Cumhurbaşkanına hakaret davalarında rekor
Tayyip Erdoğan | Fotoğraf: DHA
Sözcü gazetesinden Asuman Aranca, cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle “3 yılda 29 bin kişiye hakaret davası açıldı” başlıklı bir yazı yazdı. Aranca, 20 Temmuz günü yayımlanan haber/yazısında Adalet Bakanlığının 2018, 2019 ve 2020 yılı istatistiklerini yayımladı. Haberin başlığı ve spotu şöyleydi:
“3 yılda 29 bin kişiye hakaret davası açıldı
Son 3 yılda, 29 bin 89 kişi hakkında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret iddiası ile dava açıldı. Başkanlık sistemine geçilen 2018 yılında 6 bin 326 dava açılırken bu sayı 2019 sonunda 13 bin 990’a çıktı.”
Adalet Bakanlığının daha önceki yıllardaki istatistiklerine baktığımızda Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçildiği 2014 yılından 2019 yılına kadar geçen dönemde de TCK 299. maddeden 128 bin 872 şikayet olduğunu, cumhuriyet savcılarının bu şikayetlerden 27 bin 717’sini davaya dönüştürdüğünü görüyoruz.
TCK 299. maddesi bu “suç” için bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörüyor.
Peki böyle bir suç olabilir mi? Yani cumhurbaşkanına hakaret suçu?
Böyle bir suçun olamayacağını, Türk Ceza Yasası’nda yazılı 299. maddesinin hukuken yok hükmünde olduğunu ilk düşünen ve yazanlar Kerem Altıparmak ile Yaman Akdeniz olmuştu. Makaleleri için 2 Ekim 2015 tarihli bianet.org’a bakılabilir. Yazı bianet tarafından Güncel Hukuk dergisinin ekim 2015 sayısından alınmış ve bu durum belirtilmiş. Yazarlar daha yazılarının başlığı ile diyorlar ki: “TCK 299: Olmayan Hükmün Gazabı mı?”
Neden böyle söylüyorlar? Çünkü “Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen TCK madde 299 esas alınamaz ve uygulanamaz.”
Çünkü, Türkiye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin tarafıdır. Çünkü Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uymak zorundadır. Çünkü AİHM, cumhurbaşkanına hakaret davalarında kararlar vermiştir ve yurttaşların ifade özgürlüğünün sınırları cumhurbaşkanlarınınkinden daha geniştir.
Altıparmak ve Akdeniz “AİHM içtihadı devlet başkanlarının hakaret konusunda diğer insanlardan daha ayrıcalıklı tutulamayacağını hiçbir şüpheye bırakmayacak şekilde öngörmektedir.” diyorlar.
Altıparmak ve Akdeniz örnek gösteriyorlar: “AİHM’nin Colombani/Fransa davasındaki kararı (para.68-69), Pakdemirli/Türkiye kararı (para.51-52), Artun ve Güvener/Türkiye kararı (para.31), Otegi Mondragon/İspanya kararı (para.55, 56).
Altıparmak ve Akdeniz bu örneklerden yola çıkarak, “Görüldüğü gibi bir devlet başkanını o ülkede yaşayan diğer insanlardan daha fazla koruyan tüm ceza hukuku hükümleri AİHM tarafından AİHS’nin 10. maddesine aykırı görülmektedir. Bu koşullar altında; AİHM tarafından açıkça AİHS’ye aykırı olduğu saptanmış olan TCK’nin 299. maddesinin, Anayasa Mahkemesi içtihadının açık olarak gösterdiği üzere, Anayasa’nın 90. maddesi uyarında AİHS 10. maddesi karşısında esas alınması mümkün değildir. Bu madde zımnen ilga edilmiştir.”
Bir de sevgili okuyucularım, yine bianet’te Fikret İlkiz tarafından 2014 yılında yazılmış, “Cumhurbaşkanına Hakaret ve 299 Zamanı” yazıyı okumanızı (29 Aralık 2014) öneririm.
Çok acı, çok çarpıcı bir cümlesi var:
“Bu ülkede cumhurbaşkanına hakaret suçtur ve tutuklanabilirsiniz. Sakın şaşırmayın, çünkü bu ülkede çocuklar bile tutuklanmıştır.”
- Sonrası... 22 Haziran 2023 04:20
- İnsan hakları standartları ve değişim 15 Haziran 2023 04:10
- İnsan haklarının korunması sorunu 08 Haziran 2023 04:21
- Yeni bir güne uyanabilmek: Yaşamak! 01 Haziran 2023 04:21
- AYM kararlarına uyum ve uygulama sorunu 25 Mayıs 2023 04:22
- PKK ve ETA'nın savaşı ve aileler 18 Mayıs 2023 04:19
- Yeşil Sol Parti Çankaya'dan: Sekiz paragrafta atılacak devrimci adımlar 11 Mayıs 2023 04:41
- AİHM kararlarına uyum göstermek 04 Mayıs 2023 04:19
- Hukukun üstünlüğü ve demokrasiye saygı ihtiyacı 27 Nisan 2023 04:21
- Devletin savaş harcamaları üzerine 20 Nisan 2023 04:18
- Cumartesi Annelerinin toplanma özgürlüğü, polis ve Anayasa Mahkemesi 13 Nisan 2023 04:01
- Yeni dönem mi? 06 Nisan 2023 04:21