29 Temmuz 2021

Mardin Emek ve Demokrasi Platformu sesleniyor

Mardin Emek ve Demokrasi Platformunun çığlığını duydunuz mu? Bu hafta onların sesi bu köşede yankılansın istedim. Nefret suçlarını konu ediyorlar. Irkçı faşist saldırıları… Çoğunluktan farklı olanlara, Kürtlere, LGBT+’lara, mültecilere yönelik nefret söylemine ve saldırılara dikkat çekiyorlar. Yasal düzenlemelere ve saldırıları önleyecek yaklaşımlara/pratiğe ihtiyaç olduğunu haykırıyorlar. Sadece, size, bize, sivil alana-demokratik kamuoyuna- değil seslenişleri. Siyasilere, siyasal iktidara ve yasa uygulayan görevlilere de çağrıları var. İnsan hak ve özgürlüklerine saygı çağrısıdır bu. Şöyledir çağrıları ve  çığlıkları:

“BASINA VE KAMUOYUNA

27/07/2021

Türkiye’de çok sayıda nefret suçu işlenmektedir. Ve ne yazık ki Türkiye’de nefret söylemi ile suçlarının düzenlenmesiyle ilgili sorun alanları oldukça büyüktür. Türkiye’de nefret suçları ile ilgili kapsamlı yasal düzenlemeler bulunmadığından ciddi yasal boşluklar ortaya çıkmaktadır. Nefret suçları ile ilgili kapsamlı bir yasal düzenlemenin eksikliği sistematik bir biçimde bu saldırıların devam etmesine de zemin hazırlamaktadır. Son dönemde özellikle Suriyeli mülteciler ile Kürt mevsimlik işçiler başta olmak üzere pek çok kesime yönelik saldırıların sayısında artış yaşanması da bu cezasızlık ortamının bir ürünüdür.

Basına ve sosyal medyaya yansıyan görüntülerde ve haberlerde Konya’da Kürt aileye yönelik ayrımcı bir saldırı gerçekleştiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Saldırıda Hakim Dal isminde bir Kürt yurttaş yaşamını yitirmiş diğer aile üyeleri de yaralanarak hastaneye kaldırılmıştır. Hakim Dal’ın ailesine başsağlığı ve sabır diliyoruz.

2020 yılında sadece İHD’nin tespitlerine göre 14 ırkçı saldırı olayında 3’ü Suriyeli çocuk olmak üzere 7 kişi öldürülmüştür. Sözkonusu vakalarda en az 32 kişi de yaralanmıştır. 2010 yılından bu yana 280 ırkçı saldırıda 15 kişinin öldürüldüğünü ve 1097 kişinin de yaralandığını görüyoruz. Nefret suçlarındaki gerçek verilerin İHD’nin ulaşabildiği verilerin ötesinde olduğu görülmektedir. Her gün açığa çıkan ırkçı saldırılara karşı her kademedeki yetkililer ve siyasetçiler nefret söylemlerinden vazgeçmelidir. Ayrımcı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı dilin sürmesi durumunda Türkiye'de nefret suçlarının bitmeyeceği kanaatindeyiz. Çünkü bu durum ırkçı gruplar üzerinde oldukça olumsuz etkiler bırakmakta ve bu etkiler son günlerde tanık olduğumuz geri dönüşü olmayan saldırılara dönüşebilmektedir.

Toplumsal barışın önündeki temel sorunlardan birini oluşturan nefret suçlarının ortadan kaldırılması için resmi ideolojin terk edilmesi ve resmi ideolojiye bağlı ceza mevzuatının değişmesi gerektiği kanaatindeyiz. Buna bağlı olarak, etnik kimliğin, cinsel yönelim ve cinsel kimlik hakkının, her türlü dini inancın ve mezhebin ayrımcılığın temelleri arasında sayılması ve böylece bu gruplara yönelik nefret saldırılarının da sona ermesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Yaşam hakkı başta olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine yol açan bu ırkçı saldırıları kınıyor nefret suçu kapsamındaki benzer saldırılarda olduğu gibi süregelen politikalardan Kürt kimliği ve Kürtçe diline ilişkin her türlü ırkçı saldırılara zemin hazırlayan ve toplumsal barışı zedeleyen açıklamalardan vazgeçilmelidir.

Yıllardır her türlü ırkçılık ve ayrımcılığın karşısında olan biz insan hakları savunucuları, Emek ve demokratik kitle örgütleri, ırkçı saldırılara zemin hazırlayan, toplumsal barışı zedeleyen ve çatışmayı körükleyen uygulamaları ve politikaları karşısında durduğumuzu ifade ediyoruz.

Failler hakkındaki cezasızlık sona erdirilmeli ve saldırıyla ilgili soruşturmalar etkin bir şekilde sürdürülmelidir.

MARDİN EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU”

Duyulması dileğiyle…

Evrensel'i Takip Et