8 Temmuz 2021

Ters-düz

Melih Bulu | Fotoğraf: DHA

DİĞER YAZILARI
Rüyada diploma 13 Mart 2025
Kaybettiniz 6 Mart 2025
Örgüt 27 Şubat 2025
Mehmet Türkmen 20 Şubat 2025
Güç bende artık 13 Şubat 2025
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
YAZI ARŞİVİ

40 yıldır üniversitedeyim. Akademik yaşamım boyunca 6 rektör, sayısız dekan gördüm. Öğrencilerimin arasında bu gün rektör, dekan olanlar var. İdari görevler yaptım. Hem de 12 Eylül faşist darbesinden hemen sonradan başlayarak. Ama ben “Bulu” gibisini görmedim.

Bir zamanlar, yöneticilerimizden biri, “Bu gün Devlet Başkanımız Kenan Evren üniversitemizi ziyaret edecek, yemekhaneden dekanlığa giden yolda tüm hocaların cübbeeleriyle birlikte dizilerek geçiş sırasında alkışlamaları hususunda gereğini…” konulu emirname bile yayımladı. Faşizmin en baskılı olduğu yıllarda bile hocalar direndi, emre uymadılar, emri veren gitti. Gitmedi, toz oldu. Çünkü zaten olmaması gereken yerdeydi.

Üniversite, hangi siyasi düşünceden olursa olsun, kendi içerisinden çıkan yöneticiyi eleştirir, kapısında bağırır ama kovmaz. Üniversite içerisinden seçilen veya atanan yönetici de bilir ki, idari görevler geçicidir. İş bitince yine yemekhanede sıraya girecek, meslektaşlarının yüzüne bakacaktır. İşi abartan rektörler, rektörlük sonrası milletvekilliği, Yönetim Kurulu Üyeliği gibi siyasi unvanlara kilitlendiklerinden üniversitelerini siyasi iktidarın ön bahçesine çevirmiş olsalar da idari görev sonrası en fazla ortalıkta görünmezler.

Bir de bu rektörlük işi gelişmiş ülkelerde onursal bir görevdir. Rektörün akademik düzeyi, gelişmiş kişiliği üniversiteyi temsil eder. Ama üniversitenin zaten yürüyen işlerine müdahale edemez. Gelişmiş üniversitelerde yönetim en alttan, bölüm akademik kurullarından başlar ve rektöre kadar uzanır. Hele, Boğaziçi gibi, binası, laboratuvarı, kütüphanesi, kadrosu, altyapısı tamamlanmış üniversitede rektörün yapacağı tek şey, vitrinde olmaktır. Onun tek kaygısı mümkünse sevgi ama en azından saygı duyulmaktır. Öğrencilerin arasında huzurla ve güvenle dolaşmaktır.

Bırakınız Bulu’yu, atadığı yardımcıları bile meslektaşları hocaların, öğrencilerinin arasında güvenle değil, ancak güvenlik görevlileriyle dolaşabiliyorlar. Niye buna katlanıyorlar? Para desen değil. İdari görevlerden aldıkları ek ücret maaşta kulak. İtibar değil. Arkalarından teneke çalınıyor. Geriye bir tek  “Mecbur olmak” kalıyor. “Ya görevi kabul edersin, ya da …”

Rektör Bulu başka. O isteyerek geldi ama şimdi istese de gidemiyor. Çünkü o artık sadece Rektör Bulu değil. Giderse sadece Rektör Bulu gitmiş olmayacak.        

Üniversitelerde adettendir. Geçmiş yöneticilerin fotoğrafları üniversitenin uygun bir yerine asılır. Dekanlarınki dekanlığa, rektörlerinki rektörlüğe. Orada, ilk rektörden başlayarak tüm rektörleri görürsünüz. Kimi düz, kimi ters.

Bakalım rektör Bulu’nunkini nasıl asacaklar?           

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Vergide sahte sefer

Vergide sahte sefer

Maliye Bakanı Şimşek’in servet sahiplerinin vergi ödememesine tepkiler üzerine ilan ettiği “vergi denetimi seferberliği”nden koca bir hiç çıktı. Müfettiş yetersizliği nedeniyle şirketlerin sadece yüzde 2’si denetlendi. Sınırlı denetimde bile kaçırıldığı tespit edilen vergi tüm şirketlerin ödediği kurumlar vergisinin yarısına erişti. Vergi yükü her zaman olduğu gibi bordro mahkumu emekçinin sırtında kaldı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Suriye’de Aleviler hem katledildiler hem de “Esed artığı”, “mezhepçi fitne”, “provokatör” gibi suçlamalara maruz kaldılar.

Evrensel'i Takip Et