Rüzgar gülü
Fotoğraf: Burcu Yıldırım
Çocukluğumda zamanımın çoğunu babaannemin evinde geçirirdim. Evin giriş katı eski eşyaların konduğu bir bölümle bir tür işlik diyebileceğim ve babamla çeşitli aletler, deneyler yaptığımız çok ufuk açıcı bir yerdi. O eski eşyaların kendine özgü yaşanmışlık kokusu, hem de öyle bir yerde ürettiklerimizle zenginleşen bir hayatım oldu. Şanslı bir çocukluk... Arabanın eski rulmanlarından tekerleklerini yaptığım, meyve sandıklarından çıkma tahtaları çaktığım ilk tornet şimdiki yaygın adıyla “scooter” gurur kaynaklarımdan olmuştu örneğin. Bu heyecan verici ortamda birçok fizik ve kimya deneyini yapmanın öğrettiklerini yaşam boyu kullandım. Mucizevi gelen aletlerimizden biri de gökkuşağının renklerinden yaptığımız rüzgar gülüydü. Rüzgarın hızıyla renklerin birbirine karışması ve hızlandıkça rüzgar gülünün beyaza dönüşünü hayranlıkla izlerken, benim için mesleğimi uygularken giydiğim o bembeyaz önlüğe yüklediğim anlamı kattı hayatıma.
Beyaz önlüğün içinde tüm renkleri barındıran ama üzerine düşünmediğimizde görünmeyen, hastamız için sadece beyaz renkten ibaret o kumaşının bize hep ayrımcılıktan arınma halini, karşımızdakinin barındırdığı rengiyle değil insanlığı üzerinden ilişkilenmemizin ne denli değerli olduğunu hatırlatır çocukluğumun mucizesi. Hele bir adli tıp uzmanı olarak karşılaştıklarımızı düşününce, o beyaz önlükten soyunduğumda zorlanacağım pek çok durumdan alnımın akıyla çıkmama epey yardımı olmuştur. Çocuk istismarı gerekçesiyle gözaltına alınmış, gözaltında işkence görmüş bir insanın işkenceye bağlı yaralanmalarını kayıt altına alırken, işkencenin mutlak yasak olması bir yandan, o beyaz önlük diğer yandan asıl odaklanmam gerekenin zarar görmüş bir insan olduğunu anımsatmıştır her seferinde bana.
Bugünlerde bir tıp fakültesi hekimlik andı ve içeriği ile ilgili tartışmalarla gündemimize girdi, malum. Bu haber nedeniyle “Helal, Sağlıklı Yaşam Öğrenci Topluluğu” diye bir topluluk olduğunu da öğrenmiş olduk Sakarya’daki tıp fakültesinde. Türk Tabipleri Birliği’ni de Cimer’e şikayet etmişler. Dünya Tabipler Birliği’nin 2006’da güncellediği ve ayrımcılık yapılamayacağına dair tanımlamalara cinsel yönelimi de ekleyerek tüm dünyadaki tıp fakültelerine hekimlik andı olarak önerdiği Cenevre Bildirgesini desteklememize kızmışlar.
Türk Tabipleri Birliği’nin 2014 yılındaki 64. Büyük Kongresi’nde bu konu ele alınmış; Dünya Tabipler Birliği Cenevre Bildirgesi’nin tüm ülke çapında “Hekimlik Andı” olarak kullanımının sağlanmasına karar verilmişti. “Yaş, hastalık ya da sakatlık, inanç, etnik köken, millet, politik eğilim, ırk, cinsel yönelim, sosyal duruş ya da başka herhangi bir etkenin, görevim ve hastam arasına girmesine izin vermeyeceğim”, diyerek ettiğimiz yemin tam da bizim beyaz önlüğümüzün renksizliğinin hakkını veriyor görüldüğü üzere.
Elbette bu küresel salgınla birlikte karşı karşıya kaldığımız yaşa dayalı, toplu taşımadan zorla indirilen insanlarla meşrulaştırılmaya çalışılan ayrımcılıktan tutun da, karşı mahalle diye gördüğünüzün sesini duyurmaya çalıştığı bir gösteride polisin saldırısına “oh” çekmenin olağanlaştırılması girişimlerine uzanan bir yelpazede, ilaçlarını yazdırmak için geldiği hastanede kadın doğum uzmanının geri çevirdiği trans kadına yaşatılanlar karşısında etik ilkelerimizin ihlal edildiğini söyleyebilmek tüm o ayrımcılıklara da işaret eden, hepsinden utanç duymamız gerektiğini bize hatırlatan bir duruşu da simgeliyor oysa ki. Hekim de o yukarıda sayılan ayrımcılıkları yapmaya başladığında bu dünyada bir arada yaşayabilmeye yüzümüzün kalmayacağı bir ortamda buluruz kendimizi.
Üretim ilişkilerinin alabildiğine yozlaştığı, değerlerimizin yok edildiği zamanda helallik isteyenlere de hatırlatalım. Biz değerlerimizi korumaya, beyaz önlüklerimizi onurla taşımaya devam edeceğiz. O değerlerimizden ödün verenlere de hakkımızı helal etmeyiz.
- Bir ödülün hikayesi 26 Aralık 2024 06:25
- Hüsnü Öndül, insan hakları mücadelesine armağandı... 19 Aralık 2024 04:45
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43
- Siyah çöp torbasına atılan insanlığımız 26 Eylül 2024 04:45
- Sistematik işkence 19 Eylül 2024 04:41