07 Temmuz 2021 23:10

Etik, beklentilere yenik düşüyor

Federico Chiesa, attığı gol sonrası koşuyor

Federico Chiesa, attığı gol sonrası koşuyor | Fotoğraf: Ali Balıkçı

Paylaş

Avrupa Futbol Şampiyonası’nda, oyunun en üst seviyede sergilendiği, heyecan dolu karşılaşmalar izliyoruz. Çoğu maçta oyunun temposu o kadar yüksek oluyor ki, izlerken insan nefesinin kesildiğini hissediyor adeta. Fakat buna karşılık oyuncuların, “kurnazlık/uyanıklık” adına sergilediği etik dışı davranışlar, oyunun ruhunu zedeleyip bütün bu güzelliklere gölge düşürüyor. Mevcut koşullarda böylesi büyük bir endüstriyel spor organizasyonunda oyunculardan amatörce bir naiflik beklemek hayalcilik sınırlarına girse de bu, maçı kazanma uğruna oyuna, rakibe ve hakeme saygıyı elden bırakan futbolcuların yarattığı rahatsızlığın dile getirilmesine engel değil. Formalarda “saygı” yazıyor ama sahada saygıyı kazanma hedefinden daha ön planda tutan oyuncu(lar) görmek/bulmak neredeyse imkansız… Ülke federasyonlarının, teknik direktörlerin ve futbolcuların, şampiyona üzerinden beklentileri büyük olunca, işin etik kısmı önemli oranda lafta kalıyor. Bu turnuvada başarılı olmak, prestij ve değer kazanmak, teknik direktörler ve futbolcular için yüksek ücretli transfer sözleşmesine imza atmak anlamına geliyor. Dolayısıyla oyunun etik çerçevesini de ağırlıklı olarak maddi beklentiler belirlemiş oluyor. Böylesi bir tabloda sporun ruhundan ve etikten söz etmek çoğu kişi için hiçbir şey ifade etmiyor…

Hakemi aldatarak penaltı kazanmak ya da rakip oyuncunun kart görmesini sağlamak, başta gelen çirkinlikler arasında.

Bununla birlikte, skor avantajı yakalayan takımların oyuncuları da, zamandan çalmak adına hemen türlü türlü “kurnazlıklar” sergilemeye başlıyorlar.

Berabere giden ve yüksek tempolu, çekişmeli, zevkli mücadeleye sahne olan bir karşılaşma, skor avantajı yakalayan takımın oyuncularının zaman geçirme amacıyla sergilediği çirkinlikler yüzünden bir anda insana rahatsızlık veren bir aktiviteye dönüşüveriyor.

Sakatlanma numaraları, topu oyuna olabildiğince geç sokma, oyuncu değişikliklerinde işi olabildiğince ağırdan alma gibi “kurnazlıklarla” dakikaları eritmeye çalışıyorlar. Oyunu soğutup tempoyu düşürmek elde edilen skor avantajını korumanın en iyi yolu olarak görülüyor. Öte yandan bütün bunlar seyir zevkini önemli oranda köreltiyor…

Futbolu yöneten en yetkili kurumlar, bu çirkinliklere engel olmak üzere oyuna farklı uygulamalar getirebilir. Yaptırım olarak değil de, işin etik boyutunun fazlasıyla önemsendiğini gösteren ödüllendirmeler şeklinde. Mesela, turnuvanın ilk dördüne verilen ödüle eşdeğer ödüller, dürüstçe ve saygıyı asla elden bırakmadan mücadele eden takımlara verilebilir. En az kart gören, hakemi aldatma ya da zaman çalma numaralarının hiçbirisine girişmeyen takımlar için, ilk dörde giren takımlara verilen kadar görkemli kupalar, plaketler hazırlanabilir… Saygıyı ve dürüstlüğü hiçbir zaman elden bırakmadan mücadele eden takımlara, şampiyon olmuş takım kadar değer verilen bir ödüllendirme sistemi kurulabilir…

Söz gelimi böyle turnuvaların her aşaması için (gruplar, son 16, çeyrek final, yarı final ve final) ayrı ayrı saygı ve dürüstlük değerlendirmesi yapılıp takımlar buna göre ödüllendirilebilir.

Aslında dürüstlük ve saygının her koşulda insanın normal haline ait edimler olması beklenirken onları birtakım ödüller aracılığıyla teşvik ederek hayata geçirmeye çalışmak bile başlı başına utanç kaynağı…

Kirlenme o denli ileri boyutta ve o denli kanıksanmış durumda ki, oyuncuların birkaç dakika çalabilmek için tenezzül ettiği çirkinlikler çoğu kişiyi rahatsız etmiyor. Çoğunluk bu çirkinlikleri profesyonellik, kurnazlık olarak görüp oyunun parçası kabul ediyor…

Maddi beklentilerin hayatın her alanında belirleyici olduğu zamanlardayız. Yeşil sahada olan biten de bunun yansıması.

Mutlak kazanma tek amaç olunca, oyunu güzelleştiren amatörce ruh ve heyecan, dürüst, saygılı mücadele gibi unsurların yanı sıra, işin keyif alma/verme ve eğlenme boyutu da geri planda kalıyor ve bütün etik değerler para/rant beklentisine yenik düşüyor…

İnsanlığa maddiyat odaklı bir yaşamın dayatıldığı dünyada, muazzam paraların döndüğü futbol da kaçınılmaz biçimde çürümeden nasipleniyor…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa