Yağmur yerine

ALAN

Kentin ortasında, kara kalabalığın arasından gökyüzüne açılan bir penceredir alan. Yol alır, yol verir. Kilitlemedikçe kapısını yükseltilen beton duvarlar.

YAŞ AĞAÇ

En yaşlı ağaçlar ormanın karanlığından gökyüzünün aydınlığına ulaşan. En genç sürgünü o yeşertir kara topraktan.

YÜRÜYEBİLENLERE

Her yolun sonunda yeni bir başlangıç vardır derler. Yürüyen/yürüyebilen herkese.

YAĞMUR YERİNE

İş makineleri kepçelerini kaldırıp yoksul evlere tosladıkça. Çocuklar ağladıkça açlıktan, susuzluktan. Toz yağıyor yağmur yerine. Tarım ve Orman Bakanlığının haberine göre kuraklıktan.

KISINTI

Dev makineler, kentin ortasında yıkıp duruyorsa duvarları, evleri, daha yükseğinin yapılması içindir. Gökyüzünü örterek rüzgarı göğüsleyen yeni evlere, duvarlara yer açmak için. Daha da kısılsın diye soluklarımız.

KENDİNLE KENDİN

Aynaya bakıyorsun, ayna sana. Kendine bakıyorsun, kendin sana. Kendinle kendin yan yana. Aynada.

KİM KİMDİR

Gülen kim, ağlayan kim? Kim öldürüyor, kim ölüyor? Kimin kim olduğunu örtüyorken maskeler. Herkesin dans ettiği bir ettiği maskeli bir baloda.