25 Ağustos 2021 23:59

İlhan Çomak’ın özgürlüğü

İlhan Sami Çomak'ın cezaevinden gönderdiği fotoğraf

Paylaş

Arat Baris, daha önce, (29 Temmuz 2021) gazetedavul’da, yayımladığı “Zindanda bir şair: İlhan Sami Çomak” başlıklı yazısında işlediği İlhan Çomak davasını, bu defa 22 Ağustos günü Twitter’da, 11 paragrafta, harika özetlemiş. Gelin, Arat Barış’ın aktardığı bilgiden hareketle İlhan Çomak davasına bakalım:

  1. “Herkes bana yaşatılan adaletsizliği hiç olmazsa bir yakınına anlatmalı. Ortada tutarlı bir kötülük var.”
    1994 yılında tutuklanan Şair İlhan Çomak, somut tek delile dayanmadan 27 yıldır cezaevinde. 27 yıldır göğün mavisine, toprağın kokusuna hasret.
  2. İlhan Sami Çomak, 1973 Bingöl doğumlu. 27 Ağustos 1994’te İstanbul Üniversitesi Coğrafya Fakültesi öğrencisiyken gözaltına alındı. DGM’lerde yargılandı. İşkenceyle düzenlenen tutanaklar esas alınarak 27 yıl boyunca tutsaklık devam etti, 3 kez müebbet aldı.
  3. İlhan’ın dosyasında sonrasında bizzat itirafçılar tarafından geri alınan iki itirafçının beyanı dışında somut tek delil yok. Dosyası yıllarca mahkeme kapılarında savcıların, hakimlerin, polislerin elinden geçti, ancak suç sayılabilecek hiçbir şey bulamadılar.
  4. Çomak, aynı saatlerde İstanbul’un iki yakasında başlamış yangınları çıkarmakla suçlanmıştı. Ancak yangınların bir kısmının mevcut olmadığı, diğerlerinin başka sebeplerden çıktığı daha sonra anlaşılacaktı.
  5. “Sanığın Heybeliada, Burgazada, Poyrazköy, Belgrad Ayazağa köyü, Şile yolu üzerinde bulunan ormanlar, Zekeriyaköy, Polonezköy Çavuşbaşı köyü ormanlarını yakmak eylemlerine katıldığı anlaşılamamış...
  6. Bu hususta inandırıcı delil elde edilememiş, sanığın bu husustaki hazırlık soruşturması sırasında beyanları da inandırıcı bulunmamıştır.
    Tutuklu olarak yargılandığı davada Devlet Güvenlik Mahkemesi altı yıl sonra kararını açıklamıştı.
  7. Günlerce gazetelerde elinde bidonlarla orman katili olarak gösterilen Çomak, kendisine atfedilen orman yangını suçlamasından beraat etmişti. Yangınları çıkardığını işkence altında “itiraf ettiği” polis ifadesini DGM bile inandırıcı bulmamıştı.
  8. Ama aynı mahkeme “Sanığın silahlı çatışmaya girip girmediği kesinlikle belirlenememiştir” demesine rağmen Genç-Lice-Kulp üçgeninde PKK’nin silahlı çatışmalarına katılmak suçlamasından Çomak hakkında müebbet hapis cezası verdi.
  9. AİHM 2007 yılında aldığı kararla İlhan Çomak’ın adil yargılanmadığına ve yargılanmanın yenilenmesine hükmetmesine rağmen bu sonucu değiştirmedi. 2016’da bir kez daha aleyhte karar çıktı. İlhan’ın dosyası 2016’dan beri AYM’de bekliyor.”
  10. “Bir zamanlar dışarıda olduğumu hayal etmeye çalışıyorum ama zihnim algılamıyor. Dışardaki hayatıma dair duygularımı yitirdim. Sanki cezaevinde doğdum ve dünya hakkında bildiğim şeyler ya ziyaretçilerden duyduklarım ya da kitaplardan okuduklarım.”
  11. İlhan her şeye rağmen insana, insandan yana olana karşı inancını koruyor. “Adalet, uzun upuzun yargılanmamaktır; adalet, kanunların herkes için geçerli olmasıdır; adalet, haksız yere içerde olmamaktır; adalet, unutulmamaktır…”

İlhan Çomak davası Türkiye’de hukukun üstünlüğü ilkesinin ne durumda olduğunu gösteriyor. 27 yıl süren bir davadan ve hapislikten söz ediyoruz. Masumiyet ilkesinden… Kesinleşmiş bir yargı kararı olmaksızın sürebilen bir özgürlükten yoksun bırakılma halinden. Silver ve diğerleri/İngiltere (1983) kararında AİHM’nin işaret ettiği ilkeyi hatırlıyoruz. Hukukun üstünlüğü ilkesi, yürütmenin/idarenin bireyin hak ve özgürlüğüne yönelik müdahalesinin yargı kurumu tarafından hukuksal denetimi anlamına geliyordu. Hakların ve özgürlüklerin hukuksal güvencesi böyle sağlanabilirdi. Bunun için, bağımsız ve tarafsız yargı şarttı. Bunun için adil yargılanma ilkelerine göre oluşturulmuş ve böyle işleyen yargı kurumları şarttı. Bunun için yargıçlar teminata sahip olmalıydı. Yargıç teminatı yurttaşlar içindi esas olarak. Davası yargı kurumuna intikal etmiş insanlar bileceklerdi ki, davasına bakacak yargıç kararları beğenilmediğinde “Fizan’a sürülmeyecekti.” Kürsü ve bölge güvencesine sahip olacaktı. Yargı, Türkiye Anayasasının 90/son maddesine göre, AİHS ilkelerine göre, AİHM içtihatlarına göre karar verecekti. Üç temel gücün tümü de (yasama, yürütme ve yargı) Anayasa’ya bağlı kalacaklardı.

Sonuç olarak, İlhan Çomak 27 yıldır, adil yargılanma talep ediyor.

Belirtilen durumda adil yargılanma, İlhan Çomak’ın özgürlüğü anlamına geliyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa