Gazeteci
Habertürk yayınından ekran görüntüsü alınmıştır
Pazartesi akşamı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bir kere daha gazetecilerin önüne çıktı. Bu kez karşısında Merdan Yanardağ ile İsmail Saymaz da vardı. Ümitlendik. TRT’deki tek adam şovu gibi olmaz dedik. Ama yanılmışız. Habertürk’te de Süleyman Soylu şovunu yaptı. Üç saat boyunca neredeyse tek başına konuştu. Habertürk’teki program da TRT’dekinden çok farklı olmadı. Çünkü, Süleyman Soylu hazırlıklı, karşısındakiler hazırlıksız idi. Karşısındakiler gazeteci gibi değil, yorum-tartışma programlarındaki konuşmacılar gibiydi. Durumun farkına varan binlerce seyircinin kendilerine mesaj göndererek yardım etmeye çalışmasına rağmen, Süleyman Soylu’yu sıkıştıramadılar, şov yapmasını önleyemediler.
Ne yapmaları gerekirdi? Eğer bu programa hazırlık yapamayacakları kadar kısa süre içinde çıkmaları istenmişse bunu kabul etmemeleri gerekirdi. Süreleri varsa iyi bir hazırlık ve arşiv taraması yapmaları gerekirdi. Bunun için çalıştıkları kurumdaki ya da kurum dışı gönüllülerden yardım istemeleri gerekirdi.
Soylu, uyuşturucu kaçakçılığıyla en iyi biz mücadelede ediyoruz, Peker’in söyledikleri yalan, ABD bizim aleyhimize böyle iftiralar atıyor, her darbe ya da kapalı darbe dönemi öncesi ABD bunu yapar diyor; karşısındakiler bir tek belge, bilgi sunamıyor. Sadece Peker’in sözlerini tekrarlıyorlar.
Peker’den 10 bin dolar maaş alan milletvekili iddiası dahi gürültüye gitti. Soylu bu iddiasını açıklamaya zorlanmalıydı. Çünkü, gerçek değilse iftira ve şantajdır. Suçtur. Siyasi olarak ahlaksızlıktır. Gerçek ise bilip de söylememek de suçtur. Suçu gizlemektir. Savcıya söyleyeceğim diye geçiştirilemez. Bildiği halde bugüne kadar neden savcıya söylememiştir. Soylu’nun en zorlandığı, kızarıp bozardığı soruyu, üzerine gitmeyerek, geçiştirmesine izin verdiler.
Araştırmacı gazetecilik öldü maalesef. Şova meraklı olmayan birkaç gerçek araştırmacı gazeteci dışında yok. Kendilerine gönderilen bilgileri şov yaparak pazarlayanlar kendini araştırmacı gazeteci olarak pazarlamaya çalışıyor.
Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili son günlerdeki Kıbrıs gazetelerini internetten takip etselerdi daha çok bilgi sahibi olurlar ve doğru dürüst bir soru sorabilirlerdi. Falyalı hakkında soru bile soramadılar.
Adam emekli askerlerin ve güvenlik bürokrasisinin siyasete girmesine karşıyım diye ballandıra balları anlatıyor, kimse Hulusi Akar hakkında tek kelime etmiyor.
Fatih Altaylı bile reklam arasında gelip “Biraz soru sorun yahu” demiş.
Neyse uzatmaya gerek yok. Programa seyirci tepkisi dahi yeterli. Muhtemeldir ki, bundan sonra kendi programlarında da ciddi bir seyirci kaybı yaşayacaklar.
Millet yine Sedat Peker’ in videolarını bekleyecek.
Perşembe, pazar videolarını beklemeye devam.
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48