Ateşler içinde
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/110206.jpg)
Fotoğraf: Pixabay
AÇLIK
Aç kalıyor yasaklı günlerde, kentin boşaltılmış alanlarındaki güvercinler. Balığı tükenmiş denizdeki martılar. Sokak aralarında çöp kutuları üstünde tüneyip duran.
ARA SOKAKLAR
Ara sokaklarda dönüp duruyoruz. Üstümüzdeki caddeden vızır vızır araçlar gelip geçiyorken. Güvercinleri uçuşurken geniş alanlarla yeşil parkların. Ambulansla itfaiyelerin yırtıcı sesleriyle uyandırıldığımız bir mahallede.
SERT BİR SES
Megafondan tek bir ses yükseliyor artık: “Teslim olun, etrafınız sarılmıştır!” Mahallelerin gezgin satıcılarının: “Patates, soğan geldi hanım” ince sesi yerine. Sert bir ses.
SABAH AYDINLIĞI
Geceden sıyrılarak uyanacaksın bir sabah. Gök masmavi. Sokak aralarında. Güneşin aydınlığında. Düşte gibi. Korkulardan ırak. Uyandığında.
SEN İLE BEN
Yer yarılmadan, gök yırtılmadan sabahın tazeliğinde uyanmak. Sarınarak düş ılıklığındaki tan yerine. Yanımızda oldukça sen. Sarıldıkça birbirimize. Sen ile ben.
ADSIZ
Bilir misiniz, İstanbul’un birçok semtiyle özdeşleşen ne çok şair, ne çok yazar vardır. O semtin ne durağında, ne sokağında, ne parkında adı olmayan.
ATEŞLER İÇİNDE
Ne çok acı, ne çok ölüm. Katlanarak büyüyen. Duymadan kokusunu bütün çiçekler açmışken. Serinlemeden sular kabarmışken. Ateşler içinde.
BİNBİR
Birken bin olursan binken bir oluruz. Birleştikçe sular ırmağa dönüşerek coşar. Küçük birikintiler yerde kalır. Tek başına. Çamurlaşır. Kuruyunca çamur, toz olur bir damla su. Rüzgarda savrulur.
Evrensel'i Takip Et