Yansımalar
Televizyonda sigara, sigara dumanı, küllük gibi görüntülerin buğulandırılmasına yeni başlanmıştı. TBMM’ye davet eden bir milletvekili arkadaşımla TBMM lokantasında yemek yiyorduk.
Tesadüf bu ya, masamızda buğulama yöntemini keşfeden ve uygulanmasını sağlayan iktidar partisi milletvekili de oturuyordu. Ben bir ara, ne münasebet bilemiyorum, hukukçu kimliğimle buğulama uygulamasını eleştirdim. Buğulama yönteminin mucidi milletvekili, “Ben doktorum, sağlık sorunları hukuki kaygılardan önce gelir; sigara sağlığa son derece zararlıdır, buğulama yöntemiyle gençleri ve çocukları sigaraya özendiren sahnelere müdahale ediyoruz; bu uygulama sansür değildir” dedi.
Ben hukukçuluğu bir kenara bıraktım, doktorun tezini o güne kadar yapılmış bilimsel araştırmalara dayanarak yanıtlamak istedim. Dedim ki, “Gençleri ve çocukları sigaraya özendirdiği varsayılan görüntüleri silme, buğulama, buzlama, görüntüsüz kılma gibi yöntemler sonuçta önce sigarayı sonra içkiyi yasaklama girişimleriyle devam ediyormuş. Sonunda yasaklanan sigara ve içkinin yerine ikame edilen envaiçeşit uyuşturucu tüketimi piyasayı belirlemeye başlıyormuş. Sigara ve içki yasağını da uyuşturucu ticaretini örgütleyen mafyanın tezgahladığı ileri sürülüyor.”
Sanırım doktor milletvekili düşüncelerimden hoşlanmadı, beni de pek sevmedi.
Onunla bugünlerde bir yerlerde karşılaşsak, ona “Bakın sigara, içki satışı, tüketimi iyice sınırlandı, hemen hemen yasaklandı; İstanbul ve Adana uyuşturucu kullanımında dünya şehirleri arasında ikinci ve üçüncü sıralarda yer alıyorlar, Türkiye’nin uyuşturucu trafiğinde en önemli merkez ya da merkezlerden biri haline geldiği söyleniyor” desem acaba benden nefret mi ederdi?
Hatta densizlik yapıp “Müslümanlığın gereklerini ve gençlerin, çocukların sağlığını sağlama siyaseti acaba uyuşturucu piyasasını geliştirme siyasetinin meşruiyetini sağlayan bir söylem midir?” diye soracak olsam benden bir vatan haini mi çıkarırdı?
xxx
“Kelepçeleme” uygulaması çok yakın tarihinde baş döndürücü hızla çeşitlenerek güvenlik güçlerine -hesap vermeme, denetlenmeme, yargılanmama güvencesinde- Rambo öz güveni sağladı.
Kural olarak kaçma ihtimali bulunmayan hiçbir şüphelinin kendisine atfedilen suç ne olursa olsun kelepçelenmesinin hukuka aykırı görüldüğü günlerdi. Sonra bir gün aniden “toplu kelepçeleme” adeti başladı: KCK davası şüphelileri tanınmış Kürt siyasetçiler savcılığa topluca ve elleri önden kelepçelenmiş halde götürüldüler. Gözaltı-savcılığa sevk serüveninden kamuoyu onların bu halleri fotoğraflanarak bilgilendirildi.
Derken önden kelepçelemenin yerini arkadan –ters- kelepçeleme aldı.
Yetmedi, yakalamak istediğini yere yatırıp diziyle boğazına basarak etkisizleştirdikten sonra ters kelepçe takma uygulamasına geçildi.
O da yetmedi, “Kendinden saydığını kelepçelememe” gösterisi başladı: HDP il binasını katliam amacıyla basarak Deniz Poyraz’ı katleden katil bina kapısından çıktı, polisle sürtüşmeye girmedi. Polis “abi adın ne?” diye sordu ve katil şüphelisini kelepçelemedi.
xxx
Sigara ve içkinin “Yasaklanıyor-yasaklandı” siyasetiyle piyasanın uyuşturucu tüketiminin ucu tükenmez kazançlara dönüştüğü, her tür uyuşturucu/silah/ham madde gibi malzemelerin tedarik-ulaşım-dağıtım-kullanıcı denetim mekanizmalarını örgütleyen güçlü, uluslararası etkili mafya yapılanmalarının siyasetçi-yargı mensubu-gazeteci- ortaklığıyla halkın kaderini belirleyen en korkutucu aktörler haline geldiği bir devlet yapılanmasında “Kelepçeleme yöntemlerinin hareketliliği ve çeşitliliği” neyin yansıması olabilir?
Ben bu ortamı özgürlük-güvenlik tartışmasında güvenlik tercihinin özgürlüğü yok ettiği bir düzenin yansıması olarak görüyorum.
“Özgürlüklerin kullanımını elbette güvenlik nedeniyle sınırlamak gerekir” diyen demokrasi savunucuları “Bizden olmayanların özgürlükleri kullanmaları güvenlik sorunudur” diyen ve yaşamı özgürlük değil güvenlik ekseninde düzenlerken hiçbir engel tanımayan siyasi anlayışın önderleri karşısında yenildiler.
Bence sorun, “Özgürlüklerin güvencesi özgürlüklerin sınırsız, özgürce kullanılmasıdır” diyen ve bu uğurda olması gereken toplumsal yaşamı örgütlemek, geçici siyasi kurum ve yapıları öngörüp düzenlemek, değiştirmek, dönüştürmek, sönümlendirmek için mücadele eden güçlerin kendini bulmasıyla çözülmeye başlayacaktır.
Evrensel'i Takip Et