14 Ağustos 2021

Yangının sebepleri ve komplo teorileri

Ciğerlerimiz yanıyor ifadesi bile hafif kalıyor artık. Sorun Türkiye ile sınırlı değil. Kaliforniya, İtalya, Rusya, Yunanistan... Küresel ısınma, kapitalist talan, sorumsuz enerji politikaları dünyayı yangın yerine çevirdi.

Yeni bir küresel ekonomi kurulmadan, bu yangınlar durmayacak.

Türkiye’de anaakım tartışma çoğunlukla işin ekonomik-küresel ve yerel-kurumsal boyutlarını atlıyor. Başka ülkelerde de durum çok parlak değil. Ancak biraz daha bize özgü olan, sorunun ırksallaştırılması.

Nerede bir yangın çıksa, ilk başta Kürt hareketi suçlanıyor. “Alavere, dalavere, Kürt Memet nöbete” sözü boş yere üretilmemiş.

Temmuz-Ağustos’un büyük yangınlarından önce, Haziran’da Marmaris-İçmeler’de bir tepe yandı. Marmaris’teydim o sırada. Kürt hareketinden gibi gözüken birileri üstlendi. Halk arasında hemen yayıldı haber. Yangını onlar başlatmıştı. Ne var ki, bir kaç gün sonra, felakete yenilenmeyen enerji hatlarının sebep verdiği ortaya çıktı.

“Doğal” felaketleri takip edenlerin yabancı olduğu bir durum değil. Dünyanın birçok yerinde döngü aynı. Enerji şirketleri çoğunlukla özel sektörün elinde. Hatları yenilemek kâr getirmiyor. Yıpranan altyapı (zaten temelinde kapitalist talan olan) küresel ısınmayla birleşince, yangınlar kaçınılmaz oluyor. İnşaat şirketleriyle kolkola her yere bina, maden, yol yapan yerel ve ulusal idareler de doğrudan ve dolaylı şekillerde yokoluşa çanak tutuyor. Basit bir kamulaştırma da çözüm değil. Neoliberal devletlerin önceliği ne çevre, ne halk olduğundan, idarecilik anlayışı değişmedikçe, devletin eline geçen enerji hatlarına doğru düzgün yatırım yapılmayacağı aşikar. Yangın personelinde ve techizatında kesintiye gidip, sırtını kah gönüllülere, kah başka devletlere, kah mahkumlara dayamak da milli değil, her yerde örneği görülen neoliberal bir kurnazlık. Kaliforniya baş örneklerden.

Bu döngü senelerce Türkiye’de tekerrür etti. Ama Temmuz sonunda yangınlar başlar başlamaz, geniş kesimler arasında tanı yine aynı oldu. Suçlu Kürt hareketiydi. Marmaris’in içinde de, biraz dışında da dolaşırken, benzer sesler kulaklarıma tekrar tekrar takıldı: “Elleri kırılsın inşallah”.

Daha yeni, Haziran’da olanları unutma eğilimi, bazı açılardan anlaşılabilir. Varolan ideolojik koşullarda, yangınların yapısal sebeplerden kaynaklandığını kabullenmek, birçok insanda ancak çaresizlik ve yenilgi hissi uyandıracaktır. Kürtleri suçlamak ise, bir birliktelik, ulusal seferberlik hissi uyandırıyor. En azından bir haftalığına. Bir tür terapi.

Bu denge, yangınların sebeplerini tekrar tekrar anlatarak bozulamaz. Başka bir dünyanın olabilirliğini ikna edici şekilde ortaya koyacak toplumsal hareketler ve örgütlenmeler oluşturulmadan, sadece sözle bir şey değişmez. Kısa vadede, yangınların kurumsal ve küresel sebeplerini tabii ki anlamak lazım. Komplo teorilerine karşı savaşacağız. Ancak daha büyük ödev, gerekli hareketleri ve teşkilatları kurmak.

Örgütlenmenin önündeki en büyük engel ise toplumun önyargıları değil, bunları tekrar tekrar üreten çevreler. Komplo teorilerinin sıradan insan için terapi işlevi olsa bile, ana kaynakları başka yerde. Yangınların hemen başında, hem de bakan düzeyinde, suçun Kürt hareketine atılmasını 2021 ile sınırlı, ayrıksı bir durum sanmayın. Hakim medyanın bir takım sahte suçlular üretmesini de.

Tek bariyer hükümet olsa iyi. Eski rejimin kalıntılarına dayanan resmi muhalefet, yapısal sebepleri karartmakta bir o kadar usta. İçlerinden birisi, geçen sene yazdığı bir yazıyı kes-yapıştırla tekrar yayınlamış, altına da “Haklı çıkmaktan sıkıldım” yazmış. Kesip yapıştırılan kısım, PKK’nın her tarafı yaktığını, bu yolla Kürdistan’ı Akdeniz’e kavuşturmayı hedeflediğini anlatıyor. Yazının kes-yapıştır kısmından sonrasında da, ne dünyanın alevler içinde kavrulmasına bir gönderme var, ne de bilgileri yenileme, bugünkü yangında sabotajın ciddi bir payı olup olmadığını araştırma gayreti. Üstelik bu yazı, rejim medyasında bile komplo vurgusunun azalmasından günler sonra yayınlandı.

Şimdilik, yangınların ilk haftasındaki öfke, yerini yavaş yavaş yılgınlığa bırakmış durumda. Fakat, 2021 yangınlarının çoğunlukla “doğal” sebeplerden çıktığı artık genel kabul görse de, bahsettiğim yazı ve benzerleri sayesinde günah keçileri hep yedekte tutuluyor. Önümüzdeki yılların yangınlarında da öfke, aslında yapısal ve kurumsal olan – ama kollektif bir dil sürçmesinden dolayı “doğal” denilen – sebeplere yönelmeyecek. Önce “PKK yaptı” denecek, sonra da “doğal sebeplerden çıktı”.

İnsanlık kendini toparlayıp, kurumsal ve küresel bir alternatif yaratmadıkça, birilerini vicdan nöbetine sürmeye devam eder. Ekolojik bir alternatifin kuruluşuna mütevazi de olsa katkıda bulunmak, her birimizin boynunun borcu. Kendimiz, çocuklarımız, dünyamız, ülkemiz için.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et