16 Temmuz 2021 00:50

Boğaziçi’nin Kayyum Rektörü Bulu görevden alındı: Şimdi ne olacak?

AKP'li Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesine kayyum rektör olarak atanmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin gerçekleştirdiği protesto eylemlerinden bir fotoğraf.

Fotoğraf: Mürsel Ç.

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 2 Ocak 2021 günü Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Melih Bulu, atanmasından 195 gün sonra, dün gece yarısı yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile görevinden alındı. Karar ile Bulu’nun yerine herhangi bir atama yapılmadı. Ama dün sabah saatlerinde YÖK, Bulu’nun kendisine yardımcı olarak atadığı, Boğaziçililerin en az Bulu kadar tepki gösterdiği Prof. Naci İnci’nin “vekaleten”(*) rektörlük grevini sürdüreceğini açıkladı.

Melih Bulu’nun rektör atanmasından sonra, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve öğretim üyeleri yağmur, kar, soğuk, sıcak, pandemi… demeden, “Kayyum rektör istemiyoruz. Rektörümüzü kendimiz seçmeliyiz” diyerek başlattıkları mücadele içinde taleplerini şekillendirdiler.

Geçen altı buçuk ay içinde Boğaziçi direnişçileri; Erdoğan ve Bahçeli’den başlayarak iktidarın her renkten sözcülerinin kara propagandasını anında deşifre ettiler. Polis, iktidarın işaretine göre hareket eden savcılar, idare, yandaş medyanın operasyon gazetecileri, iktidarın her renkten sözcülerinin karalamalarına, polis şiddetinin envai çeşidine, üniversitenin kapısına kelepçe takmasına varan ağır baskılara, gözaltılar ve tutuklamalara karşın Boğaziçililer kararlılıkla direndiler. Bu örnek birlik, dayanışma ve ortak mücadele tutumu karşısında Erdoğan, Bulu’yu görevden almak zorunda kaldı.

ÖĞRENCİLER: MÜCADELE EDERSEK KAZANACAĞIMIZI GÖRDÜK!

Melih Bulu’nun görevden alınacağına dair ne Boğaziçi’de ne de siyasi kulislerde bir işaret vardı. Bu yüzden Erdoğan’ın bir gece yarısı kararı ile Bulu’yu görevden alması herkes için sürpriz oldu!

Öyle anlaşılıyor ki, Bulu da görevden alınmayı beklemiyordu.

Nitekim haberin Twitter’a düşmesinde sonra Bulu’nun öğrencilere ilk tepkisi, “Yalan haber, inanmayın, yatın uyuyun” oldu! Ama kısa süre sonra Erdoğan ve 15 Temmuz’a selama durup, herhalde “Kurtuldum nihayet!” diyerek uykuya dalmış olmalı!

Erdoğan’ın yerine gözünü dolduracak bir aday bulmadan, bulduysa bile onu atayacak bir prosedürü yerine getirmeden Bulu’yu görevden alması, dahası bu görevden almanın 15 Temmuz’a denk gelmesi (ya da getirilmesi) “manidar”dır. Ama “manidarlığın” içinin anlamlı bir biçimde doldurulması için şimdilik yeteri kadar bilgi yoktur.

Hele de daha bir gün önce, TRT Yönetim Kurulunun altı üyesini görevden alıp yerine 9 üyeyi birden atayan Erdoğan’ın; Bulu’nun rektör atanmasına karşı çıkanları, “hukuka karşı çıkmak”, “normal öğrenci olmamak”, “terörist”, “teröristlerle işbirliği içinde olmak”la... suçladığı dikkate alındığında Bulu’nun görevden almasını “normal” karşılamak olanaklı olmuyor.

Erdoğan’ın Bulu’yu görevden almak zorunda kalmasına Boğaziçi öğrencilerinin ilk tepkileri çok haklı olarak, “mücadelelerinin bir başarısı olarak görmek” oldu. Dahası “Mücadele edersek kazanacağımızı gördük” diyen öğrenciler, taleplerinde ısrar edeceklerini ve bundan böyle mücadeleyi daha bir güvenle sürdüreceklerini söylüyorlar.

‘ERDOĞAN BULU’YU NEDEN GÖREVDEN ALDI’ SORUSUNUN YANITI ÖNEMLİ

Gün boyunca olanlar ve süren tartışmalar dikkate alındığında; günün en önemli sorusunun “Erdoğan Bulu’yu neden görevden aldı” olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak bu sorunun yanıtı çok daha önemlidir.

Çünkü bu sorunun en azından şimdilik iki yanıtı olabilir:

1-) Cumhurbaşkanı Boğaziçi öğrencileri ve öğretim üyeleriyle uzlaşarak onların seçeceği bir kişiyi rektör atamak için Bulu’yu görevden almıştır.

2-) Bulu kendisine verilen görevi başaramamış, yüzüne gözünü bulaştırmıştır; yerine daha kararlı ve daha becerikli birisini atamak için Erdoğan Bulu’yu görevden almıştır!

Erdoğan’ın en son TRT yönetiminden 6 kişiyi görevden alıp yerlerine 9 kişilik, İletişim Başkanlığı ve SETA’nın militanı denilecek ölçüde tanınmış simaları atamada bir perva tanımadığı örneğinden gördüğümüz yaklaşımdan birinci ihtimal, herhalde sıfıra yakındır!

İkinci ihtimal ise daha yüksek bir olasılık olarak görülmektedir. Çünkü böylece; Erdoğan ve yönetimi, karşı tarafın tutumun görerek, atılan adımın yol açacağı tartışmalar içinde zayıflıklarını görüp ona göre mücadeleyi bölmek ve kendi hedeflerine yürümeyi amaçlamış görünmektedir.

BOĞAZİÇİLİLERİN EN ÖNEMLİ KAZANIMI BİRLİKLERİDİR!

Boğaziçi öğrencileri, öğretim üyeleri, mezunları ve elbette onlarla şu ya da bu ölçüde dayanışma içinde olan gençlik kesimleri ve ilerici demokrat güçler, bu son 195 günlük mücadele içinde çok şey öğrendiler.

Öğrendikleri içinde en önemlisi, taleplerinin elde edilmesi için en önemli dayanaklarının talepleri etrafında birleşmiş olmaları, her çevreden dostlarıyla dayanışmayı başarmış olmalarıdır. Bunu sürdürmek, hatta ilerletmek bundan sonrası için de belirleyici olacaktır.

Bu yüzden de Boğaziçililer bütün bileşenleriyle yeni bir adım atarken, 195 günlük mücadelelerinin deneyleri ışığında taleplerini yenileyip hangi talepler etrafında birleşebileceklerini, belki önümüzdeki birkaç gün içindeki gelişmeler içinde daha somut olarak göreceklerdir.

Burada ölçüt, birliğin en geniş biçimde sağlanmasıdır ve bundan sonra atılacak adım için bu en geniş birlik daha bir anlam kazanacak görünmektedir.

Aksi halde Bulu’nun görevden aldırılmasının başarısı, bir “Pyrus zaferi”ne de dönüşebilir!

(*) YÖK tarafından yapılan açıklamaya göre; YÖK, 2 Ağustos’a kadar 9 aday belirleyip Cumhurbaşkanına sunacak. O da bu kişiler içinden birisini Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atayacak!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa