İşsiz ve ümitsiz
İŞKUR önündeki kuyruk | Fotoğraf: DHA
Türkiye’de ağır ekonomik kriz koşullarına rağmen işsizlik oranları gerçekte olduğundan daha düşük hesaplanmaya devam ediyor. İşsizlik gibi, toplumun tamamını yakından ilgilendiren bir konuda açıklanan resmi rakamlar artık kimseye inandırıcı gelmiyor. Halkın büyük bölümü tıpkı resmi enflasyon hesabı gibi, işsizlik hesabını da doğru ve gerçekçi bulmuyor.
TÜİK’in son resmi verilerine göre mayıs 2020’de 3 milyon 983 bin olan dar tanımlı işsiz sayısı bir yıl içinde 254 bin kişi artarak mayıs 2021 döneminde 4 milyon 237 bin olmuş. İş gücü mayısta 481 bin kişi azalırken, istihdam edilenlerin sayısı 216 bin azalmış. Bunlara ek olarak mayısta çalışmak istemediğini belirtip iş gücüne dahil olmayanlar da 566 bin kişi eksilince işsiz sayısı azalmış gibi görünüyor. Ancak gerçek durum TÜİK’in yansıttığının tam tersi.
TÜİK’e göre ‘İş gücüne dahil olmayanlar’ kategorisinde yer alan, fiilen işsiz olduğu halde çeşitli nedenlerle iş aramayıp çalışmaya hazır olan, referans dönemi içinde iş bulma kanallarından en az birisini denememiş olanlar ve iş bulma ümidini yitirenler, gerçekte işsiz olsalar da devletin nazarında işsiz kabul edilmiyorlar. Resmi verilerde görünmeseler de gerçek anlamda işsiz oldukları halde işsiz sayılmayanlar göz göre göre yok sayılıyorlar.
OECD ülkeleri arasında en düşük istihdam oranı (İstihdam edilen nüfusun 15-65 yaş arasında olan çalışabilir çağ nüfusuna oranı) ortalama yüzde 70 iken, Türkiye’de istihdam oranının yüzde 43.8’e kadar düşmesi vahim. İstihdam oranı OECD ülkeleri düzeyinde olsa Türkiye bütün olumsuzluklarda olduğu gibi işsizlikte de ilk sırayı kimseye kaptırmazdı.
DİSK-AR’ın araştırmasına göre geniş tanımlı işsizlik mayıs 2019’dan bu yana 3 milyon 283 bin kişi artarak 9 milyon 671 bine (yüzde 27.2) yükselmiş. Mayıs 2019’da dar tanımlı işsizlik yüzde 13.7 iken geniş tanımlı işsizlik yüzde 18.6 olarak gerçekleşmiş. Bu dönemde dar tanımlı işsizlik ile geniş tanımlı işsizlik arasındaki fark 4.9 puan. İki yıl sonra mayıs 2021’de dar tanımlı işsizlik yüzde 13.2 iken geniş tanımlı işsizlik yüzde 27.2’ye, ikisi arasındaki fark ise 14 puana çıkıyor.
Türkiye’de TÜİK’in açıkladığı resmi veriler üzerinden bakıldığında dar ve geniş işsizlik arasındaki makasın bu kadar açılmasının en önemli nedeni salgın döneminde işten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneğinin uygulanmasıydı. Bu durum dar tanımlı işsizlik oranının artmasını sınırlandırırken, buna rağmen geniş tanımlı işsizlik 10 milyona merdiven dayadı. İşten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneğinin kalktığı 1 Temmuz sonrasının işsizlik verilerine güçlü şekilde yansıması bekleniyor. Haziran sonu itibariyle kısa çalışma ödeneğinden 1.2 milyon, işten çıkarma yasağından ise 1 milyon kişi yararlanıyordu.
Mayıs dönemi iş gücü istatistikleri Türkiye’nin kronik işsizlik sorunu olduğu gerçeğini yansıtmıyor. Kısa çalışma ödeneği uygulamasının ve işten çıkarma yasağının sona ermesinin iş gücü istatistiklerinde yarattığı tahribatın gerçek boyutları iki ay sonra daha net görülecek.
Ekonomik kriz koşullarında işsizlik oranlarının gerçekte olduğundan çok daha düşük açıklanmasının temel nedenleri arasında istihdam edilenlerin sayısında yaşanan hızlı gerileme ve iş bulma ümidini kaybeden ümitsiz işsizlerin iş aramaktan vazgeçmesi yer alıyor. Aktif iş gücünün en dinamik kesimini oluşturan gençler ve kadınlar, işsiz ve ümitsiz bir yaşama mahkum edilirken, iktidarın sayılarla daha ne kadar cambazlık yapacağını birkaç ay içinde göreceğiz.
- Asgari ücret stratejisi 05 Aralık 2024 04:54
- Geçinemeyenler 28 Kasım 2024 04:36
- Asgari ücret tartışmaları 14 Kasım 2024 04:36
- 2025 bütçesi üzerine-3 07 Kasım 2024 04:24
- 2025 Bütçesi üzerine-2 31 Ekim 2024 04:38
- 2025 bütçesi üzerine - 1 24 Ekim 2024 04:38
- Hak mücadeleleri 17 Ekim 2024 03:30
- Borç batağında çırpınanlar 03 Ekim 2024 04:42
- Derin sessizlik 19 Eylül 2024 04:33
- Yeni OVP’nin emekçilere vaadi 12 Eylül 2024 04:35
- Kısır döngü 05 Eylül 2024 04:58
- Az çalıştırıp çok sömürecekler 22 Ağustos 2024 04:20