IŞİD saldırısı Afganistan’ı nasıl bir gelecek beklediğinin erken işareti oldu!
Fotoğraf: Sayed Khodaiberdi Sadat / AA
Afganistan’da, Kâbil Havalimanındaki tahliyeler sürerken önceki gün havalimanının giriş kapılarından birisi olan “Abby Kapısı”nda, bir “intihar saldırısı” yaşandı. Bu saldırıyı, ilerleyen saatlerde dört patlama daha izledi. Bu saldırılarda 110 kişinin hayatını kaybettiği, 150 dolayında da yaralının olduğu bildiriliyor. ABD medyasında yetkililere dayandırılarak verilen haberlerde, saldırılarda 22 ABD askerinin hayatını kaybettiği, 15’inin de yaralandığı belirtiliyor. Hayatını kaybedenlerin 28’inin Taliban militanı olduğuna dair haberler de var.
ABD ve Taliban, saldırıyı “IŞİD’in Horasan kolu”nun gerçekleştirdiğini öne sürdü.
Kabil Havalimanındaki saldırının duyulmasından sonra TV kanallarının gedikli uzmanları, Afganistan tartışmalarındaki “ana tezlerini” değiştirdiler.
Taliban’ın Afganistan’ın artık mutlak egemeni olduğu, bundan böyle her şeyin Taliban tarafından belirleneceğini iddia eden tezler öne süren “akademisyen” ve “uzmanlar”, derhal; Afganistan’ın iç savaşa sürüklenmesinin kaçınılmaz olduğu üstünden yeni tezler oluşturmaya giriştiler. Taraf değiştirmede olduğu kadar tez değiştirmede de ne kadar kıvrak olduklarını gösterdiler!
TÜRKİYE YÖNETİMİ ‘AFGANİSTAN GÖREVİ’ İÇİN HER TAVİZE RAZI GİBİ!
Sadece yandaş “uzman” ve “akademisyenler” değil; Afganistan’daki gelişmeler karşısında”Finansı iyi yönettiğimiz için mülteci aldık, daha da alacağız”, “NATO terk ettikten sonra da Afganistan’da kalıp havalimanını işletmek istiyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan aradan 10 gün geçmeden, kamuoyunda yükselen “mülteci düşmanlığı”yla da beslenen tepkiler karşısında “Türkiye batının mülteci ambarı değildir”, “1 tek mülteci alacak halimiz yok” diyen bir çizgiye geçmekte tereddüt etmediler.
Dün kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabil Havalimanıyla ilgili görüşmeler için, Taliban’la Kabil Büyükelçiliğinde 3.5 saat görüşüldüğünü söyledi. Gazetecilerin konuya ilişkin sorusuna Erdoğan, “Taliban bize, havalimanının güvenliğini biz sağlayalım siz de işletmesini yapın diyor. Ama bu doğru olmaz. Güvenliği de biz sağlamalıyız” diyerek yanıt verdi. Erdoğan, bu konudaki görüşmenin IŞİD saldırısı sonrasında ortaya çıkan kargaşanın yatışmasından sonra sürdürüleceğini söyledi.
Erdoğan’ın söylediklerinden açıkça anlaşılmaktadır ki, Erdoğan Kabil Havalimanında kalmakta ısrarlıdır.
Sonuçta, eğer Taliban kabul ederse Erdoğan yönetimi, “Güvenliği de biz sağlamalıyız” dese de sadece “havalimanını işletme” için Kabil’de kalmaya razı olacak görünmektedir. Çünkü Erdoğan ve ekibi, eğer böyle bir tutamak olmazsa, Afganistan’da tamamen “oyun dışında” kalacaklarını düşünmektedirler.
Burada akla, “Kabil Havalimanını işletmek Türkiye’yi öteki bölge ülkeleri kadar oyunun içinde tutabilir mi?” sorusu gelebilir. Bu sorunun yanıtı, “Elbette ki tutmaz”dır. Ama tek adam yönetimi böylece Taliban’la “Aynı din anlayışı içinde olan”, ABD’nin bölgedeki sözcüsü ve AB’nin “göçmen deposu” olarak Afganistan’ın da konuşulacağı masada olmayı ummaktadır. Ama en azından iç politikada “ümmetin kurtarıcılığı” ve cemaat ve tarikatların yanı sıra ırkçı şoven odakların motive edilmesinde bir işe yarayabilir.
Yeni Osmanlıcı dış politikada bir zafer kazanma umuduyla yaptığı her girişiminde akamete uğrayan tek adam yönetimi için bu bile az bir şey değildir.
TALİBAN’LI AFGANİSTAN’I NELER BEKLİYOR OLABİLİR
IŞİD saldırısı zaten bir kaosun sürdüğü Kabil’de kaosun üstüne bir kaos daha eklemiştir. Ama IŞİD saldırısı, Afganistan’da Taliban’ın tek ve mutlak hakim duruma geldiği üstünden yapılan değerlendirmelerin ne kadar afaki olduğunun işareti olmuştur. Bu saldırıdan; Afganistan’ın bugünden yarına bir iç savaşa sürüklenerek Taliban’ın Afganistan’da, en azından önemli bir bölümünde egemenliğini kaybedeceği sonucu çıkmaz. Ama saldırı Afganistan’da Taliban’ın egemenliğinin “iğneli fıçıda” bir egemenlik olacağının ve ülkenin kolay istikrara kavuşamayacağı bir döneme girdiğinin erken bir işareti olmuştur.
Çünkü Afganistan’a komşu Pakistan, Özbekistan, Tacikistan, İran gibi ülkeler, Afganistan’ın içindeki uzantıları olan etnik ve dini gruplar, aşiretler, uyuşturucu baronları ve savaş ağaları ve bunların Taliban’la ve yerel azınlık liderleriyle çok yönlü ilişkileri Taliban’ın ülkeye egemen olmasını engelleyecek kadar büyük bir potansiyele sahiptirler. Bu potansiyelin gerek bölge gericilikleri gerekse ABD, Rusya ve Çin emperyalistleri tarafından kullanılacağından şüphe etmek için akılcı bir neden yoktur.
Öte yandan Çin ve Rusya Taliban’la günübirlik görüşecek, Taliban’la yerel etnik azınlıklar arasında aracılık yapacak kadar yakındırlar. Ama çıkarlarını daha fazla gerçekleştirecekleri yeni fırsatlar çıkıncaya kadar!
ABD de 20 yıllık savaştan sonra Taliban’la “çalışmak” için bir sakınca görmemektedir.
IŞİD saldırısı sonrasında CETCOM Komutanı General McKenzie, önceki günkü IŞİD saldırısından sonra yaptığı açıklamada Taliban’la IŞİD ve el Kaide gibi gruplara karşı istihbarat paylaşımı yapacak kadar yakın bir çalışma içinde olduklarını söylemiştir. Bu da ABD’nin Afganistan’ı terk ederken Taliban’la ilişkilerini kesmediğini göstermektedir.
IŞİD saldırısı ABD ile Taliban arasındaki ilişkileri nereye götürür, bugün sadece tahminler yapılabilse de, yakın bir gelecekte daha açıkça göreceğiz.
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44