24 Ağustos 2021 00:49

ABD satışta, Erdoğan “kanalları açık tutma”da..

Afganistan'daki Türkiye askerleri |

Afganistan'daki Türkiye askerleri | Fotoğraf: DHA

Paylaş

ABD bu hafta çekilmesini tamamlayacak. Arkasını kollayarak gidiyor, ama gidiyor. Askerleriyle gelmişti; yirmi yıl oluyor, dikiş tutturamadı.

ABD’nin gücü ve heybetine güvenenler bir kez daha aldandıklarıyla kaldılar. Sadece Afganlar ve dünya halkları değil, yakın müttefikleri de Amerikan emperyalizmine güvenilemeyeceğini bir kez daha sınavdan geçirdiler.

Daha Obama döneminde 6 milyar dolarla başlayıp sonra artırılarak yatırım yapılan Afganistan’ın kukla hükümetiyle talim terbiyeden geçirilen ordusu Amerikasız bir gün bile ayakta kalamadı. Amerikalılar onları sattı, onlar sözde yönetmekte oldukları Afgan halkını. En önden cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan 1 numaraları dolar dolu bavullarıyla kaçtı. Satın alınmış işbirlikçilerin yanı sıra emperyalist modernizasyona inanıp güvenerek geleceklerini ABD’ye göre kurgulama yanılgısına düşen ortalama Afganlar da terk edilmişlik ortamında can korkusuyla tedirgin.

En zor durumda olanlar, başta insan yerine konulmadıkları Taliban’ın dinci saldırganlığının hedefi kadınlar olmak üzere örgütlü bir güce sahip olmayan işçi ve emekçiler. Taliban’ın hışmı karşısında, şimdi ne denli eğreti bir emperyalist “koruma”dan “yararlandıklarının” farkına varıyorlar. Haklarını savunarak özgürlük ve demokrasiyi kazanabilmek için örgütlenip mücadele etmekten başka çareleri yok. Bir hafta öncesine kadar da böyleydi, şimdi yine öyle.

ABD askeri güçle kıvıramayacağını görüp başka aletlerini kullanmayı tasarlayarak çekilirken sadece Afgan işbirlikçileriyle halkını ortada bırakmakla kalmadı; müttefiklerini de sattı. 11 Eylül’ün ardından, 2001’de, NATO anlaşmasının “bir ittifak üyesi saldırıya uğradığında müttefikleri onu savunur” mealindeki 5. Maddesi uyarınca Avrupalı emperyalistler de ABD’nin peşine takılıp askerleriyle Afganistan’a gelmişlerdi. Dayatmacı Trump’ın yerini alan sözde “dayanışmacı-müttefik sever” Biden, emperyalist müttefiklerine “selam” bile vermedi. Ne bir danışma e bir görüş alış-verişi. Onlar da Biden’in kamuoyuna açıklamalarından bilgilendiler ve kös kös ABD’nin peşinden asker çekiyorlar.

ABD Taliban’la birkaç yıldır yapmakta olduğu görüşme ve anlaşmalarını da tek başına yürüttü. Ne kadar işine yarayacağı meçhuldür, ama bir kumpas kurmadığını varsaymak ABD ve emperyalizmi hiç tanımamak olur. Ancak Rusya ve Çin’den gelen ılımlı açıklamalarınsa Amerikan hesaplarını bozmaya yönelik olduğundan şüphe edilemez.

Hem ABD hem de Çin’le Rusya Taliban’la çalışabileceklerini belirtiyor, Çin desteğinin yanında zengin maden yataklarıyla ilgilendiğini ve yatırım yapabileceğini ekliyor. Emperyalistler açısından Taliban’ın ne denli gerici ve örneğin ne denli kadın ve özgürlük düşmanı olduğunun hiçbir önemi yoktur. Henüz iktidara yerleşmeden onu hatta olumlamaya başladılar. Tersi tutumlar yok değil. Avrupalılarla bizim laiklerimiz Taliban’ın gericiliği ve kadın düşmanlığının altını çizerek ABD kalmalıydı demelerine ramak kalırken, olumlayıcılık, lafa “aynı anlayıştayız” diyerek başlayan Erdoğan açısından da geçerli. Nüanslar bir yana gerçekten aynı anlayıştalar, ama bu, ABD’nin çekilmesinin ciddiye binmesinden bu yana düşü görülen Kabil Havaalanının güvenliği ve işletilmesi üstlenme niyetinin uygulanabilirliği anlamına gelmiyor. Putin’le görüşen Erdoğan “uygun şartların oluşması halinde” bu sorumluluğu üstlenme niyetinde ısrar etti.

İlginci, Erdoğan’ın Afganistan’da yumuşak bir geçiş olmasını temenni ettiğini belirterek, Taliban’ın geçmişteki hatalarını tekrarlamamasının, tüm etnik gruplara yönelik kucaklayıcı bir anlayışla hareket etmesi ve verdiği sözleri hayata geçirmesinin önemli olduğunu vurgulamasıdır.

Erdoğan, Afganistan’da kurulacak yeni hükümetin de Afgan halkının çeşitliliğini yansıtacak şekilde kapsayıcı ve temsil edici olması gerektiğini söyleyerek, Türkiye’nin başka Afganistan’ın bambaşka olduğunu anlatmaya çalıştı herhalde! Erdoğan, cumhurbaşkanlığının tarafsızlığını bile kaldırıp “temsil” müessesesi olan Meclis’i işlevsizleştirerek, su sızmaz bir kutuplaştırıcılıkla katı bir tek parti yönetimi sürdürürken “kanalı açık tuttuğu” Taliban’a “çeşitlilik” ve “kucaklayıcılık” tavsiye ediyor!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa