08 Ağustos 2021 00:12

Güvenlik/Özgürlük: Son aşamalara doğru

Çok sayıda polis bir grup kişinin yüzüne yakın mesafeden biber gazı sıkıyor.

Fotoğraf: Birkan Bulut/Evrensel

Paylaş

Güvenlik/Özgürlük çatışmasında kapitalist sosyo-ekonomik oluşumun tuzaklarındankurtulmamış, aksine kapitalist sistemin ürettiği olanaklardan yararlanarak yaratılan ve farklıymış gibi görünen bir toplumsal yapılanmanın etkilerini ve bu yapılanmanın siyasal örgütlenme açısından sürdürebilirliğini sağlamaya yönelik şiddete dayalı hareketliliğini yaşıyoruz.

Özgürlüklerin ancak iktidar odaklarının uygun gördüğü ölçüyü milim aşmadan kullanılabilmesi farklı toplumsal yapının değer ölçüsü ilan edildi, bu ölçüyü koruyup kollayacak araçlar, yollar, yapılanmalar, örgütlenmeler geliştirildi, siyasi hareketlilik bu gelişmelerin sürdürebilirliğini sağlayacak mekanizmaların inşasına dayandırılır oldu.

Örneğin yargı açısından suç saptamasının savcı tarafından yapılıp soruşturmanın onun talimatı, gözetimi ve denetimi altında adli polis tarafından yapılmasındaki yanlışları tartışırken kendimizi suç saptamasının güvenlik güçleri tarafından yapılıp soruşturmanın ve kovuşturmanın onların denetimi, gözetimi, yönlendirmesi altında savcı ve yargıç tarafından yapıldığı bir aşamada bulduk. Şimdi bir adım daha ilerlendi, suç saptaması suça bulaşmış, örgütlü şiddet kullanmaları en azından engellenmeyen kişilerce yapılmaya ve onlar tarafından suç kararı verilip  infazın gerçekleştirileceği sürece girdik.

Bu durum sisteme aykırı düşmeyen, sistem içi farklı bir toplumsal yapılanma ve bu yapılanmanın siyasi örgütlenme harekatıdır. Şiddet kullanmalarına en azından sessiz kalınan şimdilik gayri resmi infaz yapıları bu harekatın sürdürebilirliğini sağlamak üzere örgütlendirilmektedirler.

Geldiğimiz son aşamaları toplumsal yapılanma ve onun siyasal örgütlenmesi açısından tahlil etmeyi, hangi ve ne tip gerekli önlemlerin nasıl alınması gerektiğini tartışmayı şu ya da bu siyasi anlayışın değerlendirmesiyle göz ardı edenler “muhalefet kahramanları” sayılıyorlar. Ve bu durum bana 1960’lı yıllarda Fransa’da polis şiddeti karşısında direnemeyenlerin en son aşamada kaçarken sığındıkları şu sloganı anımsatıyor:

“Sauve qui peut!../Canını kurtarabilmeye bak!..”     

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa