8 Haziran 2021

Alacaklarının ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir

Fotoğraf: Mehmet Yirun/DHA

SORU: Devrim Hanım merhaba, özel sektörde 1998 yılından beri aynı firmada görev yapmaktayım. Sözleşmemizde yer alan ikramiye ödeme koşulu gerçekleştirilmemektedir. 2017 yılından beri almamız gereken ikramiye alacaklarımızın yarısı gibi bir miktar ödeme yapıldı. Ekstra olarak ve en önemli husus da maaşların geç ödenmesi. 30 Mayıs ve 27 Mayıs tarihinde nisan maaşımın yarısı ödendi. İlginç olan 100 kişilik işletmede belli bir kesime nisan maaşlarının ve mesailerinin tam yatması durumu da mevcut. 3 aydır geç ödeme durumu var ancak bu durum hep belli periyotlarda tekrarlanıyor. Danışmak istediğim konu sözleşmeyi feshedip, noter aracılığıyla protesto çekip işten ayrılma durumunda tazminat alabiliyor muyuz? Ve iş yavaşlatma hakkımız var mıdır? Ben EYT kapsamındayım. SGK’den dilekçe aldığım takdirde işten ayrılırsam başka bir işte çalışabilir miyim? Yol gösterirseniz çok memnun olurum.

CEVAP: İşçinin haklı nedenle derhal fesih hakkını düzenleyen İş Kanunu’nun 24. maddesinin II. fıkrasının (e) bendinin düzenlemesine göre işverenin işçinin ücretini kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap etmemesi veya ödememesi halinde, işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle derhal sona erdirebilecektir. Ayrıca, ücret ödenmemesi, devam edegelen bir durum ise, sorunuzda olduğu gibi, bu durumda 6 günlük fesih süresi de söz konusu olmayacaktır. Ücretin ödenmemesi ile ilgili işçi tarafından yapılan haklı fesihlerde Yargıtay uygulaması ve mahkeme kararları bu doğrultudadır.

Yargıtay ayrıca, kanunun işçiye haklı nedenle fesih imkanı veren bu maddesinde yer alan ücretin geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir. “4857 sayılı İş Kanunu’nun 24/II-e bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların da ödenmemesi işçiye haklı fesih imkanı verir” demektedir.

Ayrıca şu hususu da belirtmekte fayda var. İşyerinde ikramiye düzenli olarak ödenmekte ve bir işyeri kuralı haline gelmiş ise, işverenin bu ikramiyeleri ödemesi gerekmektedir. İşveren bu ikramiyeleri ödemek istemiyorsa, bu durum çalışma koşullarında esaslı değişiklik olarak kabul edilmektedir. Çünkü işçinin “geniş anlamda ücreti”nde azalma meydana gelmektedir. İşveren bu değişikliği yazılı olarak işçiye bildirmek ve işçinin yazılı onayını da almak durumundadır.

Dolayısıyla, işyerinizde ödenen ikramiyeler açısından sizin yazılı bir onayınız yoksa, ikramiye de aynı maaş ya da diğer ücretler gibi alacak kabul edilmiş ve ödenmemesi durumunda işçiye haklı fesih imkanı doğduğu belirtilmektedir.

İş Kanunu’nun 34. maddesi, ücretin gününde ödenmemesi halinde işçilerin iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınma hakkını düzenlemektedir. Buna göre, “ücreti ödeme gününden itibaren 20 gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.”Bu açıkça belirtilen düzenlemeye göre, işçilerin iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınma hakkı ücreti ödenmeyen tüm işçiler için geçerlidir.

Sorunuzda belirtmiş olduğunuz SGK’den alacağınız dilekçe ise sanırım, 3600 prim günü ve çalışma yılını doldurduğunuza dair belge. Bu belgeyi alarak işverene başvurduğunuz takdirde, işveren size yine kıdem tazminatınızı ödemekle yükümlüdür. Bu sebeple işyerinden ayrılan bir işçi, başka bir işyerinde çalışabilir. Daha önceleri hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilen bu durum hakkında, Yargıtay bunun hakkın kötüye kullanımı olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmiş ve işçinin kanunun kendine verdiği yasal hakkı kullandığını söylemiştir.

Evrensel'i Takip Et