04 Ağustos 2021 22:59

Sorun krize, kriz fırsata…

Fotoğraf: Ahmet İzgi / AA

Paylaş

Bir yerde, ortaya çıkan sorunlar karşısında kahramanlara ihtiyaç duyuluyorsa, orada işler yolunda değil demektir. Bu saptama yaşamın her alanı için geçerli. Yangın söndürme çalışmalarından, takım sporlarında ortaya konan mücadeleye kadar...

Yangın felaketinde yine pek çok “kahramanlı” haber görüyoruz medyada. Sorunlar karşısında kahraman(lar)a muhtaç olmak, sistemsizliğin ya da aksayan işlevsiz, yetersiz bir sisteme sahip olunduğunun göstergesidir aslında.

Kahraman(lar) yaratmanın, sistemsizliği, plansızlığı, öngörüsüzlüğü kamufle edip dikkatleri başka noktalara çevirmek bakımından da oldukça kullanışlı olduğunu belirtmek lazım. Böyle durumlarda insanlar hesap soracakları, haklarını arayacakları yerde kahraman(lık) hikayeleriyle avutulup bambaşka zihinsel süreçlere sürükleniyor.

Tabii insanların bireysel kahramanlık hikayelerini çok sevdiği de bir gerçek. Böyle hikayeleri duydukça, gördükçe, okudukça bakış açıları değişebiliyor.

Oysaki belalardan, musibetlerden kurtulabilmenin yolu kahramanlara bel bağlamak değil akla ve bilimsel gerçeklere dayanarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde gereken önlemleri alıp buna göre hareket etmektir…

Yaşamın her alanında tıkır tıkır işleyerek varlığını hissettiren bir sistem, sorunlarla karşılaşma riskini azalttığı gibi çıkan sorunlara en doğru biçimde müdahale etmenin imkanını da sunar.

Genel anlamda sorunlar karşısındaki tavrımız şöyle özetlenebilir:

Sorun meydana gelir… Buna doğru biçimde müdahale edebilecek herhangi bir sistemli organizasyon yoktur… Bu nedenle sorun kısa sürede krize evrilir… Çeşitli bahanelerin ardına sığınılarak sorumluktan sıyrılmaya, öngörüsüzlüğün, yetersizliğin, beceriksizliğin üstünü örtme çabasına girişilir… Son aşamada ise sahibinin sesi medya ve sosyal medyadaki yalaka lümpen güruh aracılığıyla bahaneler üzerinden kriz, siyasi fırsata dönüştürülmeye çalışılır…  

Bütün olumsuz olasılıkları ve bunlara yönelik önlemleri ve müdahale yöntemlerini içeren planlı bir hayat kurgulama işini becerebildiğimiz söylenemez. Deprem, sel, yangın, çığ, toprak kayması, grizu, vb. felaketlerin ardından ortamlara bağırış çağırış dolu kargaşanın ve şuursuzca çırpınışların hakim olması rastlantı değil. Dünyaya bilim penceresinden çok kaderci bakış açısıyla baktığımız için plan, program, sistem gibi kavramlar pek ilgimizi çekmiyor…

Sistemli organizasyonu becerememenin bedeli çoğu zaman ağır oluyor ve felaketler faciaya dönüşebiliyor…

Sistemsiz ve sistemli yapıların spordaki karşılıklarına futboldan ve voleyboldan örnekler verebiliriz.

Ülke futbolu, A Milli Takım’dan kulüp takımlarına kadar sistemsizliğin, plansızlığın örneğini oluşturuyor. Sistemsizlik, son Avrupa Şampiyonası’nda Milli Takım’ın rakipleri karşısındaki acizliğinin baş sebebiydi. Ne yazık ki, bunun farkında olanların sayısı yok denecek kadar azdı. Şampiyona öncesindeki genel kanı, Milli Takım’ın turnuvanın gizli favorisi olduğu ve Avrupa’nın en üst düzey takımlarının bile Türkiye’den çekindiği yönündeydi. Oysa bir sisteme sahip olduğuna dair zerrece işaret vermeyen Milli Takım’ın turnuvadaki akıbetini öngörmek hiç de zor değildi.

Bir takım sporunda bireysel çabalarla yol almaya çalışan bir yapının, dayanışma temelinde oluşturulmuş sistemli organizasyonlar karşısında darmadağın olması kaçınılmazdı…

Buna karşılık başka bir takım sporu olan voleybolda ise A Milli Kadın Takımı, yıllar süren sistemli çalışmanın karşılığını, dünyanın en güçlü takımlarıyla, heyecan ve keyif verici oyunla başa baş mücadele ederek alıyor. Başa baş oynuyorlar çünkü A Milli Kadın Voleybol Takımı da dünyanın en güçlü ekipleri arasında. Elbette bu düzeye, tesadüfle ya da sonu kahraman yaratımına kadar gidecek olağanüstü bireysel performans hikayeleriyle gelmediler… Sistemli, planlı organizasyon dahilinde çalışmanın karşılığı bu…

Gerek başımıza gelen felaketlerle, gerekse de spordaki rakiplerle baş edebilmenin ilk koşulu, bütün ilgili kurumların bilimsel gerçekler ışığında sistemli, planlı organizasyonlar şeklinde yapılanması. Bu gerçekleştirildiğinde olağanüstü bireysel performans beklentisine ve bazılarının kahramanlık adına risk almasına ihtiyaç kalmayacaktır…

Acılardan, üzüntülerden, belalardan, musibetlerden uzak kalabilmek, hayatı bilimin rehberliğinde dayanışma temelli bir sisteme oturtmakla mümkün…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa