Kayıplar nerede?

Cumartesi Anneleri 732. haftada
Fotoğraf: MA
Daimi ve yakıcı bir soru: Kayıplar nerede?
Seksenli ve doksanlı yılların sistematik devlet pratiğiydi kayıplar.
Bütün olağanüstü dönemlerin pratiği.
Hoş 1923-1987 döneminde 26 yıl ve 1987-2002 döneminde 15 yıl ve nihayet 2016-2018 döneminde 2 yıl olmak üzere yasal olarak olağanüstü yönetim usulleri (sıkıyönetim askeri yönetimi ya da olağanüstü hal yönetimi) ile yönetilmiş bir ülkedir Türkiye. 43 yıl ediyor toplandığında. Ama ötesi de var. Bütün olağanüstü dönemlerde kabul edilen mevzuat geleceği de kapsıyor. Planlama o şekilde yapılıyor olağanüstü yönetim usullerini uygulayanlar tarafından.
Temmuz 2016 darbe teşebbüsünü püskürten hükümet, darbe teşebbüsünü püskürtmesinin hemen ardından, -bir gün sonra- bütün Türkiye’de OHAL ilan etti. Yasal olarak 2 yıl sürdü OHAL ve 2018’de sona erdi. Fakat hükümet bununla yetinmedi. Olağan rejim koşullarına geçmiş olağanüstü dönemlerde olduğu gibi devam etti. Çıkardığı yasalarla ve pratiği ile devam etti. OHAL’den sonra 7145 sayılı yasa ile OHAL yetkileri olağan rejim koşullarında da geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. Hâlâ o süreci yaşıyoruz. İlan edilmemiş bir OHAL rejimi altında yaşıyoruz.
Olağanüstü rejim koşullarının bir ürünü de gözaltında kayıplardı. ’90’lı yıllar Türkiye’de gözaltında kayıplar pratiğinin en yoğun yaşandığı yıllardı. OHAL ilanıyla birlikte gözaltında kayıp pratiği de hortladı. Toplamda 32 gözaltında kayıp vakası yaşandı, tespit edilebilenlere göre.
Bunlardan 27’sinin izi bulundu ve yaşadıkları anlaşıldı ama uzun sürelerde kayıt dışı olarak bir yerlerde tutuldukları ve sonra da emniyet müdürlüklerine yakın yerlere bırakıldıkları ve orada da emniyetçe yasal olarak gözaltına alındıkları açıklandı.
Son dönemin bilinen kayıpları olarak Gülistan Doku, Hürmüz Diril ilk akla geliyor. Yusuf Bilge Tunç, Hüseyin Galip Küçüközyiğit ve Mehmet Bal ekleniyor bu iki isme. Bilinebilenler bu beş isim…
Yakınları ve hak savunucuları soruyor haklı olarak:
Gülistan Doku nerede?
Hürmüz Diril nerede?
Yusuf Bilge Tunç nerede?
Hüseyin Galip Küçüközyiğit nerede?
Mehmet Bal nerede?
Ne yakınlarının, ne insan hakları savunucularının ve hak örgütlerinin ne de insan hakları savunucusu milletvekillerinin sorularına cevap veriliyor.
“Kayıplar nerede?” sorusu daimi ve yakıcı bir sorudur.
Cumartesi insanları 27 Mayıs 1995 tarihinden beri sesleniyorlar:
Zorla kaybedilenlerin akıbetleri açıklansın, onları kaybeden sorumlular tespit edilsin, bu insanlık suçunu işleyenler yargılansın ve cezalandırılsın...
“Kayıplar nerede?” sorusu, cezasızlığa isyan sorusudur.
Sonsuz ve büyük bir itiraz ve talep sorusudur.
Hukukun üstünlüğü ilkesine inananların ve cezasızlığa karşı mücadele edenlerin sorusudur.
Bu bir hukuk ve vicdan sorusudur.
Muhatap da adres de açık ve nettir: Bütün dönemlerin siyasi iktidarları ve bugünün siyasi iktidarıdır!
Evrensel'i Takip Et