31 Temmuz 2021 00:27

İktidarın orman yangınlarına karşı bir mücadele stratejisi yok!

Orman yangını

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Çarşamba günü Manavgat’ta başlayan ve Mersin, Adana, Maraş, Kütahya, Marmaris, Bodrum, Milas, Didim,... Balıkesir’e kadar yayılan, 60’tan fazla noktada başlayan yangınlarla bir “yangın fırtınası”na dönüşen orman yangınları, dün bu yazının yazıldığı saatlerde 40’tan fazla noktada “kontrol altına alınmasına” karşın sürüyordu.

Üç günden beri evleri, bağları, bahçeleri, seraları, ahırları, hayvanları, ... yanan vatandaşların çaresiz çığlıklarına tanık oluyoruz. Çaresizler çünkü yalnız başlarına bırakılmışlar. Böylesi durumlarda yanlarında olmasını umdukları devlet (hükümet) onları, “Herkes kendi başının çaresine baksın” diyerek ortada bırakmış!

Evet, yerleşim yerlerinin ortasına kadar varan alevler, her yanı saran dumanlar arasında orman işçilerinin, itfaiyecilerin, onlara yardım eden halkın canhıraş bir gayretle çalışmalarına olduğu gibi, yangın mağdurlarının, biraz sonra ne olacağını bilmeden sağa sola koşuşturmalarına, son kurtardıkları bir ineği, birkaç keçisiyle yollara düşen köylülerin perişanlığına tanıklık ediyoruz.

İKTİDAR BİLİM İNSANLARINI UMURSAMAMIŞ!

Yandaş kanallar dışındaki TV kanallarında olup biten değerlendiren bilim insanlarını da izliyoruz.

Bilim insanları;

  • İktidarın orman yangınlarının önlenmesi için gerekli olan orman içi yerleşimlerin yangınlara yol açmayacak, yangın çıktığında ise yangından mümkün olduğu kadar az zarar görecek biçimde yapılması,
  • Yangın çıktığında ise yangın yayılmadan söndürülebilmesi için gerekli teknik araç-gereç ve personel istihdamının yapılmasının belirleyici önemine vurgu yapıyorlar. Özellikle de engebeli, kara araçlarıyla ulaşılması mümkün olmayan alanlarda çıkan yangınlara müdahale için acilen yangın söndürme uçaklarıyla müdahalenin önemine dikkat çekiyorlar.

Ancak son üç gündür yaşananlar açıkça gösteriyor ki iktidarın bilimsel araştırmalar ve bu araştırmalar üstünden hazırlanan raporları dikkat alan orman yangınlarına karşı bir mücadele stratejisi yoktur. Tersine iktidar, “küresel ısınma”nın etkilerini umursamadan, özelleştirme-ticarileştirme ve taşeronlaştırma politikaları doğrultusunda “araç-gereç ve personel tasarrufu” yapmayı esas alan bir stratejiye sahiptir. Nitekim son yangınların, hemen hiçbir engelle karşılaşmadan “meskun mahal” denecek mahallelere, lüks otellere kadar inmesi iktidarın yangınlara karşı mücadele gibi bir stratejisinin olmadığının açık ifadesi olarak karşımıza çıkmıştır.

Son yıllarda ormanları parsel parsel maden “arama ruhsatları” verme, “turistik tesis inşaatları”na açmayla, ormanları yandaş sermaye için rant alanına dönüştürmede Erdoğan-AKP iktidarı, bütün önceki iktidarlara rahme okutacak adımlar atmaktadır.

‘KOCA TÜRKİYE’NİN ÜÇ UÇAĞI MI VAR’ SORUSU KRİTİK!

Bilim çevreleri kadar dünyadaki gelişmelerden az çok haberi olan herkes, iktidarın orman yangınları karşısındaki özel olarak oluşturulmuş çaresizliğinin farkındadır. Nitekim yangın bölgesindeki pek çok kişi, “Türkiye’nin yangına müdahale edecek uçakları neden yoktur?” sorusunu sormaktadır.

Manavgat yangınının başlamasıyla birlikte bölgeye gelen Orman Bakanı başta olmak üzere bakanlar bu soruya açıkça yanıt verememektedir. Tersine bakanlar (en son dün bu konuda açıklama yapan üç bakan), “Yangına 3 uçak 38 helikopter, 4 İHA ile müdahale ediyoruz” diyerek, yangın fırtınasına karşı sanki ciddi bir müdahale yapılıyor havası verilmek istemektedir. Ama bu açıklamalar da kimseyi ikna etmemektedir. Nitekim Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, memleketi Antalya’da, “Neden uçaklarla müdahale edilmiyor” sorusuna, “Üç uçakla müdahale ediyoruz” deyince, “Koca Türkiye’nin üç uçağı mı var” diyerek, kalabalık hemşerileri tarafından yuhalanarak protesto edildi!

Çünkü son 3-4 yıldır, “Türk Hava Kurumu (THK)’nın 11 yangın söndürme uçağının (şimdi bu sayının 6’ya düştüğü belirtiliyor) neden kullanılmadığı” sorulmaktadır. Hele de Tarım ve Orman Bakanlığının, son iki ihalede kiralanacak uçaklar için 5 bin litre alt sınırı koyarak, THK’nin 4 bin 900 litre kapasiteli uçaklarının ihale dışı bırakması elbette ki aklı başında her kişiyi öfkelendirmektedir.

YANGINLARIN YIKICI SONUÇLARININ SORUMLUSU İKTİDARDIR

Yangın karşısında hiçbir etkin önlemi almanın başarılmaması karşısında yandaş medya devreye girerek, “Manisa-Turgutlu’da yakalanan 2 Suriyeli göçmenin yangın bölgelerinde araştırma yaptığı ve bunların PKK ile bağlantılı olduğu” haberi DHA (Demirören Haber Ajansı) tarafından servis edildi. Manisa Valiliği haberi yalanladı. Ama “a haber” başta olmak üzere yandaş kanallar ve gazeteler, “orman yangınları ve PKK terörü bağlantısı”na dair geçmişte yaptıkları uydurma haberi yeniden devreye sokmakta imtina etmediler, etmeyecek de görünüyorlar.

Çünkü “yangın söndürme uçakları” tartışması, “Yangınların çıkmasından değilse de böyle yayılmasının sorumlusu kimdir?” sorusu önem kazanmış bulunmaktadır.

Son yıllarda dünyada orman yangınlarının açıkça görülür biçimde arttığı bir gerçektir. Bunda “küresel ısınma”nın önemli bir rol oynadığı da tartışmasızıdır. Ama yangınların birer felakete dönüşmesinde hükümetlerin orman yangınlarını önlemek için aldıkları önlemlerin düzeyi ve etkinliği de diğer önemli nedenidir.

Bu yüzdendir ki orman yangınlarının başlamasının değilse de yayılması ve ağır tahribata yol açan bir felakete dönüşmesinin sorumlusu “Türkiye’yi 20 yıldır yöneten Erdoğan-AKP iktidarıdır” demek bu sorunun tam karşılığıdır.

Bu yüzden de yangın mağdurları tarafından iktidarın sorumlu tutulması, muhalefetin her kesiminden tek adam yönetiminin suçlanması ve onun ilgili Bakanı Pakdemirli’nin istifasının istenmesi elbette ki haklı bir taleptir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa