02 Haziran 2021 00:38

İşsizlik ve geleceksizlik

Kolombiya | Fotoğraf: Juancho Torres / AA

Paylaş

Kolombiya’da gençler salgına ve devlet şiddetine rağmen 1 aydır eylemdeler. Tanıdık eylem biçimleri ve sloganlarla çok uzaklardan adeta Türkiye’ye selam gönderiyorlar: “Zıpla zıpla, zıplamayan polistir!” diye sesler yükseliyor eylem alanlarından. Ülkenin üçüncü büyük kenti Cali sokaklarında protestolar nedeniyle onlarca genç hayatını kaybetti ve maalesef kayıplar katlanarak artıyor. Kolombiya devlet başkanı Cali’de orduyu da seferber etti. Polis ise resmen göstericileri hedef alarak ateş ediyor. Her ne kadar uluslararası aktörler ülkedeki durumu yakından takip etse ve uzlaşma çağrısı yapsa da iki taraf da uzlaşma konusunda istekli değil. Zira eylemciler kendilerini katletmekte beis görmeyen hükümete en ufak bir güven duymuyor. Hükümet ise resmi güvenlik güçlerinin yanında bazı sivil kişileri de eylemlerin bastırılması için harekete geçirdi. Hükümetlerce ezberlenmiş, artık hepimizin çok iyi bildiği o sözler Kolombiyalı ilgili bakanların ağzından dökülüvermekte de gecikmedi: “Kolombiya’yı itibarsızlaştırmak için kurulan uluslararası bir komplo söz konusu”. Gerisini ezbere biliyoruz zaten, her ülkenin kendi koşullarına göre “Giydirilen” protestoları marjinalleştirme sözleri: Vandallar, gerillanın ve uyuşturucu şebekelerinin kuklaları, Rus ajanları, vs. Hükümetlerin söylemlerinde onlar işsiz ve geleceksiz gençler değil, kökü dışarıda teröristler. Her şey ne kadar da tanıdık, her şey ne kadar da bildik.

Oysa eylemci gençlerin her biri hayatlarını sürdürebilmek ve geleceklerine sahip çıkmak için seslerini duyurmaya çalışıyor. Neoliberal politikalar, imkansızlıklar ve kendilerini temsil etmediklerini düşündükleri politikacıları protestolarının hedefine yerleştirmişler. Kimi üniversite öğrencisi, kimi yeni mezun diplomalı işsiz, kimi de yoksul mahallelerin umutsuz gençleri. Anlayacağınız eylemlerde gençliğin her kesimi var. Ancak yoksul mahallelerin gençleri giderek eylemlerde öne çıkmaya başladı. Bizzat bu eylemci gençlerin sözleri protestolarının nedenlerini açıkça ifade ediyor: “Ne işimiz var ne de geleceğimiz. Yaşamlarımızdan başka kaybedecek bir şeyimiz yok”. Bir süredir işsizlik ve geleceksizlik pek çok ülkede gençlerin ortak toplumsal meselesi haline geldi. 2010’dan beri ise pek çok kentin sokakları onların protestolarına ev sahipliği yapıyor. “Arap Baharı” tam da bu nedenle başlamamış mıydı? Tunus’ta seyyar satıcılık yapan üniversite mezunu Muhammed Bouazizi’nin polisin sebze meyve satışı yaptığı arabasına el koymasının ardından kendisini yakması ve 5 Ocak 2011 yılında vefat etmesiyle başlamıştı her şey. Fas’ta diplomalı işsizler yirmi yıldır inatla örgütleniyorlar ve eylemler düzenliyorlar. Eylemlerin genç aktörleri zaman içinde değişse de protestolar kararlılıkla sürdürülüyor. Türkiye’de de Gezi eylemleri aynı zamanda genç işsizliğine ve güvencesizliğe bir tepkiye dönüşmemiş miydi? Son yıllarda ise geçim sıkıntısı nedeniyle genç işsizler arasında intihar oranı arttı.

Pandemi hemen her yerde bir yandan yoksulluğu artırıp işsizlik oranlarındaki yükselişi hızlandırırken, diğer yandan da gençlerin geleceksizliğine ayna tuttu. Salgın yarattığı kolektif travma ile belki de en çok gençleri vurdu. Kovid-19 salgını “Çocuklar babalarından çok dönemlerinin evlatlarıdır” sözünü bir kez daha doğrularcasına kendi kuşağını yarattı. Gençler salgından önce de işsizlik, geleceksizlik ve güvencesizlikle boğuşuyordu, ancak salgın bu sorunları iyice derinleştirdi. Uzun yıllardır yapılan bilimsel araştırmalar, savaş, isyan, salgınlar ve diğer doğal afetlerin yarattığı kolektif travmanın şiddeti artırdığını ortaya koyuyor. İşsizlik, geleceksizlik ve umutsuzluk kıskacında sıkışan gençlere yönelik politikaların geliştirilmemesi, Kolombiya’da yaşananların önümüzdeki dönemde diğer pek çok ülkede de yaşanmasına yol açabilir. Kaldı ki, gençler artık bu sorunlarla boğuşurken yalnız değil; salgın başka toplumsal kesimleri de onlara yoldaş yaptı.

Bugün Kolombiya sokaklarından yükselen, muhtemelen de yarın başka coğrafyaların sokaklarından yükselecek olan ses, var olma ve haysiyet mücadelesinin sesi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa