İhvancı yaşam tarzı dayatmalarına karşı, halkın tepkisi test ediliyor
Fotoğraf: Evrensel
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Haziran günü yapılan kabine toplantısının arkasından kameraların karşısına geçerek pandemiye karşı mücadele ile ilgili alınan kararları açıkladı.
Erdoğan ve öteki yetkililer, kısıtlamaların “Kontrollü olarak” kaldırılacağından söz etseler de Erdoğan’ın açıklamasıyla görüldü ki açılım; kitle taşımacılığından kamuda normal mesaiye dönülmesine, gece ve hafta sonu sokağa çıkma yasağının kaldırılmasına kadar,...“ Kontrolsüz ve hızlı bir biçimde” yapılacaktır.
Pazartesi günü yaptığı açıklamada da Erdoğan, kısıtlamaların kaldırılmasını bir müjde gibi verdi. Ama sözlerini bitirirken, birden yüzü asıldı, karşısında hiç hoşlanmadığı, vatandaşları rahatsız etmek için kısıtlamaların kaldırılmasını isteyen birileri varmış da onları azarlıyormuş gibi konuştu: “Müzikle ilgili kısıtlamaları 24.00’e çekiyoruz. Kusura bakmayın gece kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yoktur!”
O günden beri de her alanda hiç de kontrollü olmayan bir açılıma gidilirken “müzik”le ilgili olarak kısıtlamaların 24.00’e çekilmesi (Bu sınır müzik sektörü için yasağın sürmesi anlamına gelmektedir) “vatandaşın yaşam tarzına müdahale” tartışması olarak gündeme geldi.
MÜZİK İSLAM DIŞI YAŞAM TARZININ ALANI OLARAK GÖRÜLÜYOR
Bilim insanları her alanda kısıtlamalar kaldırılırken “müzik”le (Burada müzik denilince canlı müzik yapılan kafeler, restoranlar, eğlence yeleri kasdediliyor) ilgili sınırlamaların 24.00’e çekilerek sürdürülmesinin pandemiyle bir ilgisinin olmadığını söylüyorlar. Çünkü virüsün şu saatten önce ya da sonra bulaşması diye bir şey yoktur.
Bu yüzden de müzisyenler, sektörde çalışan 1 milyon 200 bini kayıtlı ve yüz binlerce kayıt dışı emekçinin iktidarın bu tutumunun pandeminin faturasının kendilerine kesilmesi olarak görmeleri gayet normal olmaktadır.
Bu yüzden de tartışma, bir yandan sektörde çalışan emekçilerin 1.5 yıla yaklaşan mutlak açlığa mahkum edilmesi öte yandan da müzik ve müzikli mekanların halkın yaşam tarzında temsil ettiği değerlere karşı bir tutum olarak biçimlenmektedir. Müzisyenler ve sektörde çalışanlar bu İslam dışı yaşam tarzının üretildiği sektörün “elemanları” olduğu için açlığa mahkum edilmesinde sakınca görülmemektedir.
Bu, komplocu bir yaklaşım değildir. Tersine AKP’nin 20 yıla yaklaşan devri iktidarındaki girişimlerini izleyen herkes, onun ihvancı İslam anlayışına uyumlu bir yaşam tarzını topluma dayatmak için her vesileyi bir fırsata çevirmek istediğini, en azından epeydir görmektedir.
ŞİMDİLİK ELİNDEN GELEN BUDUR!
Nitekim, bundan 1 yıl önce, 2020 yılının 1 Haziran’ında ilan edilen “Normalleşme” ile ilgili olarak, bu köşede 3 Haziran günü çıkan yazıda; “Şöyle bir etrafımıza baktığımızda görüyoruz ki, 18 yaş altının ve 65 yaş üstünün ‘Sokağa çıkma yasağı’ndan başka geriye, ‘önlem’ adına dişe dokunur bir şey kalmamıştır.
Tabii, AKP’nin elinden gelse hiç açtırmayacağı ‘eğlence yerleri’, ‘nargile kafeler’ dışında!” deniyordu.
Burada dikkat çekilen “AKP’nin elinde gelse eğlence yerlerini hiç açtırmayacağı” saptamasıdır.
Bugün de “Sokağa çıkma yasağı” da dahil tüm kısıtlamalar hemen bütün kısıtlamalar kalkmışken “müzik yasağı”na devam edilmesi, bu “Elinden gelse” ile bağlantılıdır. Ve elinde gelen şimdilik bu olduğu için 24.00’ten sonra yasağın devam etmesidir. Şimdilik, “Elinden gelen bu” olduğu için tümden yasak denememektedir! Ki, radikal İslam anlayışında ilahiler dışında bir müzik, zikirlerde ritim tutturma aleti olan def dışında müzik aleti de yasaktır!
Ancak bugün böyle bir radikallik absürt olacağı için, müzik-dans-eğlence, “günah”, “yasaklar”, olmadı çeşitli bahanelerle sınırlanan alanlara hapsedilmektedir.
PANDEMİ SINIRLAMALARI YAŞAM TARZINA MÜDAHALEYE KADAR GÖTÜRÜLDÜ
Erdoğan’ın “müzik yasağı”, doğru bir biçimde “hayat tarzına müdahale” olarak algılanıp; müzisyenler, kültür ve sanat çevrelerinden çeşitli muhalif kesimlerden geniş bir tepki ortaya çıkınca araya Turizm Bakanı girmek zorunda kaldı. Bu tartışmanın turizmi de sırtından hançerleyeceğini fark ettiğinden olacak Bakan Ersoy, Cumhurbaşkanıyla görüştükten sonra, Kademeli normalleşmenin olağan sonucu olarak müzik kısıtlaması da tedricen sona erecektir” diyerek, tepkileri yatıştırmaya çalıştı.
Elbette ki bugün iktidar, müziği halkın yaşamından çıkaracak bir güce erişememiştir. Bu yüzden de bu kısıtlamaları, “Pandemiye karşı mücadelenin önlemi” olarak görmek doğru değildir. Tersine, burada asıl olan müziğin sınırlamalardan son çıkarılacak bir “ihtiyaç” olduğunu göstermiş olmaktadır. Tabii aynı zamanda “müzik yasağı”na devam edilmesi, Ayasofya’yı cami yaparak, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak mesaj verilen odaklara yeni bir mesaj olurken aynı zamanda İhvancı yaşam tarzı dayatmalarına karşı, halkın tepkisini de test etmektedir.
Nitekim bugüne kadar AKP iktidarın 19 yılı boyunca halkın yaşam tarzına müdahale girişimleri hep böyle şu ya da bu gerekçeyle perdelenmiştir.
Bunu, son sokağa çıkma yasakları sırasında; içki satışının yasaklanması, alkollü içkilere hiçbir ölçüye sığmayacak ÖTV ve KDV zamları yapılması, en son LBGTİ’lerin pikniklerini önce Adalar sonra da Şişli kaymakamlıkları tarafından “pandemiye karşı mücadele” gerekçesiyle yasaklanmasında gördük.
Kısacası Erdoğan iktidarı pandemiyi;
1) Ekonomik krizin ve pandeminin yol açtığı yıkımın faturasını halka çıkarmanın,
2) Halkı, hiç de zorunlu olmayan yasakları, temel hakları askıya almayı yaşam tarzına müdahaleye kadar götürülmesinin fırsatı olarak kullanmaktadır.
Bütün yasaklar kaldırılırken “müzik yasağının” ne kadar uzatılabilirse o kadar uzatılmasının tercih edilmesinin nedeni budur.
- Yığınların siyasete müdahalesi için... 19 Ocak 2025 04:46
- 2025 yılı emek yılı olacağını gösteren önemli işaretlerle başladı 12 Ocak 2025 04:53
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47