Peker vakası: Otorite kuralı, reiscilik veya kanlı bir üretim biçimi
Sedat Peker fotoğrafı: Youtube videosundan ekran alıntısı, Mehmet Ağar fotoğrafı: DHA
Peker bir vakıa değil bir vaka durumu. Öyle bir vaka ki, sadece Türkiye değil Balkanlar, Türki Cumhuriyetler, Ortadoğu, Rusya, Avrupa, ABD, tüm Amerika, tüm dünya için pek çok yönü veya ortaklaştığı noktalar var.
Hiçbir toplumsal sistem bazı kazanımları olmadan ayakta kalamaz. En kötü gruplaşmalarda bile “kazanım” sayılabilecek çıktı; sadece korkudan/baskıdan kurtulmakla sınırlı kalırsa, o toplaşma veya durum sürdürülemez. Ne kadar kötü veya olumsuz olursa olsun bir sosyal oluşumun sürdürümü için mensup veya yandaşlarına hayatta kalmalarını, dahası bağlılıklarını sürdürmelerine yetecek asgari bir kaynak/nema sağlamak zorundadır.
Otiriter/totaliter sistemler sırf zor veya şiddetle varlığını koruyamadığını/koruyamayacağını, en azından aç kalan bir topluluğun dağılıp yok olacağını kabul edersek, geriye kalan daha kök soru bu otoriter/totaliter sistemlerin ayakta kalabildikleri sürece hangi iktisadi döngü, hangi üretim biçimi ile ayakta kalabildikleri sorusudur.
Peker’in aslında hemen tüm toplumun üç aşağı beş yukarı bildiği şeyleri içten/tanıklıkla deşifre etmesiyle işin magazin yanı çok görünür olmakla birlikte, kim ne kadar pislikmiş yanını bir yana bırakıp, böyle bir sistem nasıl oluşuyor ve bu kadar etkili bir güç olabiliyor sorusuna odaklanmak gerekiyor.
OTORİTE KURALI: AKLI VİCDANI ÇARPITARAK KENDİ KONTROLÜ ALTINA ALMAK
Rejimlerin en büyük sorunu “içsel kontrol” veya meşruiyet sorunudur. Otoriter/totaliter rejimlerin zihni/ideolojik düzeydeki mekanizmalarının başında skolastik dönemle tipleştirilen algıyı, aklı ve dahası vicdanı çarpıtarak tüm bunları kendisinin/zümresinin/sınıfının hizmetçisi ve yardımcısı haline getirmesi gelmektedir.
Bırakın halkı bizzat kendi kolluk kuvvetini, askerini polisini adamını kontrol edebilmek, “dışsal kontrol” için bile, önce “içsel kontrol” yani üyelerinin görme, algılama, analiz etme, çıkarımda bulunma, yorumlama, değerlendirme, karar alma ve kendi kararıyla hareket edebilme gücünü ele geçirme yani bir yandan kendininkini güçlendirilirken diğer yandan karşısındakinin aklını yok etme veya en azından azaltma zorunluluğu vardır.
HÜR KİŞİ VEYA TOPLUM REİS/ÇETE TARAFINDAN KONTROL EDİLEMEZ: NAS ŞART, DİN VE MİLLİYETÇİLİK ŞART
Hür kişilerden oluşmuş hür bir toplum kontrol edilemez bir kişi veya toplumdur. Olsa olsa demokratik bir yönetim, kolektif açık bir yönetim oluşturulabilir, özgürlük dışsal otoriteye uygun değildir.
O halde otoriter/totaliter rejimlerin oluşması ve sürdürümü için en başta devletin tüm meşruiyet organları ve mekanizmalarının bu rejimin hizmetçisi haline sokulması şarttır. Askeriyesinden daha önce eğitimi, okulu, bilimi, medyası, adliyesi ele geçirilmelidir. Bunun en etkili yollarından biri “tartışmasız” nas’lar yaratıp bunu kullanmaktan geçmektedir.
Geleneğin en sistemli, yaygın, total haline “din” veya “töre” denebilir.
Tüm üyelerin veya topluluğun zihninin, basiretinin bağlanması tek başına dışsal zorla olamadığından insanların ve topluluğun tinsel yanının ele geçirilmesi gerekir. Bunun en kolay yanı geniş kitlelere karşı nası, geleneği, milleti, doğruyu, hakikati kendisinin temsil ettiğine inandırması, bunun dincilik ve milliyetçilik yapması, inanmayanı linç etmesidir.
Bugün de çeşitli formlarda süren skolastiğin ana özelliği, felsefe ve ahlakı bile kendi hizmetçisi haline sokmasıdır.
Ama ideoloji kendi başına bir varlık alanı değildir, bunun öznesi ve maddi yanı daha önceliklidir. İdeoloji daha çok işin ekonomi politiğini görünmez kılmak ve meşrulaştırmada iş görmektedir.
MAFYA REJİMİNDE ÜRETMEDİĞİNE KANLI EL KOYMA, ZORLA YAĞMA
Pis rejimler pislikle olur. Nema, nepotizm-kayırma bunun en hafif halidir. Çete rejiminin, mafya rejiminin ana mekanizması; sonuçta kendi emek sarf etmediği, kendi üretmediği şeylere el koyma, yağmadır.
Skolastik dönem ideolojiyle değil krallık, feodalite ve kilisenin en hafifi ile bütün verimli arazilere el koyma rejimidir, skolastik dönem aynı zamanda fetihçi, daha sonraki evrede koloniyal ve emperyalist nüveleri barındırmıştır.
Din iman ancak maddiyatla hayatta kalabilmektedir, çeteler maddiyatla ayakta kalabilmektedir, adam besleme maddiyatla olabilmektedir. Mafyacılık, çetecilik kanlı bir üretim biçimidir. Kapitalizm ve emperyalizm kanlı üretim biçimleridir.
Özetle skolastik, çetecilik, mafyalaşma, kapitalizm, emperyalizm, otoriterlik, totaliterlik kanlı üretim biçimlerinin çeşitli türleri ve görünümleri sayılır. Esası üretmediğine, hak etmediğine el koyucu bir zümreleşme, adam besleme, karşı çıkanı ezmek için baskı ve sindirme, ideolojik düzeyde geleneği/dini araçsallaştırarak zihni/aklı/vicdanı körleştirme ve ele geçirmedir.
Peker vakıa değil bir vakanın hem ideolojik hem de iktisadi yanıyla bizzat temsilcisi, tanığı ve anlatıcısıdır.
EN BÜYÜK ÜÇ KIYMET: ÖZGÜRLÜK, BİLGİ VE ÜRETİM
Düşünce, bilim, medya özgürlüğü olmadan insani hiçbir değer oluşmuyor; mafya rejimleri, otoriter totaliter rejimler, kapitalizm ve emperyalizm oluşuyor. Asalaklarla mücadele, her şeyden önce özgürlük, bilgi/bilim ve emekten/üretimden geçiyor.
- MEB’in başarısı muhteşem tıklanma rekoru: İnsanın iyi ki pandemi ve deprem olmuş diyesi geliyor 10 Ocak 2025 04:58
- 22 yıllık, 72 yıllık gerileme: MEB’in, AKP’nin, milli görüşün ‘Milli Maarif’ ve ‘MESEM’ başarısı 03 Ocak 2025 04:26
- Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli 27 Aralık 2024 04:43
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15