18 Ağustos 2021 22:46

Marcao'ya ceza vermekten çok, ilkeli tavır almak önemli

Kerem Aktürkoğlu ve Marcao'nun fotoğrafları.

Fotoğraflar: AA

Paylaş

Türlü gerekçeler uydurarak şiddeti meşrulaştırmak konusunda çok maharetliyiz!.. Gerekçelerin, şiddet kültürünü besleyip yaygınlaştırması ya umurumuzda değil, ya da bunu düşünemiyoruz. Toplumsal yaşamda şiddete gerekçe bulmanın örneklerine sıkça rastlıyoruz. Şiddet uygulayan herkes, yaptığını haklı çıkarmak üzere kendisine göre “makul”, “kabul edilebilir” gerekçeler üretebiliyor…

Giresunspor ile oynadıkları karşılaşmada Galatasaraylı Oyuncu Marcao’nun, takım arkadaşı Kerem’e saldırıp fiziksel şiddet uygulaması bir anda gündemin baş sırasına oturdu. Skandal boyutundaki bu çirkinliğin kahramanı Marcao’ya yönelik tepkiler hızla büyürken, kimileri ise bu şiddet fiiline anında gerekçe buldu: Adrenalin…

Ahh o adrenalin yok mu, sporcular yoruldukça yükselip bünyelerini ele geçiriyor sonra da bilinçlerini kilitleyerek onlara en olmadık işleri yaptırıveriyor!..

Tabii bu kesinlikle ciddiye alınacak bir argüman değil. Profesyonel sporcuların yükselen hormonlarına yenik düşüp bilinçsizce davranışlar sergilemesi diye bir durum söz konusu olamaz. Çoğu insanın rüyasında bile göremeyeceği kadar yüksek paralar karşılığında futbol oynayan oyuncuların hormonlarına teslim olma bahanesiyle bilincini ve sorumluluk duygusunu devre dışı bırakmaya hakkı yoktur.

Duyguların; akla, bilince baskın çıkması ciddi sorunların varlığına işarettir. Şiddeti adrenalin gerekçesiyle normalleştirmeye çalışmak, yeni şiddet olaylarına zemin hazırlamaktan başkaca anlam taşımaz.

Fatih Terim, maçtan sonra konuyla ilgili olarak açıklama yaparken konuşmasının bir yerinde, “Olmasaydı hoştu ama anlamadığım nokta son maç olur, şampiyonluk gider bir şey olur ama daha birinci maç…” dedi. Bu laf, içinde bulunulan koşullara göre şiddetin normal kabul edilebileceği anlamına geliyor ve son derece tehlikeli. Yani Terim, şampiyonluğun kaybedildiği son maçın ardından böyle bir şiddet olayı yaşansa bunun anlaşılabileceğini söylüyor. Sadece ilk maçta olması kafasını karıştırmış!..

Oysaki ne ilk, ne son maç, ne şampiyonluğun kaybedilmesi ne de küme düşmek şiddeti meşrulaştırabilir. Gerekçelendirmek; şiddeti beslemektir, şiddete can vermektir...

Taraftarların tepkisine de değinmek lazım. Marcao’ya ateş püskürenler ve hemen takımdan gönderilmesini isteyenler çoğunlukta. Lakin Marcao bu davranışını rakip takımdan bir oyuncuya yapmış olsaydı elbette bu denli yoğun tepki görmeyecekti. Hatta cengaverce takımının çıkarını savunduğu için baş tacı bile edilebilirdi. Saldırganlığına ise nasıl olsa bir gerekçe bulunurdu...

Bugüne kadar farklı kulüplerde bu olayın pek çok benzerine tanık olmadık mı? Taraftarların en çok, rakiplerine yönelik saldırganca davranışlar sergileyen oyuncuları bağrına bastığını bilmiyor muyuz?

Medyanın da, “Kazanma hırsı”, “Kaybetmeyi kabullenmeme”, “fedakarca mücadele”, “aslında saha dışında tam bir melek” gibi saçma sapan söylemlerle saldırganlığı meşrulaştırma hatta teşvik etme çabasını gözden kaçırmamak gerekir. Bu bağlamda medyanın, saldırgan oyuncuların, taraftarların gözünde özel bir yer edinmesine yaptığı katkı inkar edilemez. Ne de olsa kişileri özel bir konuma yerleştirip ikonlaştırmak medyanın çıkarı gereğidir. İkonlar üzerinden satış ve rant devşirme işi çok daha kolaylaşıyor çünkü...

Burada Marcao’ya verilen/verilecek cezadan çok, şiddete karşı her koşulda, her durumda ödünsüz ilkeli duruş sergileyebilmek önemli.

Şiddeti spor alanlarından arındırabilmek için koşulsuz, gerekçesiz, tutarlı tavır takınmak şart. Gerekçeler uydurarak, hafifletici sebep(ler) arayarak, duruma ve çıkara göre tepki vererek ya da vermeyerek şiddetin önü alınamaz…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa