Marksizmin Doğu'ya açılışı

Marksizmin Doğu'ya açılışı kitabı, NotaBene Yayınları
Cenk Ağcabay’ın Nota Bene Yayınlarından yeni çıkan kitabının adı yazımın başlığı. Alt başlık ise: Sömürgecilik, Savaş, Devrim.
Cenk Ağcabay İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. Yayıncılık, editörlük ve gazetecilik yaptı. 10 yıldır siyasi mülteci olarak İsviçre’de yaşıyor. Ve de zaman zaman rahatsız edildi. Rahatsızlığın kaynağı malum! Yalçın Küçük fikriyatının eleştirisi olan“Megalomania” adlı ilk kitabı 2008’de yayımlandı. 2009 yılında “TKP ve Doktor Hikmet”, 2015 yılında “Doktor Hikmet: Savaşçı Bir Hayat” adlı kitaplarının hepsi Sosyal İnsan Yayınları tarafından yayımlandı. “Marksizm Tartışmalarına Marksist Bakış”, “Türkiye’nin 1950’li Yılları”, “Dünya Yeniden Şekillenirken 1-2”, “IŞİD Gerçeği”, “Syriza Dosyası” adlı kolektif kitaplara yazılarıyla katıldı.
Cenk Ağcabay’ın iki ustası oldu bence. Biri Hikmet Kıvılcımlı, ötekisi ise Ayşe Nur. Cenk kitap dünyası ile aktif olarak Ayşe Nur’un kurduğu Belge Kitap Kulübünde buluştu genç üniversite öğrencisi iken. Orada kazandığı deneyim ile Kadıköy’de büyük kitap mağazası girişimi de oldu.
Diri bakışlı, sorgulayıcı kitapları ile dikkatimi çeken NotaBene Yayınevinin akademik kökenli Editörü Yalçın Bürkev’e de Cenk Ağcabay, “Bazı kaynaklara ulaşmamı ve çalışmanın kitaba dönüşmesini sağladı” diye teşekkür ediyor.
Marksizmin Doğuya Açılışı, bir inceleme/yorum olması yanında, Leninizmi de kapsayan iyi bir seminer kitabı bence. Başlıkların sıralanması, bunu doğruluyor: Büyük Savaş (1914-1918): “Avrupa Uygarlığı” Yarattığı Kan Deryasında Boğuluyor / Dünya Hakimiyeti: Kapitalist Politikanın Özü / Savaş, Sosyal Demokrasi ve Sosyal Şovenizm / Ağustos 1914: Avrupa Sosyal Demokrasisinin İhaneti / Sosyal Demokrasi ve “Yurtsever Sarhoşluk Anı” / Sosyal-Şovenizm: İşçi Aristokrasisinin İdeolojisi / Savaş Karşısında Solu Bölen Belirleyici Soru: Uygarlık mı, Sınıf mı? / Burjuvazinin “Uygarlaştırma Misyonu” / Revizyonizm Tartışmasından Reformizme ve Sosyal-şovenizme Uzanan Yol / Sosyal Demokrasinin Gerçek Bir Devrimle İmtihanı: 1905 Rus Devrimi / Kapitalist Sömürgecilik, Şovenizm ve Sosyal Demokratlar / Burjuvazinin “Uygarlaştırma Misyonu” ve Sosyal Demokrasi / Burjuvazinin “Uygarlaştırma Misyonu” ve Lenin / Sömürge Halklar Emperyalist Savaşta Efendilerine “Kan Vergisi” Ödüyorlar / Uzun 19. Yüzyıl: Barış Çağı mı? Baskı, İşkence, Korku Çağı mı? / “Uzun” 19. Yüzyıl ve Marksizm / Modern Proletarya ve Bilimsel Sosyalizm / Marksizm’in Doğu’ya Göçü ya da 1850’lerde Sömürge Karşılaşmaları / Marx-Engels ve Tarihsiz Halklar / Despotizm’in Şark’ı ve Garp’ı / Marx ve Engels’in Sömürgeciliğe Yaklaşımında Değişim: “Hindistan şimdi en iyi müttefikimizdir” / “İrlanda İlk İngiliz Sömürgesi Sayılabilir” / Liberaller ve İç-Dış Barbarlar / Sermayenin İlk Birikimi, Sömürgecilik ve Kölecilik / Bolşevizm, Ekim Devrimi ve Doğu / Yeni Devrimci Çağ, Doğu ve Lenin / Enternasyonalle Kurtulur İnsanlık / Devrimci Dalga Doğu’ya Ulaşıyor / Ekim Devrimi Doğu’ya Açılıyor.
Kitap, günümüz dünyası ile yaşamakta olduğu İsviçre ile de bağlantı kurmayı başarıyor.
Ön söz söyle başlıyor: “ 2020 haziranında Amerika’da öfkeli kitleler alanları doldurdu. Kitleleri saran büyük öfkenin nedeni, George Floyd adlı bir siyahın polisler tarafından bir cadde üzerinde gün ortasında boğularak öldürülmesiydi. Adalet arayan kitlelerin karşısına polisler çıktı, birçok kentte çatışmalar yaşanmaya başladı... Amerika’da siyahlara yönelik ırkçı şiddetin uzun bir tarihi vardı ve hareketlenen kitlelerin adalet arayışı bu uzun tarihe de yönelmişti. Kitleler Amerika’da adalet ararken, Amerikan ulusunu temsil ettiği iddia edilen aktörlerin heykellerine yöneldiler. Görüldü ki, köle tüccarlığı, plantasyon sahipliği yapmış; Amerika’nın yerli halklarının yok edilmesinde önemli rol oynamış aktörler, Amerikan ulusunun ve Amerikan değerlerinin temsilcileri olarak kutsanmış ve kentlerin en görünen yerlerine dikilen anıtlarla yaşatılmıştı. Amerika’daki eylemler kısa bir sürede Avrupa’ya yayıldı. İngiltere’de, Hollanda’da, Fransa’da, Belçika’da, İsviçre’de alanlara çıkan kitleler sömürgecilik ve köle ticaretinde yer almış olan; ulusun seçkin temsilcileri olarak anıtlarla yaşatılan aktörlerin anıtlarının kaldırılmasını istiyordu. Adalet arayışı, 2020 yazında Batı’da adeta bir tarihsel hesaplaşmanın kapılarını açmıştı…2020 yazında barışın, demokrasinin ve refahın en gelişkin örneği olarak sunulan İsviçre’nin, Zürih, Cenevre, Nöşatel, Bern kentlerinde eylemciler, bu kentlerin en görünür yerlerinde bulunan bazı anıtların kaldırılması için eylem yapıyordu…”
“Savaş ganimetinin nasıl paylaşılacağına ilişkin bir belge“ olarak 28 Haziran 1919 günü imzalanan Versay Barış Antlaşmasından bu yana dünyanın barışa kavuşamadığına işaret eden Cenk Ağcabay, “Versay’ın oluşturacağı düzeni bir yanardağa benzeten ve haklı çıkan Lenin’in değerlendirmesine dikkat çekiyor. “Daha da derinleşen çelişkiler nedeniyle Versailles yanardağı halklara çok daha büyük katliamlar ve yıkımlar getirecek faşizmin, İkinci Paylaşım Savaşı’nın taşlarını döşedi” diye kitabını noktalıyor.
Evrensel'i Takip Et