Darbeler, müdahaleler
Fotoğraf: Hikmet Saatçi/AA
28 Şubat darbesi faillerinden oldukları gerekçesi ile 14 emekli general müebbet hapis cezasına mahkum edildi ve hapishaneye kondu. Ulusalcı kesimler 28 Şubat’ın bir darbe olmadığını, MGK kararının Anayasa ve yasalara uygun olduğunu, generallerin hapsedilmesinin ordunun tasfiye edilmesi planının bir devamı olduğu vb. anlatıyor birkaç gündür.
İsmi darbe olsun ya da olmasın; asker-sivil bürokrasinin büyük patronların da talebi ve teşviki ile halkın iradesine müdahale etmesi darbedir. Bu manada Türkiye’ de sadece 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 15 Temmuz darbelerinden söz etmek yetersiz olur. 28 Şubat da bir darbedir, 20 Temmuz OHAL ilanı ile başlayan süreç de bir darbedir. Ve bunların yanında, demokrasi ile idare edildiği iddia edilen bir ülkede darbe sayılabilecek onlarca müdahale…
Bütün darbe ve müdahalelerde büyük patronlar, asker-sivil bürokrasi ve bazı siyasetçiler rayından çıktığını düşündüğü sistemi yeniden rayına sokmaya çalıştıklarını iddia eder. Rayından çıkmadan kastettikleri işçi sınıfı ve emekçi halkın demokrasi ve özgürlük mücadelesinin yükselmesidir. Hemen devreye kontrgerilla, MİT, milliyetçi parti ve yan örgütleri ve dinci örgütler ile tarikatlar girer. Tabii, bu hizaya sokma işinin en önemli araçlarından biri de medyadır.
27 Mayıs’ın sağa karşı, 28 Şubat’ın dincilere karşı yapıldığı hikayedir. 27 Mayıs, uzun süren bir Demirel iktidarını; 12 Eylül ve 28 Şubat ise Erbakan-Erdoğan iktidarını getirmiştir.
Son birkaç gündür 28 Şubat’tan söz edenler, o dönemin Andıç’ından, Akın Birdal suikastından hiç söz etmiyor. 1988 mayısında bir andıç yayımlandı. O zaman medyanın amiral gemileri denilen Hürriyet ve Sabah gazeteleri bu andıcı manşetlerinden duyurdu. Bazı aydınlar, gazeteciler ve insan hakları savunucuları güya PKK’den para alarak hainlik yapıyorlardı. Bu haberlerden kısa bir süre sonra Akın Birdal’a suikast düzenlendi. Kontrgerilla elemanları İHD Genel Merkezine giderek Birdal’ın üzerine onlarca kurşun sıktı. Birdal şans eseri kurtuldu. Kurşun yaralarından neredeyse vücudundaki bütün kan boşalmıştı. Yakında bir hastane olması ve iyi doktorlar Birdal’ı yaşama döndürdü.
O dönem HADEP, sosyalist partiler, dergiler, gazeteler, İHD 28 Şubat’çıların hedefi idi. Zaten hep öyle olur; dincileri bastırıyorlar dedikleri her seferinde esas olarak sosyalist ve işçi hareketini, Kürt demokratik hareketini ezmeye çalışırlar. En son 20 Temmuz darbesinde de böyle oldu. FETÖ’yü tasfiye ediyoruz dediler sosyalistleri KHK ile işlerinden attılar, Üniversitelerde ne kadar ilerici- demokrat akademisyen varsa attılar. İlerici, demokrat, sosyalist gazeteleri, radyoları, televizyonları, yayınevlerini kapattılar.
Her darbe ve müdahaleden sonra büyük patronlar kârlarına kâr kattı. İşçi ücretleri düştü. Her darbe ve müdahale döneminde darbeci bürokratlara üçer beşer maaşlı yönetim kurulu üyelikleri verildi, rüşvetler dağıtıldı. Hepsi servetlerine servet kattı. Bu yüzden biz bütün darbelere ve müdahalelere karşı çıktık. Senin darben, benim darbem tartışmalarına girmedik.
28 Şubatçı generaller hapse girsin mi? Evet. Ama sadece onlar değil, bütün darbeciler, halkın mücadelesini bastırmak için darbeler, müdahaleler, katliamlar, suikastlar düzenleyen asker-sivil bürokrat, siyasetçi, büyük patron, gazeteci kim varsa hepsinden hesap sorulsun. Hepsi cezalandırılsın.
- Kartlar yeniden karılıyor 17 Aralık 2024 04:41
- Suriye'yi bekleyen 10 Aralık 2024 05:01
- Savaşa ve yoksulluğa karşı ittifak 03 Aralık 2024 06:40
- Kayyım 26 Kasım 2024 04:41
- Onların çocukları 19 Kasım 2024 04:42
- Etki ajanlığı 12 Kasım 2024 04:59
- Senaryo belli oldu 05 Kasım 2024 04:52
- Açılım senaryoları 29 Ekim 2024 04:48
- Haklar pazarlık konusu olmaz 22 Ekim 2024 04:13
- Erdoğan'ın dediklerinin meali 15 Ekim 2024 04:37
- Bilinen yalanlar 08 Ekim 2024 04:41
- Barış mücadelesi 01 Ekim 2024 04:48