15 Temmuz 2021 20:05

Boğaziçi direnişinin öğrettikleri

Üniversite öğrencilerinin kayyum rektörlere karşı düzenlediği eylemde taşınan bir döviz

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

Boğaziçi Üniversitesine dışarıdan atanan Rektör Melih Bulu 6 ay gibi bir sürenin sonunda görevden alındı. Bu süreçte mezunundan öğrencisine, akademisyenine üniversitenin tüm bileşenleri büyük bir kararlılık ve dayanışma içerisinde siyasi iktidarın bu dayatmasına karşı koydular. 

Birçok öğrenci şiddete maruz kaldı, gözaltına alındı; hatta tutuklandı. Akademisyenler senatoda ve üniversite yönetim kurulunda idarenin keyfi uygulamalarına karşı üniversitenin kurumsal yapısını ısrarla savundu, her gün düzenli olarak gerçekleştirdikleri protesto ve haftalık basın açıklamalarıyla kararlılıklarını kamuoyuna taşıdı. 

Melih Bulu’nun görevden alınması elbette mücadelenin amacına ulaştığı anlamına gelmiyor. Ancak bu zorlu dönemde direnişin attırdığı bir geri adım olarak tarihe not düşülecek. Ülkede hak ihlallerinin en üst seviyeye ulaştığı, hükümetin züccaciye dükkanındaki fil misali elinin değdiği yeri dümdüz ettiği bir akademik iklimde Boğaziçi bileşenlerinin bu mücadelesi kuşkusuz büyük önem taşıyor. 

15 Temmuz tarihi ülke siyaseti açısından olduğu gibi üniversitelerimiz açısından da önemli bir dönüm noktası oldu. FETÖ ile mücadele adı altında yüzlerce sol görüşlü muhalif akademisyen terör örgütleriyle iltisaklı oldukları bahanesiyle (hangi örgütler ile iltisaklı olduklarının belirtilmesine dahi gerek duyulmaksızın) üniversitelerden ihraç edildi. Mesleklerini sürdürmeleri bir yana sigortalı çalışmaları, pasaport almaları dahi engellendi. Bu yaşananlar akademinin geneline siyasi iradeye itaat yönünde güçlü bir mesaj verdi. Aykırı sesler böylece büyük oranda susturuldu, hızlı kadrolaşmayla birlikte hükümet “kendi üniversitelerini” yarattı. 

İşte böylesi bir ortamda başlayan Boğaziçi direnişi özerk demokratik üniversite mücadelesinde bir kıvılcım oldu. İktidara ters düştüğü noktada susmayı tercih eden, toplumsal konularda derin bir sessizliğe gömülen akademisyenlere bir kez daha varlık amaçlarını hatırlattı. Sırf bu haliyle dahi Boğaziçi bileşenlerinin ısrarlı mücadelesinin kazanımları küçümsenmemelidir. Özerk, demokratik üniversite mücadelesinin ise henüz çok başlarındayız. 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa