” diyen Ülkücü Mafya Lideri Alaattin Çakıcı savunmaya geçiyor. Çakıcı, “Ak Parti’nin içinde bazı hatalı insanlar olabilir” diyerek bu iddiaları doğruluyor ancak “Yurt içi ve yurt dışında Türk’üm, Türkmen’im, devlet benim için her şeydir diyenlere şunu hatırlatmak isterim, birileri yanlışın içindeyse Türkiye’nin bekası söz konusu olduğu bu dönemde görevini ifa edenlere söz söylememesi gerekir” diyerek Peker’e ‘sus’ mesajını gönderiyor.

Peker, “O benim dönüş sigortamdı” dediği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili birçok iddiada bulunuyor. Soylu ile çok yakın ilişkisi olduğunu söyleyen İnternethaber Sitesinin Kurucusu Hadi Özışık araya girmek için Peker’i arıyor. Aracılık yaptığı iddialarının gündeme gelmesinden sonra “Görüşen şerefsizdir” diyen Özışık, Peker’in bu görüşmelerin videolarını yayımlamasından sonra “Soylu’yla yıllardır süre gelen bir hukuku olduğunu ve Peker’i de tanıdığını söyleyerek Peker’i maksadını aşmaması için Soylu’nun bilgisi olmadan aradığını” söylemek zorunda kalmıştı. Oysa bu görüşmelerde Özışık, “Reis” diye hitap ettiği Peker’e sık sık “haklısın” diyordu.

Ancak İçişleri Bakanı Soylu, “Hedef ben değilim, Türk milleti” diyerek bu iddiaların arkasında yerli ve milli iktidarımızı hedef alan güçlerin olduğunu söylüyor. Yani kendisini fazlasıyla zorda bırakması muhtemel bu ciddi iddialar karşısında yine yerlilik ve millilik zırhına bürünmeye çalışıyor.

İşin ilginç yanı Süleyman Soylu, Damat Berat Albayrak, Pelikancılar, Mehmet Ağar ve AKP Marmara Bölge Koordinatörü oğlu Tolga Ağar gibi iktidar içindeki birçok etkili isim ve grupla ilgili ciddi iddialarda bulunan Sedat Peker’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bütün bu çatışmaların üstünde tutmaya devam etmesi. Belli ki Peker, Erdoğan’ı kuvayı yerli ve milliye içindeki çatışmaları sona erdirip bu güçleri etrafında birleştirebilecek yegane isim olarak görüyor ve böyle bir birleşme için de kapıyı hâlâ açık tuttuğunu göstermek istiyor.

Sonuç olarak, Sedat Peker’in ortaya döktüğü kirli ilişkiler sadece yerli ve milli iktidarın arakasında hangi güçlerin bulunduğunu göstermekle kalmıyor aynı zamanda bu kuvayı yerli ve milliye üzerinden nasıl bir rejim inşa edilmek istendiğini de gözler önüne seriyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa