28 Haziran 2021 01:19

Bülent’in nefesi, hepimizin nefesi

AFP Muhabiri Bülent Kılıç, Mis Sokak'ta gözaltına alındı. Kılıç, boğazına basılınca, 'Nefes alamıyorum' dedi

Fotoğraf: Hacı Bişkin

Paylaş

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, hakkındaki iddialara dair gazetecilerin sorularını yanıtlamak için katıldığı televizyon programında, kendi döneminde Türkiye’ye ilişkin işkence tespiti olmadığını iddia etmiş ve insan hakları örgütleri tarafından raporlarla yalanlanmıştı.

Bu iddiayı yalanlayan görüntülere İstanbul’da önceki gün düzenlenen LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde yeniden tanıklık ettik. Onlarca kişi gözaltına alınırken, yaşananları görüntülemeye çalışan AFP Muhabiri Bülent Kılıç, yere yatırılıp boğazına basılarak ve ters kelepçe yapılarak gözaltına alındı.

ABD’nin Minneapolis kentinde, 25 Mayıs 2020’de siyah Amerikalı George Floyd’un ölümüne yol açan Eski Polis Memuru Derek Chauvin’in yöntemi bu kez Türkiye’de bir gazeteciye karşı vücut buldu. Bülent, boğazına basılırken ‘Nefes alamıyorum’ diyor. Polis yerde tuttuğu Bülent’in bir yandan boğazına basmaya devam edip diğer yandan ters kelepçe yapmaya çalışırken, çevredeki polisler barikat oluşturarak insanların görüntü almasını engellemeye çalışıyor. Polisler Bülent’i, çevrede bulunanların tepkileri arasında bir süre yerde tuttuktan sonra ters kelepçe yaptıkları kollarından çekerek kaldırıyorlar. Bülent o arada polise, “Seni şikayet edeceğim” diyor. Bu, hem halkın haber alma hakkına, hem de orada görevini yapmak için bulunan gazeteciye açık bir saldırıdır, suçtur. O polislerin mutlaka cezalandırılmaları gerekir. Takipçisi olacağız.

Bülent’in “ölümcül” bir saldırıya maruz kaldığı önceki gün aynı eylemi takip etmek için orada bulunan başka meslektaşlarımız da polis tarafından tartaklanarak engellendi.

Bülent serbest bırakılmasının ardından polisler hakkında şikayette bulundu ve “Ben öldürülmeye çalışıldım, savcılık sadece mala zarardan soruşturma izni veriyor. Benim canıma kastedildi.” dedi.

Bu görüntü Amerika’da, bu eylemi nedeniyle 22 yıl 6 ay hapse mahkum edilen Eski Polis Memuru Derek Chauvin'in yönteminin bir tekrarı olarak yaşanırken, Türk polisinin sayısız benzer uygulaması olduğu biliniyor.

Dönemin bianet.org Muhabiri Beyza Kural, 2015 yılında İstanbul Beyazıt’ta gerçekleşen YÖK protestosunu takip ederken, gazeteci olduğunu söylemesine rağmen polisler tarafından ters kelepçe yapılarak gözaltına almıştı. Meslektaşımız Sevgili Beyza Kural, polisler hakkında suç duyurusunda bulundu. Takipsizlik kararı çıkınca AYM’ye başvurdu ve AYM Kural’ın insan haysiyetiyle bağdaşmayan muameleye maruz kaldığına, ifade özgürlüğünün ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi. AYM’nin, kararın yeniden yargılama için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmetmesi üzerine üç polis hakkında açılan davanın ilk duruşması İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinde geçtiğimiz günlerde görüldü.

AYM, Evrensel editörlüğü yaparken Gezi direnişinin yıl dönümünde darbedilen ve yüzüne yakın mesafeden gaz sıkılan, Sevgili Erdal İmrek’in başvurusuyla ilgili de “hak ihlali” kararı vermişti.Gazetemiz Evrensel’in Muhabiri, arkadaşımız Metin Göktepe, 8 Ocak 1996 günü takip ettiği haber sırasında polislerce gözaltına alınmış ve götürüldüğü Eyüp Kapalı Spor Salonu’nda dövülerek katledilmişti. Emniyet Genel Müdürlüğünün, polislerin görüntülerinin alınmasını yasaklayan genelgesinin ardından, polisin ‘Genelge var, özel alanımda beni çekemezsin’ diyerek gazetecileri nasıl zor kullanarak engellediğini de gördük.

RSF’nin titiz ve çalışkan Temsilcisi Erol Önderoğlu, Bülent’in karşılaştığı bu muamelenin ardından Twitter hesabından şu veriyi paylaştı: “5 yılda 150 haberci bir kısmı güvenlik kuvvetleri kaynaklı olmak üzere şiddet gördü.”

Yeniden Bülent’e dönelim. Bülent, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesinden mezun olduktan sonra Evrensel’in İzmir bürosunda gazeteciliğe başladı. Ardından İstanbul’daki merkez büroda devam etti. Gazeteciliğini ve foto muhabirliğini, çok çalışkan bir gazeteci olarak sokakta geliştirdi. Bülent, açık sözlü, esprili, su gibi duru bir insandır. Mesleki ilkelere bağlı, mesleki dayanışmayı hep önde tutan Bülent’i sonraki yıllarda iz bırakan fotoğraflarıyla, aldığı ödüllerle, sayısız başarılarıyla gördük. Şu anda dünyanın yaşayan en iyi foto muhabirlerinden biri.

Bülent’in nefes almakta zorlandığı anlar, halkın haber alma hakkıyla birlikte arkadaşları, meslektaşları olarak hepimizin nefesine kastedildiği anlardır.

Şunu da özellikle vurgulayalım. Hiçbir polis şiddeti münferit değildir. Bir polis şiddeti sadece mensubu olduğu polis teşkilatını temsil etmekle kalmaz, iktidarın politikalarını yansıtır. İktidarı demokratik ama polisi ceberut ülke yoktur.

Biz bu tür görüntüleri ‘polisin saldırısı’ diye nitelediğimiz için Basın İlan Kurumundan ceza aldık. Yani, iktidarın çeşitli kurumları bu yöntemi desteklemek üzere teyakkuzda ise bu da polisin o eyleminde yalnız olmadığını teyit eder.

Ama unutulmasın, Bülent de yalnız değildir. Halkın haber alma, gerçekleri bilme hakkını mesleğinin varlık nedeni sayan gazetecilerin gözü hep üzerinizde olacak!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa