Süper Lig yarın başlıyor: Borçlar yukarı, futbol aşağı

Fotoğraf: DHA
Kamuyu Aydınlatma Platformuna (KAP) yapılan açıklamaya göre, 31 Mayıs 2021 tarihi itibarıyla, “dört büyükler” olarak anılan Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor’un toplam borcu 17.38 milyar liraya ulaşmış durumda.
Fenerbahçe 5.96 milyar lira ile en borçlu kulüpler sıralamasında başı çekerken, onu 5.47 milyar liralık borcuyla Beşiktaş izliyor. Galatasaray, 4.51 liralık borcuyla üçüncü, Trabzonspor ise 1.44 milyar liraya ulaşan borcuyla dördüncü sırada yer alıyor…
Para harcama limitleri belli ki bu kulüpleri dizginlemeye yetmiyor. Ortada apaçık “batık” bir mali tablo bulunmasına karşın, “Ne kadar çok pahalı/yıldız oyuncu transferi yaparsak başarıya ulaşmamız o kadar kolay olur” şeklinde özetlenebilecek arızalı bakışın egemenliği kırılamıyor. Türlü yöntem ve yolla limit engelini aşıp aynı hovardalıkla para harcamayı sürdürüyorlar. Lakin, ülke ve kulüpler bazında sağlam bir futbol kültürü ve ekolü geliştirilemediği için, yüksek harcamayla kurulan kadrolar “toplama takım” görüntüsünden kurtulamıyor. Dolayısıyla da çokça sözü edilen Avrupa hedeflerinin hep uzağında kalınıyor.
Sistem, ekol, kültür geliştirmeden Avrupa’da uzun süreli yol almak mümkün değil. 30 yaş civarındaki oyuncularla dolu kadroların, Avrupa’nın dinamik ve yüksek tempolu oyun karakterine sahip üst düzey takımlarıyla başa baş mücadele edebilmesi imkansız. Yöneticilerin bunu anlayabilmesi için daha kaç yıl geçmesi gerekiyor acaba?
Aslında yurt içinde kazanılan kupalar ve şampiyonluklar mutlu olmaya yetiyor. Galibiyetlerle, şampiyonluklarla komplekslerin tatmin edilmesi en büyük mutluluk kaynağı. Oyuna salt skor üzerinden bakılan bir yerde daha ötesini beklemek boşuna zaten.
Kulüplerin borçlanma konusundaki cüretine ve kararlılığına şaşırmamak elde değil. Ne kadar borçlanırlarsa borçlansınlar ciddi bir yaptırımla karşılaşmayacaklarından eminler sanki. Ayrıca, bunca sene transfer adına paraları har vurup harman savurmalarının karşılığında yaşadıkları onca hüsrandan zerrece ders almadıkları da anlaşılıyor. Israrla sürdürdükleri borçlanma politikasıyla kulüplerinin geleceğini risk altına soktuklarının farkındalar elbette, fakat bunu umursadıkları söylenemez. İnsan ister istemez, “Herhalde birtakım güvenceleri ve yol gösterenleri var” diye düşünüyor…
Başarısız olma durumunda ise arkasına sığınılacak bahaneler hazır. Hakemler ne güne duruyor. Futbol kültürümüzde hakemlere maç yöneten kişi olarak değil, başarısızlık durumunda arkasına sığınılacak bahane gözüyle bakılıyor. Bakalım kaçınca haftadan itibaren, “Bu hakemlerle lig bitmez” laflarını duymaya başlayacağız?
Borçlarla ilgili haberler medyanın ise pek ilgisini çekmiyor. Onların derdi bambaşka. Çoğu palavra olan transfer haberleriyle okur tavlama peşindeler. Tam da transfer mevsiminde bol keseden sallarken borçlardan söz etmenin sırası mı?
Süper Lig’de yeni sezon yarın başlayacak. Saha içinde ve saha dışında bizi nasıl bir sezonun beklediğini tahmin etmek hiç de zor değil…
Maç sonralarındaki bol bahaneli, bol imalı, bol laf sokmalı açıklamalara olduğu kadar saha içinde itiş kakış ağırlıklı, vasatı aşmayan oyuna da hazırız!.. Daha farklı bir şeyler izleyeceğimize dair umut veren ufacık bir işaret bile yok…
Evrensel'i Takip Et