Evrensel için yeni bir dönem
Evrensel için yeni bir dönem
9 Ağustos 2021

Tekleşmenin ve çözülmenin diyalektiği

Türkiye’de her kritik gelişme, partili cumhurbaşkanlığıyla geçilen ‘tek adam’ yönetiminin tekleştirici sonuçlarıyla, bu yapıdaki çözülme emarelerinin iç içe yaşandığı bir tabloyu yansıtıyor. Kimi zaman, tekleşme ile çözülme neredeyse aynı fotoğraf karesinde birbirine eşlik ediyor.

Örneğin basın kartını devletin vermesi önceki haliyle de sorunlu olsa da, basın kartı komisyonlarında basın örgütlerinin temsil edilmesi iktidarın güdümünde olmayan basın kurumlarındaki gazetecilerin de basın kartı almalarını sağlarken, bu yetkinin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına devriyle birlikte, o tekleşme tamamen yansıdı. Ancak basın kartı yenilenmeyen bazı gazetecilerin dava açarak kazanması o tekleşme ile çözülmeyi aynı karede gösteriyor.

Ya da örneğin Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı ile RTÜK Başkanı iktidarın destekçisi olan kurumlarda çalışan gazetecilerle ilgili bir gelişmede açık tutum alırken, Halk Tv’nin canlı yayınının basılması karşısında İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dan bir tepki gelmiyor, RTÜK Başkanı da günler sonra, ‘da’ bağlacıyla alışık olmadığı bir tepkiyi dillendirdiği aşikâr olan bir twitter paylaşımı yapıyor. İktidarın güdümünde olmayan gazeteler Basın İlan Kurumu ile bitmeyen sorunlar yaşarken, adını dahi çoğu kişinin bilmediği gazeteler Basın İlan Kurumu ve kamu bankaları tarafından ihya ediliyor. Ama tüm tabloya rağmen, birbirini tekrar eden ve gazetecilik reflekslerini propagandaya feda eden iktidar medyası yerine, iktidarın denetimi dışındaki az sayıda gazete, televizyon kanalı ve internet gazeteciliği platformları kendilerinden daha çok söz ettiren işlere imza atıyor. Gazetecilik enerjisi burada yansıyor.

Bu yazı yazılırken devam eden orman yangınları karşısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer iktidar sözcüleri, sorumluluğu muhalefet belediyelerine atarken, RTÜK’ün kanallara ‘yangınları göstermeyin’ talimatını, sosyal medyada paylaşılan yardım çağrılarına soruşturma açılmasının izlemesi, tekleşme ile çözülmeyi birlikte gösteren bir fotoğraftır aslında. O soruşturma tehdidi ile gözdağı verilen kişilerin tamamı muhalefet partilerinin üyeleri midir? Türkiye Somali’ye ya da başka bir ülkeye yardım yapabiliyorsa, Türkiye’nin hazırlıksız olduğu açığa çıkan orman yangınları karşısında yardım istenmesi neden ‘ihanet’ katında bir suç olsun?

Yönetme sadece rızaya dayalı olmuyor, zora dayanan ve çok uzun yıllar devam eden yönetim modelleri var. Ancak, hâlâ kendisini seçimle bağlı hisseden bir tekçi yapının, kendisini sürekli dikey olarak yukarıdan aşağıya dayatarak var etmeye çalışması, o yapının umduğu tekleşmenin inşasından ziyade bir çözülmeyi de mayalandırıyor.

AKP kurmaylarının da gördükleri bir gerçek bu. İktidar hala belirli bir oy bandının üzerinde dursa da, bunun artık o cüsseli tek adam iktidarını taşımaya yetmediği her gün biraz daha görülüyor.

Orman yangınlarında kaybedilen hayvanlara ‘kiloluk et’ muamelesi yapan, yangın mağduru bölgelerde halka çay paketleri fırlatan bir siyaset kültürünün, yaşadığı zemin kaymasını durdurabilecek bir rıza yeteneği göstermesi açık ki düne göre daha zor.

Kuşkusuz bu diyalektik içinde muhalefetin nasıl bir pozisyon aldığı ve alacağı, gelecek dönemde nasıl bir Türkiye’de yaşanılacağını da belirleyecek. Evrensel yazarlarının farklı yazılarla ifade ettiği gibi, değişimin siyaseti bakımından gereğini yapmadan, ‘iktidar kesinlikle gidiyor’ duygusu üzerine hayal kurmak, bir hayal kırıklığına da yol açabilir.

Tablonun bu yanını önümüzdeki süreçte kuşkusuz çokça konuşup tartışmaya devam edeceğiz. Ancak bu yazı bağlamında odaklanmak istediğimiz daha çok iktidar yapısındaki tekleşme ve çözülmenin ritmine dairdi.

İktidar, dış politikadan ekonomiye, pandemiden orman yangınlarına kadar çeşitli yönetsel enstrümanlarıyla o tekçi yapıyı dayatırken, bir yandan da çözülmeyi durdurma telaşının yaptırabileceği her şeyi de yapıyor.

Sosyal medyanın tamamen denetim altına alınmasına dair hazırlıkların ‘dezenformasyonla mücadele’ bahanesiyle gündemleştirildiği, bunun Eskişehir Valiliği tarafından, kentteki eylem ve etkinlikleri 15 gün süreyle yasaklamanın gerekçesi yapıldığı bir yönetsel yapı, aslında o tekliği yukarıdan aşağıya dikey olarak kuramadığını da itiraf eden, kendi eyleminde gösteren bir yapıdır.

Gerçekleri yasaklamaya yeltenseniz de onlardan kaçamazsınız…  

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Cesaret zamanı

Cesaret zamanı

Ucuz emek ve yüksek kâra dayalı çalışma düzeni sendikal yasaklarla sürüyor. Bu düzenin değişmesi için sendikal hak ve özgürlüklerin kazanılması ve bunun için mücadele hayati önemde. Fiili grevleri kazanımla sonuçlanan Birleşik Metal-İş’in Başkanı Özkan Atar, “İşçiler inisiyatifli ve cesur olmalı, bize düşen sinmek değil mücadele etmek” diyor.

Sendikalı işçi oranı: %8,4

TİS kapsamındaki işçi oranı: %4,7

İş cinayetinde ölen sendikalı oranı: %1,9

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Kara Harp Okulu mezuniyet törenindeki kılıçlı yemin nedeniyle 5 teğmen ordudan ihraç edildi.

Evrensel'i Takip Et