Yangın, futbol, ülke

Fotoğraf: DHA
Geçtiğimiz haftanın gündemi, kontrol altına alınamayan ve yurdumuzun dört bir köşesini saran yangınlardı. Maalesef, büyük bir üzüntü ve endişeyle haberleri takip etmeye çalıştık; çoğunlukla elimizden hiçbir şey gelmemesinin çaresizliği vardı kalbimizde…
Pek çok kurum ve kuruluşun aksine, futbol ortamımız yangın ‘sonrası’ seferberliği için oldukça organize ve birbirini tetikleyen girişimleri başlattı. Bireysel olarak Mert Hakan Yandaş, İrfan Can Kahveci, Caner Erkin, Mesut Özil, Ozan Kabak, Altay Bayındır, Kerem Aktürkoğlu ve Taylan Antalyalı gibi futbolcular birbirleri ile ‘challenge’ usulü fidan bağışlama yarışına girdiler.
Kulüpler düzeyinde ise Göztepe’den Gaziantep FK’ye, Alanyaspor’dan Trabzonspor’a pek çok futbol kulübü de fidan bağışı organizasyonlarına katıldıklarını, 2021-2022 sezonunda atacakları goller başına belli sayıda fidanla ağaçlandırmaya destek olduklarını deklare ettiler.
Bu furya devam eder, etmez; verilen sözler tutulur, tutulmaz. Bunları sorgulamaktansa şu aşamada kitlesel duyarlılığı canlandıracak her adım kabulümüzdür. Ancak…
Her şeyden önce, ülkemizin tabir-i caizse can damarı sayılabilecek bölgelerinde doğan bu yangınlara yerinde müdahale edilememesinin nedenlerini doğru analiz etmek gerekir. Bu analizlerin önüne geçmek, biraz da doğru yönlenmelerden rol çalmak için hedef saptıran (örneğin, restoran fotoğrafı paylaşarak yangına karşı insanları duyarsızlıkla suçlayan) ancak asıl kabahatlilerin isimlerini zikredemeyenleri elememiz lazım. İşte o kişiler, yangına sırtını verip çaylarını ‘büyük bir afiyetle’ yudumlayan asıl kişilerdir.
Bir de…
Normal şartlarda, pek çok farklı konuda TFF’nin yaptığı yanlışların nasıl da detaylarla belirlenebildiğini zikrediyorum. Daha bir hafta önce BAL final maçlarında iki Doğu takımının maçını Ankara’da oynattıklarını yazmıştım. Daha da öncesinde, hele koronavirüsün başlangıcında kriz yönetiminden ne kadar uzak olduklarını defalarca dile getirmiştim.
Yangınla, bu kriz ‘yönetememe’ durumları bir kez daha ayyuka çıktı. TFF, 2021-2022 sezonunda futbolcuların göreceği sarı ve kırmızı kartlara karşılık fidan dikeceğini duyurdu. Bir nevi, fidan dikme cezası! Tıpkı liselerde uygulanan ‘kitap okuma cezası’ gibi. Veya, daha da net bir kıyaslama yapmak adına TFF’nin yakın geçmişten bir ceza metodunu anımsatabiliriz:
Seyircisiz maç cezasını, ‘kadın ve çocuklu seyircili’ maç cezasına dönüştürmüştü ülke futbolunu yönetenler. Yani kadın taraftarın stadyuma gelmesi, bir cezalandırma metodu olarak kabul görmüştü.
Dolayısıyla ağaçlandırma konusundaki çalışmaları bir ceza yöntemiyle bağdaştırmaları çok da şaşırtıcı veya TFF’nin standartlarının ötesinde bir iş olmadı. Saat 15.00’den sonra kimsenin yerinde bulunmadığı THK’nin kayyum yönetiminin ülkemizdeki bütün kayyumlar gibi bizi şaşırtamaması gibi. Ancak TFF’yi, henüz bir kayyum yönetmiyor.
En azından ‘resmen’.
Ve en azından, bildiğimiz kadarıyla…
Evrensel'i Takip Et