Avrupa, Avrupa; Duy sesimizi

Görsel: Tokyo 2020 Olimpiyatları logosu
Bir aya yakın süredir olimpiyatlar ile yatıp kalkan güzide yurdumuzda birkaç gün sonra profesyonel ligler başlıyor. Olimpiyat performansımız parmak ısırtırken, birkaç ay önce Avrupa’nın en büyük turnuvalarından birisinde sıfır çeken A milli futbol takımımızın gölgesi altında top koşturmaya başlayacağız.
Peki olimpiyat performansımız gerçekten parmak ısırttı mı?
Ekonomist Mahfi Eğilmez, geçtiğimiz günlerde bir istatistik paylaştı. Bu istatistik, ülkelerin gayri safi yurt içi hasılası ile olimpiyatlarda aldıkları madalya sayısıyla gelişen sıra arasındaki ilişkiye dönük hazırlanmış bir tabloydu. Bu tabloya göre dünya genelinde GSYH sıralamasında birinci olan ABD madalya sıralamasında birinci, ikinci olan Çin madalya sıralamasında ikinci, üçüncü olan Japonya ise madalya sıralamasında üçüncü sırayı almıştı. GSYH sıralamasına göre en tezat madalya sıralamasını elde eden ise, GSYH’de altıncı sırayı aldığı halde madalya sıralamasında 48. sırada kalan Hindistan oldu. Ters bir tablo ortaya koyabilen en dikkat çekici ülke ise, GSYH’de 17. sırada olup Tokyo Olimpiyatları’nda en fazla madalya alan yedinci ülke olan Hollanda oldu.
GSYH sıralamasının 15. basamağında yer alan Meksika, en fazla madalya alan 84. ülke olurken; 18. sıradaki İsviçre madalya sıralamasında 24’te, 20. sıradaki Suudi Arabistan ise madalya sıralamasında 77’de yer aldı.
GSYH’de dünyada 19. sırada olan güzide ülkemiz ise madalya sıralamasının 35. basamağına konuşlandı.
Elbette bu listede Rusya gibi bir istisna da var: GSYH’de dünyada 11. sırada olan Rusya madalya sıralamasını beşinci basamakta noktaladı.
Bir zamanlar bir futbol kulübümüzün Avrupa turnuvalarından eleneceği daha ilk üç maçta kesinleşirse havuz medyasının atmayı çok sevdiği bir manşet vardı: “Filanca Takım, Annemizin Ligine Döndü”
Biz de dönelim futbol ortamımıza…
Birkaç gün sonra profesyonel ligler başlıyor. TFF’nin açıklamasına göre, bir yıldır oynatılmayan amatör ligler de başlatılacak. Ancak sporcuların mevcut durumlarını, sahaları, spor kulüplerinin yapılarını iyileştirmeye dönük hiçbir adımın atılmamış olduğu tabir-i caizse ‘ölü’ geçmiş iki sezonun ardından bu yıl da bir şeylerin değişmiş gibi olması adına bazı sükseli transferlerle bezenmiş Süper Ligimiz geri sayıma geçti. Onun yanı sıra Süper Lig kariyerli futbolcuların kariyerlerinde ilk kez 2. Lig’de ter dökecekleri proje kulüplerle dolu alt liglerimiz ve tabii oynatılacağı iddia edilen fakat son güne kadar beklememiz gereken amatör liglerimizle yeni sezona hazırız.
Ne kadar, “Molde orta sahayı geçse iyi” diyen Ogün Temizkanoğlu gibi spor yorumcularımız ve 3-3 sonuçlanan maçla Temizkanoğlu’nu kontrpiyede bırakan veya Avrupa’nın en üst düzey turnuvalarından birisinde rakibinden iki maçta sekiz gol yemiş, bir önceki yıl ‘Annemizin Ligi’nde şampiyonluğu averajla kaçıran kulüplerimiz olsa da…
Olimpiyat gazıyla baş göstermiş spor coşkusuyla ve neyi yönettiğini tam olarak bilemediğimiz yöneticilerimizle; eski sezonlardan hiçbir farkı olmayan ve hatta git gide daha büyük bir çözümsüzlük sarmalına, daha fazla proje takıma saplanıp duran bir profesyonel-miş gibi yapan futbol ortamımız ile yeni sezon bizi bekler.
Avrupa bizi çok duymasa da olur!
Evrensel'i Takip Et