24 Mayıs 2021 00:24

Kolombiya korkmayı unuturken

Kolombiya | Fotoğraf: Juancho Torres / AA

Paylaş

60 yıllık bir iç savaş deneyimine sahip Kolombiya’da yıllar süren çatışma ortamının en önemli miraslarından biri güçlü sağ siyaset ise diğeri de toplumsal muhalefetin ve hareketliliğin neredeyse yok denecek kadar az olmasıdır. Herhangi bir öğrenci hareketi ya da grev çok hızlı bir biçimde kriminalize edilir, terörizm ve Vandallıkla suçlanır, şiddetle bastırılır ve toplumun genelince eleştirilir. Hiç şüphesiz, bu durumda ülkede belirli grupların hakimiyeti altında bulunan ana akım-medyanın rolü yadsınamaz. Tüm bunlar göz önüne alındığında Kolombiya’da sokağa çıkmak uzun yıllardır cesaret isteyen bir eylem gibi gözükmüştür.

Bugün için bu durumun geçerliliğini büyük ölçüde yitirdiği söylenebilir. 21 Kasım 2019’da benzer bir genel grevle başlayan toplumsal haraketlilik bazı korku duvarlarının aşılması anlamına gelmekteydi. Noel’e kadar süren bu eylemler bazı önemli deneyimleri de topluma kazandırmıştı. 2019’da önemli bir eşiğin aşıldığı söylenebilir. Hükümetin kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında geçirmeye çalıştığı vergi reformuna karşı 28 Nisan’da başlayan eylemler bugün halen tüm hızı ile devam ediyor. Hükümetin şiddet yolu ile bastırmaya çalıştığı toplumsal haraketlilik katlanarak büyümüş ve toplumun büyük bir kısmı tarafından da benimsenmiş durumda.

Her ne kadar Duque Hükümeti vergi reformunu askıya alıp, maliye bakanını görevden almışsa da eylemlerin artık vergi reformundan çok daha öteye gittiği ve mevcut ekonomik ve politik düzene karşı bir nitelik kazandığının altını çizmemiz gerekiyor. Kolombiya Uribeci sağ siyasetin iflas ettiği bir dönemde kovid-19 salgınına yakalanmıştı. Genelde istikrarlı bir çizgi izlediği düşünülen Kolombiya bugün ekonomik olarak çok büyük bir krizin içine girmiş bulunuyor. Bu açıdan aslında iktidarın dolaylı vergileri arttırmaktan başka bir çaresi yok gibi gözüküyor. Büyük toprak sahiplerinin, oligarşik siyasi yapının merkezinde olduğu, uyuşturucu kaçakçıları ve paramiliter gruplar ile devlet aygıtının iç içe geçtiği ülkede artık ekonomi politikalarının topluma vadedebileceği bir şey kalmamış durumda. Yoksulluk ve genç işsizliği rekor seviyelere ulaşmış, özellikle genç nesillerde önemli bir umutsuzluk ve gelecek kaygısı ortaya çıkmış bir ülke Kolombiya. Gösterilerin ana motorunu orta ve emekçi sınıfların çocuklarının ve üniversite gençliğinin oluşturması bu bağlam içinde açıklanabilir.

Ekonomik çöküntünün yanında, mevcut siyasi yapının dayandığı temel direkler de protestolarının ana hedefini oluşturuyor. Motorize polis birlikleri ESMAD’ın protestolar esnasında ve günlük hayatta estirdikleri terör bunlardan biri. FARC ile imzalanan barış anlaşmasına saygı gösterilmemesi ve ülkede yeni bir şiddet sarmalının hakim hale gelmesi bir başka mesele. Bu sebeple, hükümetin ulusal diyalog kisvesi altında yürüttüğü müzakereler pek de başarılı olacak gibi gözükmüyor. Protestolar, barikatlar gibi eylemlere karşı kolluk kuvvetlerinin şiddet dozu da katlanarak devam ediyor, çözüm bulma umutları çıkmaza giriyor. Öldürülenlerin, kayıp olanların, göz altında işkence görenlerin, yaralıların sayısı her gün artarken, devletin eski paramiliter refklesleri de çalışmaya devam ediyor.

Göstericilerin taleplerinin karşılanması ve olayların yatışması için gerekli olan şey ise Duque Hükümetinin istifa ederek ülkenin seçimlere gitmesi. Bunun gerçekleşmesi ise neredeyse mümkün değil. Hükümetin 1 sene sonra gerçekleşecek seçimlere kadar olağanüstü hal ilan edebileceği ve ülkeyi daha da militarize edebileceği masadaki ihtimaller arasında. Neredeyse bir ayı bulan grev ve toplumsal başkaldırı ise böyle bir kararın alınmasının felakete sebep olabileceğinin kanıtı. Kolombiya halkı uzun bir aradan sonra tekrar yolsuzluğa, yoksulluğa, şiddete karşı baş kaldırmış durumda ve bu sefer korkuyu da unutmuş gibi gözüküyorlar. Hem de bu sefer usanmış bir toplumun desteği arkasında olarak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa