13 Temmuz 2021

Acının yeri

Fotoğraf: Mack Male/Flickr (CC BY-SA 2.0)

Çoğumuz için okullar toplumsal bir yarardır. Ancak bazı halkların tarihinde bu her zaman böyle olmamıştır. Bugün hâlâ “Kızılderililer” olarak adlandırdığımız Kanada’nın yerli halkı için okullar bir acı, keder ve kayıp yeri haline geldi. Neredeyse bir yüzyıl boyunca, “konut okulları” olarak bilinen bu yatılı okullar, yerli çocukların kırbaçlandığı, değişik şekillerde cezalandırıldığı ve beyaz olmama “günahı” için travmatize edildiği yerlerdi.

Bu yatılı okulları önce devlet işletti, sonra Katolik Kilisesi devraldı ve onları korku, işkence ve ölüm mekanlarına dönüştürdü.

Britanya Kolumbiyası’nın güneybatısındaki aynı adı taşıyan kasabadaki eski Kamloops Konut Okulunun bulunduğu alanda, 200’den fazla yerli çocuğun mezarı keşfedildi. Kanada’nın diğer bölgelerinde yapılan müteakip aramalar, bu türden yatılı okulların çevresinde yüzlerce başka çocuğun kalıntılarını ortaya çıkardı.

Geçenlerde Yerli Lider George Manuel’in (1921-1989) Gazeteci Michael Posluns ile birlikte yayımladığı “Dördüncü Dünya: Bir Kızılderili Gerçekliği” kitabını okudum. Kitap 2018 yılında yeniden basıldı.

George Manuel, Kanada Kamloops yatılı okulundaki okul günlerini şöyle anlatıyor:

“Özellikle üç şeyi hatırlıyorum: Açlık, İngilizce konuşma zorunluluğu ve büyükbabam nedeniyle sürekli idareye çağrılmak. Okula geldiğimiz gün, her yeni çocuğa tercüman olarak görev yapması için daha büyük bir öğrenci atandı. Tüm öğretmenler keşiş ya da dindar Katoliklerdi. Onlara kardeş derdik. Kardeşlerle ilk tanıştığımda, biri bana uzun siyah deri bir kayış gösterdi ve tercümanım aracılığıyla bana ‘Kızılderili dilinde konuşurken yakalanırsanız, bunu ellerinizde hissedeceksiniz’ dedi."

Kanada, British Columbia’daki Kamloops Yatılı Okulu gibi yerler şüphesiz soykırım yerleriydi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et