05 Ağustos 2021 00:50

Ülke yangın yeri olmasın diye!

Fotoğraf: AA

Paylaş

Alevler yükselip yayıldıkça ve yurttaşların feryadı arttıkça; “devlet büyükleri” diye etiketlenenlerin öfkesi de artıyor. Saray propaganda bakanı, Erdoğan yönetiminin yangın, sel, deprem türü gelişmeleri hesaplayarak planlı ve etkili müdahale için ön tedbirleri almama politikasını eleştiren ve yangınların bir an önce söndürülmesi için çağrı yapanları tehdit etmekle meşgul!

Bu bir telaş halidir: Çözümsüzlükleri üst üste binen Saray yönetimi, ülkeyi ekonomik, sosyal, coğrafi-doğasal her bakımdan ve her yönüyle yangın yerine çevirdiğinin farkındadır. Ekonomideki ağır sorunları mevsimlik meyve-sebze üretimindeki artışla örtbas etme olanağı da kaybolmak üzeredir. Turizm yağması, marinalara çökme, yeşil alanları parselleyip villalar, oteller kondurma olanakları azalmaktadır. Yangınlar sadece yakmıyor, korku ve telaş da yaratıyor. Güvensizlik artıyor ve çaresizlikler bireysellikten kitlesellik boyutlarına genişliyor. Komşu ülkelerin topraklarında militer provokasyon giderek zorlaşıyor ve ülkenin en kıymetli yeşil alanları, ormanları yanmaya devam ediyorken “teröre karşı savaşımız devam ediyor” söylemiyle milyarlar harcayarak bombardıman uçaklarını Irak’ın kuzeyine sorti yaptırmaya göndermenin oluşturduğu çelişki gün gün daha çok kişi tarafından sorgulanır hale geliyor.

Ve her açıklamada, devletin büyüklüğü ve gücüne vurguyla görünürde yurttaşlara güven vermeye çalışıp ve fakat aslında korku salmaya çalışmakla sorun çözme yöntemi, giderek artan şekilde sorun büyütüyor.  Saray iktidarının tekelci kapitalistleri özelleştirme ve talan politikalarıyla, işçi ve emekçilerin can bedeli ürettikleri ne varsa her şeye çökerek milyon ve milyar dolarları kapış kapış götürürken, ülkenin kırı-kentini de yangın yerine çevirdiler.

Beşeri yaşam şimdiki ve gelecek kuşaklar için artık gerçekten daha fazla tehdit altındadır! Sorunlar, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla…” diye başlayan nakaratla çözümlenebilseydi, kolaydı, ama öyle değil! Memleket yanıyor, ve yönetim yangın haberlerini önlemekle, yükselen alevlerin oluşturduğu tehdidi ortadan kaldırmak için daha çok çaba gösterilmesini isteyenleri düşman ilan etmekle meşgul! Yangın yayılıyor ve devlet, kadınlar katledilmesin diye feryat eden kadınları polis kuvvetiyle susturma derdinde. Yangınlar yeni yerleri sarmaya yöneliyor ve Saray yönetimi sözcüleri, saray gazetecileri, saray “sanatçı”ları, “algı operasyonları” söylemiyle kendileri dışındaki herkesi suçlayarak sözümona Türkiye’nin gücü-kuvveti-büyüklüğünü gösterme çabasındalar.

Saray iletişim ve propaganda bakanı, yeni baskı ve yasakların işaretini verdi. “Bilgi kirliliğini önleme” gerekçesiyle saldırılar artacak, yasakların kapsamı genişletilecek. Bahçeli’nin “işte düşman, hayda saldırın!” komutlu açıklamaları devam ediyor. Orman-köy-kent yangınlarını yeni provokasyon ve saldırıların tetikleyici gerekçesi olarak kullanmaya çalışan ülke ve halk düşmanı şovenist-faşist güruhlarla onlara malzeme taşıyan provokasyon çeteleri işbaşında.

Türkiye gerçek anlamda zor-ve provokasyonlara açık bir dönemden geçiyor. Doğasıyla, kaynaklarıyla, üretici insan gücüyle bir ülkenin tahrip olmaması için gerçek bir yurtseverliğe, devrimci antiemperyalist tutuma, tekelci yağma politikalarına karşı direniş gerekir.  İleri işçi ve emekçiler, devrimci demokrat ve sosyalist güçler, kapitalist yağmacılarla onların her türden temsilcilerinin sorumlu oldukları bu kaos ve kargaşa durumunda, halk muhalefetinin doğru devrimci bir platformda birleştirilmesi için daha çok çaba gösterme sorumluluğuyla yüz yüzedirler. Ülkeyi, doğal ve üretilmiş zenginlikleriyle yağmalayan ve yangın yerine çevirenlerden hesap sormak için birleşip daha büyük güç haline gelme ihtiyacı artmıştır. Bunu başarabilmeliyiz!

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa