Çocuk istismarı içeren materyallerin tespiti: Apple’ın sözleri ve pratiği

Logo: Apple
Apple’ın, iCloud’a yüklenecek fotoğrafları çocuğun cinsel istismarını içeren materyaller için tarayacak sisteminin sızmasının ardından güvenlik uzmanlarından sistemin genel bir izleme mekanizmasına dönüşebileceği ile ilgili uyarılar, endişeler ve tepkiler hızla yükselmişti. Apple, pazartesi günü bir açıklama yayınlayarak iOS 15 ile ABD’de devreye almayı planladığı sistemin arkasında durdu. Sistemin gizliliğinin rakiplerinden daha güçlü olduğunu ifade eden Apple, sistemin başka amaçlarla kullanılması için devletlerden gelecek talepleri reddedeceğini iddia etti. Apple’dan yapılan son açıklamada sistemin her bir ülkenin yerel yasalarına bakılarak ülke ülke devreye alınacağı ifade edildi.
Söz konusu sistemin devletlerin ve istihbarat servislerinin kullanımına açılmayacağına dair elimizdeki tek garanti Apple’ın sözü. Bu sözün ne kadar tutulabilir olduğu ise büyük bir muamma. Apple, gizliliğe önem verdiğine dair reklam ve açıklamaları sıklıkla yapan bir şirket. Kamuoyunun ilgisini çeken çeşitli büyük davalarda Apple’ın mahkemelere ve istihbarat servislerine yardımcı olmadığı da bilinen bir gerçek. Ancak perdenin arkasına geçince Apple’ın reklamlarındaki ve açıklamalarındaki “gizliliğinizin yılmaz savunucusu” imajı bir anda kaybolabiliyor.
Perdenin önünde “gizliliğiniz bizim için önemlidir” diye bas bas bağıran Apple’ın bir kaç yıl önce iCloud yedeklemelerini uçtan uca şifrelemeyi planladığı ancak bu planı FBI ile paylaşmasının ardından FBI’ın itirazları üzerine uçtan uca şifrelemeden vazgeçtiği çabuk unutuldu. Hali hazırda iCloud yedeklemeleri şifreli olsa da bu yedeklemeleri açacak anahtarlar Apple’ın elinde resmi ya da gayri resmi erişim taleplerini bekler şekilde duruyor.
Apple’ın gizliliğinizi perde arkasında pek de umursamadığının bir diğer örneğini ise Çin ile olan ilişkisinde görebiliyoruz. Çin’deki iPhone kullanıcılarının iCloud verileri Çin’de devlet kontrolündeki veri merkezlerinde tutuluyor. Bu veriler şifrelenmiş durumda ancak söz konusu şifrelemeyi açan anahtarlar da yine devletin doğrudan erişimi olan bu veri merkezlerindeki sunucularda tutuluyor. Apple’ın uygulama mağazasına dair Çin’den gelen çeşitli içerik kaldırma talepleri de hızla işleme konuyor. Apple’ın uygulama mağazasına Çin’den erişildiğinde on binlerce uygulama “kayıp”.
Çocuğun cinsel istismarını içeren materyalleri bulundurmak da iletmek de hemen her ülkede ciddi bir suç. ABD’de bu tip materyaller Kayıp ve İstismara Uğrayan Çocuklar Merkezi’ne (NCMEC) bildiriliyor. Apple’ın NCMEC’ye bildirdiği materyal sayısı 2020’de sadece 265. NCMEC’nin listesine bakıldığında Apple’ın çeyreği büyüklükte olmayan, çeyreği kadar görsel trafiği taşımayan pek çok elektronik servis sağlayıcının Apple’dan kat be kat fazla bildirimde bulunduğu kolayca görülebiliyor. Kıyas açısından 2020’de Microsoft 96 bin, Google 546 bin, Discord 15 bin ve Dropbox 20 bin ve liste başı Facebook 20 milyon bildirimde bulunmuş. Apple’ın bu saate kadar meseleyi pek de ciddiye almadığının göstergesi bu 265 bildirim.
Öte yandan şimdi Apple çıkıp veriyi tarama, toplama, analiz ve kontrol etme şekli açısından yasa dışı sayılabilecek bir metotla, -algoritmalar ve yapay zekayla az çok ilgilenen hemen herkesin işaret edeceği üzere- yanılabilir algoritmalarla ve hata yapmaması olanaksız insan kontrolleri ile çözüm öneriyor. Apple’ın teknik açıdan zaten dertli ve gerçekçi olmayan bu “çözümünün” istihbarat servislerine ve devletlere açtığı gözetim kapısı da ortada. Sistemin tek garantisi olan Apple’ın gözetim taleplerini reddedeceğine dair sözünün güvenilirliğinin olmadığını da gerek FBI ve ABD ile gerekse de Çin ile ilişkileri ortaya koyuyor. Teknik ve yasal açıdan tartışmalı, üstelik de ciddi şekilde gözetim riski taşıyan bir teknolojiye Apple’a güvenip de kim, neden “evet” desin?
Evrensel'i Takip Et