18 Haziran 2021 00:10

Post-Vahdettin Dönemi: Türkiye Afganistan ve Karadeniz’de NATO uşağı olmasın

NATO zirvesine katılan liderler

Fotoğraf: DHA

Paylaş

2000’lerden beri zaman zaman konu gündeme geldiğinde yazdım, yazıyorum. Batı emperyalizmi uzun yıllardır insan faturasını bölge insanına yıkacak NATO’ya bağlı dört uç ordu oluşturmak istiyor. 1-Afrika Gücü (Afrika Birliği Ordusu oluşturuldu sayılır), 2- Pasifik Ordusu (Güney Kore’nin ve Japonların yükünü çekeceği güç zaten var, daha da perçinleniyor). Diğer ikisi ise Türkiye ile daha yakından ilgili bulunuyor: 3- Karadeniz-Baltık Gücü (Ukrayna-Polonya-Romanya’nın ağırlığını oluşturacağı bir güç adım adım geliştiriliyor), 4- Türkiye’nin belkemiğini oluşturacağı Afganistan’dan tüm Ortadoğu’ya ve Akdeniz’e kullanışlı Sünni İslam Ordusu.

YIL 2001: NATO’YA BAĞLI TÜRKİYE’NİN UŞAKLIĞINDA AFGANİSTAN GÜCÜ

Belki de daha NATO’nun kuruluş aşamasında tasarlanan ve uzun yıllardır pişirilen NATO’ya bağlı Sünni-İslam ordusu oluşturma ve bunun adamlığını da NATO üyesi Türkiye’ye yaptırma projesi Afganistan işgali öncesi açıkça yazılmıştı. Yugoslavya’nın dağılmasında başmüzakereci olan ABD eski BM Büyükelçisi ve daha sonra Afganistan’da görevlendirdiği Richard Holbrooke’un 2001’de Afganistan’da yapılacaklar için yazdıklarından küçük bir pasaja gönderme yapalım: “Afganlar bugün bir birleşik güç oluşturmalarını engelleyecek kadar uzun süredir birbirleriyle savaşıyorlar. Bu husustaki tek gerçek alternatif Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan ancak BM tarafından yönetilmeyen bir barış gücünün oluşturulması. / Bu konuda yapılması gereken bir uluslararası çok uluslu gücün oluşturulması. Bunun için en iyi seçim NATO’nun tek Müslüman ülkesi olan ve sıkı, iyi komuta edilen bir ordusu bulunan Türkiye komutasında... Bangladeş, Fas, Ürdün...”  (The Washington Post, 14 Kasım 2001).

20 Yıl Sonra 2021 NATO Zirvesi ve Biden Erdoğan Görüşmesi: Afganistan’daki İşgal Gücü Türkiye Mi?

Bu hafta Pazartesi’den bu yana NATO, AB ve Rusya liderleri arasında hızlı bir trafik vardı. ABD Başkanı Biden ile Erdoğan ve Putin görüştü. ABD, NATO, Rusya ve Türkiye açısından doğrudan dolaylı arka planda en önemli konulardan birini Afganistan, Karadeniz-Baltık, Asya-Pasifik konuları oluşturuyordu.

Dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan ile eski SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov arasında yapılan tarihi zirveden 36 yıl sonra gerçekleşen Cenevre’deki Biden-Putin görüşmesinde, daha önce Biden’ın Putin’i katil olmakla suçlamasına Putin’in yanıtı şu şekildeydi:

“(Biden'ın 'katil' nitelemesi hakkında) ABD'de her gün birileri öldürülüyor, Afganistan'da tek bir atışla yüzlerce kişiyi öldürdüler. / Rusya, ABD sınırları yakınında tatbikat yapmıyor ancak şu anda ABD Rusya sınırları yakınında bunu yapıyor. Dolayısıyla, bu konuda ABD tarafının değil Rus tarafının endişeleri olmalı./ Biden beni ABD'ye, ben de onu Rusya'ya davet etmedim.” 

Putin’den iki gün önce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD Başkanı Joe Biden ile göreve gelmesinin ardından ilk yüz yüze görüşmesini 14 Haziran Pazartesi günü Brüksel'deki NATO zirvesi kapsamında gerçekleştirdi. 90 dakika süren görüşmenin ardından Biden ve Erdoğan ayrı ayrı basın toplantısı düzenledi. Erdoğan, “görüşmenin samimi ve yapıcı geçtiğini”, Biden'ın 1915 olayları ile ilgili 'soykırım' kelimesini kullanmasının görüşmede "Hamdolsun hiç gündeme gelmedi"ğini belirtti. Gündeme gelen konu ise Afganistan oldu. "Afganistan konusundaki düşüncelerimizi net olarak Biden'a ifade ettik. Türkiye olarak eğer Afganistan'dan çıkmamız istenmiyorsa, özellikle belirli bir desteğin verilmesi isteniyorsa diplomatik mali konularda ABD'nin vereceği destek önem arz ediyor. Taliban gerçeğini kenara koymak mümkün değil. Bir diğer konu yine Afganistan'da biz Pakistan'ı da Macaristan'ı da yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik. Şu an itibariyle bir mutabakat söz konusu. Bir sıkıntı söz konusu değil" dedi.

ABD Başkanı Biden ise 15 Haziran Salı günü AB-ABD zirvesinin açılışında gazetecilerin sorularını yanıtlarken . Türkiye'nin Afganistan'da kalması hakkında, "Bu konuda faydalanabileceğimiz önemli fırsatlar var. Uzun görüşmeler gerçekleştirdik. Görüşmelere dair iyi hislerim var ve Türklerin bunları size anlatmasına imkân sağlayacağım" dedi.

POST-VAHDETTİN DÖNEMİ: AKP ÜZERİNDEN NATO UŞAKLIĞINI GENİŞLETME

Tarih tekerrür etmiyor emperyalist projeler adım adım işletilmeye çalışılıyor. Osmanlının dağılmasından bugüne, bir arkadaşın deyişiyle, Post-Vahdettin dönemi yaşanıyor, ABD-NATO’nun ileri karakolluğuna tümden soyunuluyor.

BBC’nin aktarımı ile. Afganistan’da kalma teklifi Türkiye’nin teklifi imiş. ABD Başkanı'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, NATO zirvesinden bir gün önce Biden'ın Türkiye'nin Afganistan'daki Kabil Havalimanı'nın güvenliğini sağlama teklifini Erdoğan'la görüşeceğini açıklamıştı: "Büyükelçiliklerimizin Afganistan'da güvenliğinin nasıl sağlanacağını, kesinlikle yapmak istedikleri şeyleri nasıl yapabileceklerini, Afgan hükümeti, güvenlik güçleri ve halkı için neler yapılabileceğini görüşecekler."

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de, “ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilmesinin ardından Kabil Havalaanı'nın kim tarafından korunacağı konusunda bir karar vermediklerini belirtti. Ancak görüşmelerde Türkiye'nin kilit bir rol oynadığını da sözlerine ekledi.”

Özetle 20 yıl kadar önce 1 Mart’ta kısmen hayır dediğimiz Afganistan vesilesiyle NATO’ya bağlı Türkiye öncülüğünde Pakistan-Bengladeş-Kürt-Arap Sünni bir askeri güç oluşturulması Batı emperyalizminin yayılmasını ve çıkarlarını sürdürme projesinin en önemli ayaklarından birini oluşturuyor. Türkiye bu süreçte hayır diyemez ve bağımsız ve tarafsız bir politika oluşturmazsa bunun bedelini Anadolu, Ortadoğu, Pakistan ve Bengladeş halkları ödeyecek. Hem de belki yüz yıllarca sürecek soğuk ve sıcak çatışmalarla.

Türkiye’nin yakın veya uzak erimde bir Dünya Savaşına girmemesi için Afganistan’daki güçlerini çekmesi kritik önemde bulunuyor. Afganistan’da işgal gücü bulundurmaya hepimizin hayır demesi gerekiyor.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa