13 Haziran 2021 00:15

Yeşiller Partisi

çiçeklerle dolu bir bahçe

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Hallerimden hoşnutsuz dostlar “Bir sorun mu var?” diye üstüme üstüme geliyorlar.

“Evrensel’de kelâm,

Derslere ve resme devam

dostlara selâm”

diye mırıldanıyorum. Sorun dedikleri, bir zamandır papağan gibi konuşmayıp hindi gibi düşünüyormuş görünüyor olma hallerimin toplumsal yorumu: “İçine kapanıklık!..”

İçime kapanık filan değilim. Etrafımdaki, özellikle uzun boylu-mor çiçek dikenli bitkilerle ilişki kurabilmenin keyfini yaşamakla meşgulüm. Hallerim ağaçlarla, bitkilerle ilişki kurma halleri.

Onlarla ilişki konuşarak kurulmaz ki… Papağan gibi konuşmama halimi açıklayabildim mi?

Onlarla ilişkiyi zihinsel faaliyetinizle kurabilirsiniz. Bu da hindi gibi düşünüyormuş görünme halimi açıklıyor.

Bizi ziyarete kim gelse, kim bahçede çalışmaya başlasa ilk önce bahçe yolunu geçişe tıkadıklarına inanılan uzun boylu-mor çiçek dikenli bitkileri kesip yolu açmayı öneriyor. Oysa ben uzun boylu-mor çiçek dikenli bitkilerin güçlü duruşlarına, kendilerine göre yaşlandıkça değişen ve farklılaşan estetik görünümlerine hayranım. Ve onlarla çok iyi anlaşıyorum. Ben hangi yolun hangi bölümünü kullanacağımı anlatıyorum, onlar bana geçiş sağlıyorlar. Aralarından keyifle geçiyorum, zihinsel faaliyetin nasıl olduğunu bilemediğim gücüyle iltifat yüklü düşüncelerimi aktarıyorum, sürtünmemeye çalışıyorum; sürtünsem de dikenlerini batırmıyorlar, onlar da bana iltifat ediyorlar sanki... Gerçekte olan dostça birlikte yaşıyor olabilmemiz. Uzun boylu-mor çiçek dikenli bitkilerin ve hemen yakınlarındaki -bizim tanımımızla- diğer yeşilliklerin biyolojik toplumsallıkları ben ve eşimin toplumsal toplumsallığımızla uyum sağlamış, birbirimizi kesip biçmeden, diken batırmadan içinde yaşadığımız mekanı birlikte güzelleştiriyor, birlikte sefasını sürüyoruz.

Arada kendimi kaptırdığım oluyor, uzun boylu-mor çiçek dikenli bitkiyle zihnimde sohbet eder buluyorum kendimi. Dostlara göre “İçime kapanıyorum!..” Uzun boylu-mor çiçek dikenli  bitkiye Sapiens insanın, türünün toplumsallaşmasını belirleyen biyolojik kaderinden özgürleşerek kendi tasarımıyla kendi toplumsallığını kurgulayan süreci anlatıyorum. “Düşünüyorum da” diyorum, “Bizler kendi biyolojik yetilerimizi bireyselliğimizden kopararak toplumsal yapımızın temel değerleri ilan ettik ve bu anlayışla toplumsallaştık. Bu anlayışın on binlerce yıldır öz değişmeden farklı biçimlerde uygulanarak günümüze kadar egemen kalabilmesi kendi içimizde, bu çıkarımızadır aldatmacasıyla kesme, biçme, kopartma, temizleme, evcilleştirme, bize uygun hale getirme, sömürme gibi eylemleri meşrulaştırdı. Kendi içimizde böyle olunca, niye sizlere karşı başka türlü davranmayı benimseyelim ki? Sizlere karşı başka düşünebilmemiz için önce kendi biyolojik yetilerimizi temel değerler ilan eden toplum kurgusundan özgürleşmemiz gerekiyor. Yeni toplumumuzun kurgusu kendi biyolojik yetilerimizin toplumsallaştırılması olmayacak. Başka değerleri, örneğin ekolojik dengeyi ya da ekosistemleri gözetmeyi veya doğada var olan canlı-cansız tüm varlıklarla kurulacak ilişkilerde türe zarar vermeme, türü koruma, sömürüye yer vermeme vb. gibi değerleri esas alırsak toplumsallaşmamızın ne kendimizi ne sizleri yok eteceğini düşünüyorum.”

Uzun boylu-mor çiçek dikenli bitki “Sen düşüne dur, doğanın sömürülmesine karşı ekonomik dengeye sahip çıkma iddiasıyla ülkende Yeşiller Partisi kurulmuş, ilgili bakanlık ‘alındı belgelerini’ vermeyerek partinin kuruluşunu geciktiriyormuş” diye çaktırmadan duruşumu sorguluyor, “İçine kapanıklık halinden çık artık” dercesine onunla zihnimde kurduğum sohbeti sonlandırıyor.

Sohbetimiz devam etseydi ona “Yeşiller Partisi’ni önemsiyorum, mücadelesinden çok şey öğreneceğime inanıyorum, alındı belgelerinin verilmeyerek kuruluşunun geciktirilmesine elbette karşı çıkıyorum; ancak ben yıllar önce hukuktan istifa ettim. İstifa ettiğimden bu yana hukuka aykırı durumlara sanki hukuk varmışçasına tepki gösteren ve hukuka sığınan imza kampanyalarına katılmıyorum” diyecektim, yutkundum; diyemedim…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa