21 Haziran 2021 00:05

Eriksen'in yolu

Danimarkalı oyuncular

Fotoğraf: Mads Claus Rasmussen/EPA/AA

Paylaş

EURO 2020 devam ediyor ve herkes 12 Haziran akşamı yaşanmamış gibi yapıyor. Oysa 12 Haziran 2021, yani Christian Eriksen’in kalp krizi geçirerek sahaya yığıldığı, milyonların korkulu bakışları arasında kalp masajıyla hayata döndürüldüğü tarih bugün bildiğimiz anlamıyla futbolun öldüğü gün olabilirdi.

Eriksen bilinci kapalı şekilde yatarken futbol kamuoyunun ruh hali buna çok yakındı. Neyse ki gözlerini açtı ve tüm dünyaya hızla iyi haberler vermeye başladı. Biz de Eriksen’i buraya sürükleyen şeyi, yani daha fazla para için futbolu can çekiştirenleri unutmaya giriştik. UEFA’nın Danimarkalı futbolcuları bu korkunç gecenin devamında sahaya sürmesi dahi bunu engelleyemedi. Şovun büyüsü bir kez daha galip geldi. Ama nereye kadar?

Para musluğu kesilmesin diye sporcunun fiziksel ve ruhsal sağlığını hiçe sayan kapitalistler pandemiyle birlikte daha da pervasızlaştı. Kovid-19 yüzünden “kaybettikleri parayı” telafi etme gerekçesiyle sporcuları daha sıkışık takvime, daha çok maça, hatta NBA’de olduğu gibi çalışma kamplarına zorladılar. Geç biten sezonlar erken başladı, sakatlıklar, ruhsal problemler arttı.

NBA Playoff’larında sonu gelmeyen sakatlıklara isyan eden, bu sezon kendisi ve takımı da bu sorundan çok çeken LeBron James, sezon başı ligin erken başlamasına getirdiği eleştirileri hatırlatarak, “Beni dinlemek istemediler oysa olacakları biliyordum… Bu sakatlıklar ‘Sadece oyunun parçası’ değil. Bunlar yeterince dinlenememenin sonucu,” dedi. Bir sporcunun sakatlığı birkaç hafta süren geçici bir problem değil. Kimi sakatlıklar sporcunun atletizmini, kariyerinin geri kalanını, kazanacağı parayı vs. doğrudan etkiler. Örneğin 36 yaşındaki LeBron’un artık sakatlık öncesindeki haline dönmesi imkansıza yakın. Bir başka deyişle bir sakatlık deyip geçilemez.

İşin bir de psikolojik boyutu var. Naomi Osaka’nın Fransa Açık ve Wimbledon’dan çekilmesiyle sonuçlanan süreçte gördüğümüz üzere sporcular artık bu konuda da haklarını korumak için cesur adımlar atıyor.

Spor tarihi kalp krizi veya darbeye bağlı sakatlık nedeniyle sahada yaşamını yitiren ya da psikolojik sorunları neticesinde intihar eden sporcularla dolu. Geçmişte sporcuların yeterli tıbbi önlemler alınmadığı, en basitinden doktor bulunmadığı için öldüğü dönemlerden çıkması ciddi mücadeleler sonucu olmuştu. Bugün de itildikleri fiziksel ve ruhsal sürmenaj halinden kurtulabilmek için kapitalizmin açgözlülüğüyle mücadele etmek zorundalar. Ancak bu savaşı tek başlarına kazanamazlar. Bir video içeriğe dönüşen sporu devamlı tüketmesi, zombi gibi birer “binge watcher” halinde yaşaması istenen bizlerin de bu isyana ortak olması gerekiyor. Çünkü Eriksen’in hatırlattığı gibi üstünde gerçek insanların yürüdüğü bu yol er ya da geç sona erecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa