24 Haziran 2021 00:10

Çürümenin boyutları

Veyis Ateş, Sedat Peker

Veyis Ateş, Sedat Peker | Fotoğraflar: Youtube yayınlarından alınmıştır

Paylaş

AKP’nin geçmiş sermaye hükümetlerini kat kat aşan bir içerikte oluşturduğu yolsuzluk ve rant düzenin çatlaklarından pislikler akmaya ve kötü kokular gelmeye devam ediyor. İktidarın onlarla iş tutanların boğazlarına kadar yolsuzlukların içine batmış olması, yolsuzluğun, talanın ve yağmanın bir virüs gibi sistemin bütün hücrelerine yayıldığını gösteriyor.

Mafya ile iktidar temsilcileri arasında ortaya çıkan kirli ilişkilerin, siyasetten bürokrasiye, yargıdan medyaya kadar geniş bir alana yayılmış olmasına rağmen, iddialara ilişkin hiçbir soruşturma ya da açıklama yapılmaması dikkatlerden kaçmıyor. Siyaseti, bürokrasiyi, medyayı hatta ‘bağımsız ve tarafsız’ olduğu iddia edilen yargıyı bile içine alan karanlık ilişkilerin bu kadar yoğun tartışıldığı bir dönemde hiçbir somut adım atılmaması, sorunun görünenden çok daha büyük ve derin olduğunu gösteriyor.

Egemen kesimler arasındaki çıkar çatışmaları büyüdükçe, iktidar cephesinden dışlananların sayısı arttıkça, yolsuzluk ve rüşvet gibi suçların birer birer ortaya çıkmaya başlaması kaçınılmaz. Yolsuzluk zincirinin halkaları arttıkça yaşananların sadece iktidar partisi ile sınırlı olmadığı, çürümenin boyutlarının tahminlerin çok ötesinde olduğu anlaşılıyor.

Erdoğan 19 yıllık iktidarı boyunca bütün oklar üzerine yöneldiği dönemlerde bozuk plak gibi sürekli ‘dış güçler’ vurgusu yaparak kendini aklamaya çalışırken bu sefer derin bir sessizliğe büründü. İktidar yandaşlarının ise daha önce defalarca yaptığı gibi ‘vatan, millet, bayrak, ezan’ edebiyatına sarılarak gerçekleri çarpıtmaya çalışması pişkinliğin ve arsızlığın boyutlarını gösteriyor.

Bir ucu siyasi iktidara kadar uzanan milyar dolarlık yolsuzluk, rüşvet ve kara para aklama iddiaları yenilir yutulur gibi değil. Bir tarafta bütün bireyleri çalışmak zorunda bırakılan emekçi aileleri, boğazına kadar borca batmış şekilde geçinebilmek için yaşam mücadelesi verenler, diğer tarafta kurdukları rüşvet çarkı ile milletvekillerinden emniyet müdürlerine, yargı mensuplarından gazetecilere kadar herkesi kendisine bağlayanlar var.

İktidarının, faturasını emekçilerin sırtına yıktığı ekonomik kriz ve salgın sürecinde ağırlaşan ekonomik sorunlara rağmen, iktidara sırtını dayayarak kara para aklayanların, siyasi destek ve garantilerle servetlerini büyütenlerin kurduğu yolsuzluk, rüşvet ve talan çarkının ‘içeriden’ bir yerden kırılması kaçınılmazdı. Bu nedenle Sedat Peker’in somut örnekler üzerinden ileri sürdürdüğü iddialar, başta iktidar partisi olmak üzere, yolu iktidarla kesişen bütün kişi ve kurumları daha önce hiç olmadığı kadar korkutmaya ve tedirgin etmeye başladı.

Türkiye’de ekonomik ve siyasi skandalların, kayırmacılığın, kamu kaynaklarının gerek yasalar çiğnenerek, gerekse yasal düzenlemeler üzerinden sermayeye, iktidar destekçilerine, gerici cemaat, vakıf ve derneklere aktarılması, tek adam rejiminin nasıl bir düzen oluşturduğu hakkında yeterince ipucu veriyor.

Tek adam rejimi siyasi egemenliğini baskı, şiddet, kayırmacılık ve yolsuzluk mekanizmasının üzerine kurduğundan sadece belli bir bölümü ortaya çıkan yolsuzluk, rüşvet ve diğer suçların hesabını vermemek için yargı başta olmak üzere, devletin bütün kurumlarını hizaya sokmuş görünüyor. Tartışılan iddiaların içeriğine bakıldığında geçmişte 17-25 Aralık operasyonlarını ‘dış güçler’, ‘küresel komplo’ ve ‘darbe’ iddiaları ile savuşturanların bu sefer işleri hiç kolay değil.  

AKP iktidarı devletin bütün kurumlarında yaşanan çürümenin, yolsuzluk ve kara para aklama mekanizmalarının, halkın her geçen gün yoksullaşmasının yanı sıra ülkedeki tüm baskı, tehdit ve yasakların en merkezi kaynağı haline geldi. Bu nedenle sadece iktidar değişikliği ile sınırlandırılmadan ekonomik, toplumsal ve siyasal düzende köklü değişiklikler yapılmadan bugüne kadar yaşanan sorunların aşılması ve halkın derin bir nefes alması mümkün görünmüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa