Bahçeli, Deniz’in katilini neden tekzip etti?!

Devlet Bahçeli | Fotoğraf: Mustafa Murat Kaynak/AA
90’lı yıllarda Doğan Güreş’li, Mehmet Ağar’lı ‘Tak-Şak’ hükümetinin başbakanı Çiller’in ünlü sözüdür; “Vatan için kurşun atan da yiyen de şereflidir.” Ağar’ın “tosuncuklarım” dediği, başta Çatlı olmak üzere ülkücü-mafyacı Susurlukçu ‘elemanları’ kastediyor, onore ediyordu Çiller. 12 Eylül öncesinden başlamak üzere, kontrgerilla organizasyonunda kullanılan Çatlı, hem devletçe sözde aranıyor hem de yine devletçe temin edilmiş farklı pasaport ve kimlikle ortalıkta fink atıyor, siyasi parti kongrelerinden ihalelere kadar çeşitli ‘sektörlerde’ iş tutuyordu ekibiyle birlikte. 90’lı yıllarda portföye “PKK’yle mücadele” de eklenmişti. Yabancısı değildi. 80 öncesinde 7 TİP’li gencin evlerinde boğularak öldürülmesinde bizzat görev aldıkları mahkeme kayıtlarında bile sabitti. Jitem gibi tetikçi gruplarla yanyana, 90’lı yıllardaki ‘terörle mücadele’ mesaisinde bir dizi faili meçhule imza attılar. Yüksek güvenlik bürokrasisince hazırlanmış ve devletin tepesince (MGK) onaylanmış, “PKK’ye yardım eden Kürt iş adamları” listesi verilmişti ellerine. Yargı konusu olabilecek bir konuda hüküm verilmişti: “Bunlar örgüte yardımcı oluyor”! Gereği de tetikçilere havale edilmişti. Hikaye biliniyor; kiminden para alarak canını bağışlamak, kiminin hem parasını hem canını almak vb...
***
Bilinen hikayeyi hatırlatmamızın nedeni, HDP İzmir bürosunun basılıp Deniz Poyraz’ın öldürülmesiyle benzer bir boyutunun olması. İktidarın çeşitli birimlerince yapılan bir tespit, oluşturulan ‘paradigma’, alınan bir karar kendisine bir ‘meşruluk’ alanı açıyor. 90’ların faili meçhulleri, devletin “bunlar PKK’ye yardım ediyor” tespitinin kazandırdığı ‘resmi meşruiyete’ dayanıyordu. Buldan’lar, Cantürk’ler, Anter’ler ve daha niceleri bu ‘meşruiyet’ babında katledildiler. Zamanın MGK’sının ve Çiller Hükümetinin, Ağar-Güreş ekibinin dolaysız sorumluluğu vardır. “Birileri aşırıya kaçtı, kendi kafasından iş yaptı” demek, boş gevezeliktir, hadi “kafasından iş yapan” da sözkonusu meşruiyetle kuşanıp işe çıkıyordu.
Bugün de “HDP, PKK’nın eleman temin servisidir, HDP/PKK aynıdır... ” minvalinde kaç yıldır süren bir ‘güvenlik politikası’nın sonunda gelinmiştir İzmir katliamına. “HDP teröristtir” ajitasyonuyla yıllarca zihinleri bulandırdıktan sonra birilerinin bundan vazife çıkarmasından daha doğal ne olabilir ki. “Yalnız kurt cinayetiymiş” falan. Yalnız kurtmuş ya da sadakatli köpekmiş, ne farkeder? Hangi politikanın sağladığı ‘meşruiyet’ kuşanılarak yapılmıştır bu saldırı, önemli olan budur.
***
Deniz Poyraz’ı “Şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden milis iş birlikçisi” ilan eden iktidar ortağı Bahçeli, tam da dediğimiz ‘meşruiyete’ dikkat çekmektedir. Bakmayın cinayeti yarım ağız kınadığına, asıl yaptığı saldırıyı ve cinayeti gerekçelendirmektir. Faşist katil, “içimi soğutmak için yaptım” derken, Bahçeli siyasal zemine oturtmaktadır saldırı gerekçesini. Bir anlamda, ‘iç soğutma’ gibi kişisel bir gerekçeyi tekzip etmektedir sanki! Bu tekziple birlikte, yıllardır dillendirilen “HDP PKK’nın askere alma bürosudur” şeklindeki iktidar propogandasıyla Deniz Poyraz cinayeti arasındaki ‘illiyet bağı’nı da itiraf etmiş olmaktadır Bahçeli. Kınıyoruz dediği cinayete meşruiyet sağlamaktadır.
***
Bahçeli bunu yapmayabilirdi. Daha ’diplomatik’ davranabilir, kınamakla geçiştirebilirdi. Bunda, inşa etmek istedikleri rejimin her bakımdan tavizsiz/töleranssız bir tutum ve süreci gereksindiği gerçeği belirleyici rol oynamaktadır. Ama onu rahatsız eden spesifik bir başka gelişme de oldu. Deniz’in katledilmesine karşı geniş bir toplumsal tepki doğdu. Geleceğe dair oldukça umut vericiydi. Sokağa yansıyanlar, bu tepkinin çok çok küçük bir bölümüydü. İktidar blokunun bu kadar ötekileştirip düşman hukuku uyguladığı ve nitekim kapatılma eşiğine gelmiş bir partiye yapılan saldırının bu ölçüde tepkiyle karşılanması beklenmedik bir şeydi. En azından Millet İttifakı partilerinin bu saldırının ağırlığı altında bir uyumsuzluk, bir gerilim yaşayabilecekleri bekleniyordu. Olmadı. Oldukça dikkatli bir profil sergileyip AKP/MHP’yle aynı hizaya düşmediler. Böyle olunca da Bahçeli, ‘saldırıyı kınıyorsunuz ama bir teröristin öldürüldüğünü de unutmayın’ hatırlatmasını yapmak zorunda kaldı. “HDP’nin bu saldırıdan mağduriyet çıkarmasına engel olmak lazım” diyenlerin siyasi tercümanı olup, faşist saldırı ve cinayetin adeta gerekçesini açıkladı. Açıkladı açıklamasına da toplumsal karşılığı giderek düşen, potansiyel alıcı diye bellenen kesimlerde de giderek daha çok kuşku ve tereddütle karşılanan bir gerekçe bu artık.
İLGİLİ HABERLER

HDP'yi hedef alan Devlet Bahçeli, katledilen Deniz Poyraz'a "terörist" dedi

Pervin Buldan: Bahçeli, Deniz Poyraz katliamını açıkça üstlenmiştir

Evrensel'i Takip Et