28 Temmuz 2021 00:21

Salgın içinde pandemi

Hastanın yatağının başında koruyucu kıyafetli sağlık çalışanları

Fotoğraf:DHA

Paylaş

Kronik hastalıkların önemi pandemi koşullarında bir kez daha belirginleşti. Kronik hastalık tanımı yavaş ilerleyen, üç ay veya daha uzun süreli olup birden fazla risk faktörünün neden olduğu ve kişinin yaşam kalitesini olumsuzlayan hastalıkları kapsar. Örnek verecek olursak şeker hastalığı, yüksek tansiyon, kronik bronşit, obezite kronik hastalıklardır.

İnsanlık tarihinde son çeyrek yüzyıl kronik hastalıkların küresel salgına döndüğü yıllar olarak yerini aldı. Öncesinde mikrobik olmayan hastalıklar için küresel salgın tanımı hiç kullanılmamıştı.

Denebilir ki, Covid-19 pandemisi salgın içinde ikinci bir salgın olarak karşımıza çıktı. Korona pandemisi, şeker hastalığı, obezite, yüksek tansiyon, kronik bronşit gibi küresel salgınlar ile çakıştı.

Covid-19, kronik hastalığı olanlarda hem daha sık karşımıza çıktı, hem de bu grupta ölümler daha fazla oldu. Ama salgın içinde salgın etkileşimi bununla sınırlı kalmadı. Pandemi ve ona bağlı zorunlu eve kapanma gerek hareketsizliğin artmasına yol açarak gerekse sağlık hizmet sunumunda yaşanan sorunlar nedeniyle yeni kronik hastalığı olanların oranını artırdı.

Bu bağlamda kanıt düzeyi olarak akademik bir çalışmayı okumak çok da gerekli değil. Çevremize bir dönüp bakmak yeterli. Sahi, ailemizden arkadaşlarımızdan, komşularımızdan kilo almayan kaç kişi var? Hepimiz biliyoruz ki, alınan her kilo bizlere yüksek kan yağı, damar sertliği, şeker hastalığı, hipertansiyon olarak geri dönmektedir.

Pandemide Covid-19 dışı hastaların sağlık hizmeti almaları yeterince mümkün olamadı. Aşı kampanyasının yanlış organizasyonu aile hekimliği sistemini yer yer felç etti. Yine dönüp her birimiz çevremize bir bakalım. Kronik hastalığı olanlardan kaçımız rahatlıkla mahallemizde, sağlık ocağımızda tahlillerimizi zamanınızda yaptırabiliyoruz?

Özellikle pandeminin bir diliminde yaşlılar adeta ayrımcılığa uğradı. Sokağa çıkma yasağı onların sağlık hizmet alımlarını zorlaştırdığı kadar hareketsizliklerini artırarak kronik hastalıklarının düzeyini de artırdı.

Oysa Sağlık Bakanlığı kronik hastalığı olanlar için ayrı ve otomatik hasta randevu sistemi oluşturmalıydı. Yine de geçmişin telafisi kısmen mümkün. Mezun olduğu halde ataması yapılmayan on binlerce sağlık çalışanı en azından pandemi ve ona bağlı sağlık sorunlarının devam edeceği zaman diliminde göreve çağırılmalıydı. Eğer bu yapılabilseydi tek tek kronik hastalığı olanlar telefonla bile olsa aranabilecekti.

Olumlu yanları olmakla birlikte ciddi sorunlara yol açan bir başka uygulama ise ilaç raporu olan kronik hastalıklı kişilerin hekim reçetesi olmadan ilaçlarını eczaneden almalarıydı. Oysa hiçbir ilaç reçete edilirken o an için düşünülen doz uzun bir zaman dilimini kapsamaz. Hastalığın seyrine göre kontrollerde kronik hastalık ilaçlarının dozu artırılır, azaltılır ya da ilaç tamamen değiştirilir. Oysa işsiz bırakılan sağlık emekçileri sürece katılsaydı bu grup da izlenebildi.

Covid-19 pandemisi tüm dünyada olduğu gibi bizde de Sosyal Güvenlik Kurumunu (SGK) mali açıdan olumsuz etkileyecektir. Ama asıl büyük kriz bu pandeminin salgına dönüşmüş kronik hastalıklar bağlamında yarattığı tahribattır. Üstelik bu kronik hastalıklar yaşam boyu sürebilmektedir. Yine zorunlu eve kapanmanın her birimize aldırdığı fazla kilolar SGK için ciddi bir gelecek yükü anlamına gelmektedir.

Pandeminin yeterince iyi yönetilemediğini asıl pandemi bittikten yıllar sonra göreceğiz. Oysa kronik hastalıklar kader değildir.

Sağlıcakla kalın.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa